gecenin son entrysini hodja efendiye ayırmaya karar verdim. lisede uydurup dururduk hayvan gibi de gülerdik. aklıma geldi şimdi ne alaka..
olaya bak nasrettin hoca bir gün göle maya çalıyormuş arkadaşı yok arkadaşı değil yoldan geçen biri demiş ki:
- hocam hocam hiç göl maya tutar mı?
hoca da demiş ki
- bi tutarsa paranın .mına koduk!
hihohohhiihoooo olmuyo işte komik olmadı hiç ama çok pis gülerdik şerefsizim ulan ne aptalmışız ama gülerdik bakın çok pis diyorum yahuu.
ikinci fıkram da şudur daha da şeyedemem saat geç kafamsa torba:
bu sefer lavuğun biri hocadan kazan almış. 1 hafta 2 hafta 3 ay derken iyiden iyide kendi malı gibi kullanmış kazanı. hoca lavuğa telefon etmiş sonunda getir ulan demiş kazanı. bizim lavuk koymuş içine boktan bir tas götürmüş. gevrek gevrek gülerek hodjam demiş bak uzun zaman oldu amma senin kazan bu arada doğurdu. hoca patlatmış cevabı:
-doğurur tabi eşşoğleşşek kazanın .mına koymuşsun!
nasrettin hoca bir gün göle yoğurt çalıyormuş. Yoldan geçen bir köylü "hocam hocam ramazan ayındayız sen oruç tutmuyor musun?" demiş. nasrettin hoca da şu cevabı vermiş: "ya tutarsam?"
Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
"Kimsin?"
"Hiç" demiş Hoca, "Hiç kimseyim."
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
"Sen kimsin?"
"Mutasarrıf" demiş adam kabara kabara.
"Sonra ne olacaksın?" diye sormuş Nasrettin Hoca.
"Herhalde vali olurum" diye cevaplamış adam.
"Daha sonra?" diye üstelemiş Hoca.
"Vezir" demiş adam.
"Daha daha sonra ne olacaksın?"
"Bir ihtimal sadrazam olabilirim."
"Peki, ondan sonra?"
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:
"Hiç."
"Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik makamında!"
ünlü fıkra üreticisi ve hazır cevap insan , hocamız , üstadımız ve sözlük yazarı olsa belki de en kral yazar olacak adam olan nasreddin hoca tarafından kimi zaman birilerine verilmiş ayarları , kimi zaman güldürürken düşünen smileyleri havada uçuşturan yegane fıkralardır.
örnek 1:
nasreddin hoca bir gün saz çalıyormuş. Oradan geçen bir adamın hocanın sazı çalış şekli çok dikkatini çekmiş ve garibine gitmiş, çünkü hoca sap tarafındaki elini sabit tutup çalıyormuş. Adam dayanamaz sorar ve:
- hocam hocam! O nasıl saz çalmadır öyle?
+ neden? Neyi varmış ki saz çalmamın?
- hocam o elini koymuşsun sapa, tutmuşsun öyle. Hiç öyle çalınır mı?
+ ya ne yapacaktık?
- hocam o elini oynatacaksın yukarı aşağı. Herkes öyle çalar sazı.
+ o dediğin adamlar benim bulduğum yeri arıyorlar. Ondandır...
- ?!?!?!?!
örnek 2:
nasreddin hoca kadıymış. davalılar gelmiş.
birisi derdini anlatmış. hoca;
- haklısın...
demiş. hoca diğerine anlattırmış. dinledikten sonra yine ona da ;
- haklısın...
demiş. davalılar afallamışlar. içlerinden birisi
- hocam sen de ne dersek haklısın diyorsun!
demiş. hoca;
- sen de haklısın... *
bu fıkra da burda bitmiiiiiiş. böyle bir şey işte bu da...
ne güzel hayat , martılar falan...
Nasrettin hoca bir gün sofrada yemek yemekteymiş. Bunu gören birisi hayretle hocanın yanına gelip sormuş "hocam ramazandayız oruç var" demiş. Hoca cevap vermiş "Bana ne?" Bunu duyan köylü hiddetlenip çıkışmış "ne demek banane? sen ne biçim müslümansın?" hoca da cevap vermiş "sana ne?"
bir gun nasrettin hoca essege ters binmis ve yola cikmis . mahalle cocuklari hocayla dalga gecmeye baslamislar . bir cocuk dalgali bir sekilde :
- hocam essege neden ters bindin , demis
hoca ise tersleyerek :
-sanane yarram sana mi ters binseydim , demis .