Günlük hayatımızda birçok defa duyduğumuz samimiyetsiz sorudur. Kimse kimsenin gerçekten nasıl olduğunu merak etmiyor. Sanki öylesine ayıp olmasın diye soruyorlar. Gereksiz.
Anlamı, işlevini yitirmiş olan soru cümlesi.
Kaçımız dürüst cevap verebiliyor ve kaçımız önemsendiğimizi hissediyoruz bu soruyla?
Herkes iyi mi gerçekten?
Formaliteden iyi olmak, güçlü durmak zorundayız tabii.
Bana uzun zamandır sorulmayan soru.
Sanırım, bu soruya muhtemelen "kötüyüm" diye cevap verip günlerce sürecek şekilde bir dert anlatma aşamasına geçeceğimden korkuluyor...
Yürekten söylenmiş bir “nasılsın” sorusu nefes aldırır insana; öyle de bir sihri vardır yani.
Hayatı sıkan, dünyanın en büyük dertlerine gark ettiren, zamanı çalan, ağlatan; bütün kırgınlıklar vefasızlıklar bir bohça edilir ve karşındakiyle paylaşılır.
Ne büyük bir şey paylaşmak: hele de kötü şeyleri.
Gel gör ki Dünyanın en mutsuz 3. Ülkesiymiş.. ama şu soruyu öyle Alalade, karşımıza çıkan eşimize, dostumuza sorsak; iyiyim, güzelim, şahaneyim gibi cevaplar alırız.
Çünkü samimiyet kalmamış; çünkü anlatacak söz kalmamış; çünkü herkes kendi savaşıyla meşgul.
-bize de iyi olmak kaldı.
Sahi nasılsın?
- manzaraya kapılmış bir ağaç gibi. Bütünün parçasıyım, an’ın En güzel noktasıyım.
- kısacası iyiyim, sen nasılsın?