Önce kendimiz dışındaki herkesten beklentimizi sıfırlıyoruz, sonra anı yaşıyoruz ve geçici olduğunu hatırlatıyoruz kendimize. Milyarlarca yıl milyarlarca insan düştü kalktı ve bir şekilde güneşi yeniden gördü. Güneşe bakıyoruz ve deriiiin bir nefes çekiyoruz. işte hepsi bu kadar.
Mutluluk abartılmış bir kelimedir, mutlu olacağımız zaman mutlu oluyoruz zaten haricinde öyle yaşıyoruz king ragnarin da dediği gibi happiness is nothing.
yaparken odaklanma gerektiren ve tabii daha önemlisi sevdiğim şeyleri yaparak.
mutluluğu çoğu insanın varsaydığı gibi ulaşılması gereken bir ülkü, daimi bir ruh halinden ziyade arada sırada burnuma gelince kendimi iyi hissettiğim güzel, ferah bir koku olarak gördüğümden kısa zaman aralıklarında kendisine eriştikten sonra havaya karışıp kaybolmasına alışmaya başladım ve üstte belirttiğim eylem şu an için mutlu olmama yetiyor.
bir gün gelir ve yetmez belki, onu bilemem. kim bilebilir ki?
Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrenerek. Size de aynısını tavsiye ederim.
Mesela beni, güneşli bir günde espresso makinemle yaptığım cortado eşliğinde piyano çalışmak acayip mutlu ediyor. Ya da aniden ve düşünmeden alınan avrupa biletiyle plansızca bir maceraya atılmak ve aylarca o macerada kalarak ülke ülke gezmek. Veya arabaya atlayıp bir anda kafama esen şehre gidip orada insanlardan uzak kısa bir tatile çıkmak. Evet bunun gibi şeyler işte.
Yoksa domatesin tanesi kaç lira olmuş diye düşünerek elbette mutlu olamazsınız gençler. Vizyon katın hayatınıza.
Sevgiler, aoa.
şu mutluluğun peşini bırakmadığınız sürece mutluyum diyemeyeceksiniz. mutsuz olmamak sizin mutluluk hedefiniz olmalı. mutluluk dediğin şey geçici duyguların o an size hissettirdiği anlık etki sadece...
mutluluğu kendim yapıyorum, tek başıma yürüyerek mutlu oluyorum, onu düşününce mutlu oluyorum, müzik yapan sokak sanatçılarına para veriyorum, çikolata yiyorum, kahve içiyorum hayata bir kere geldim, bu hayat benim ve ben mutluluğu arayamam.