elli sigaraya bedelmiş. burada at ve arpa ile ilişkilendirilmiş atasözü aklıma geliyor.yani hoş şeylerden yararlanmayacaksak ölelim değilmi. tatsız tuzsuz ve nargilesiz hayatın anlamı nedir.*. *. *.
bazı insanları çarpan şey. şahsen ben ilk içişimde (hiç durmadan 2 saat boyunca içmiştim) ciddi anlamda sarhoş oldum. artık son dakikalara doğru kendimden geçip dumanı burnumdan çıkarmaya çalıştığımı ve kuzenlerime acaip şakalar yaptığımı hatırlıyorum. sonrası bir acaipti merdivenden düşmüştüm. eve gidince de afedersiniz kusmuştum. * böyle çarparmış adamı diyip bir daha içmedim. *
ilk kez içiliyorsa çölde susuzluktan ölmek üzere olduğunun hissini veren ve dumanı içinde dans edercesine başını döndüren ayakta durmayı zorlaştıran, dumanı ağızdan güzelce çıkarayım diye abanırcasına içine çekilen alet.
ayşe meşe köşe şeklinde kurallara ve tavsiyelere sahib bir kültür oluşturmuş meşgale. yanında sigara içilmesinden hiç hoşlanmam, illa içeceğim diyenlere ise tavsiyem sigarayı kesinlikle nargile kömürüne basarak yakmamalarıdır. nedenini bilen bilir...
tophanede en iisi bulunur, genelde bi tane alıp en az iki kişi içersiniz. kadıköydeki dem ve eftelyanın da hakkını verdiği, sakız satan küçük bi cocugun tabiriyle eski sigara. demde yapılan muz-çilek karışımı süper olup, karısım yapılmayan yerlerde kavun tercih etmekteyim. **
ankaradan misafirlerimi kaktüs adlı bir cafeye götürdükten sonra artık benim için değilde bunun için adanaya gelmelerine neden olan içimi harika sulu közlü aromalı sigara..
1836'da osmanlı topraklarına gelen ve padişahın emriyle çalışmalarda bulunan prusyalı yüzbaşı helmuth von moltke'nin arkadaşlarına yazdığı ve sonra moltke'nin türkiye mektupları adı altında kitap haline getirilen mektuplarında nargile şu şekilde anlatılmaktadır:
"... tütün içme babını tamamlamak için sana nargileden de bahsetmem lazım. çok sert, nemlendirilmiş tütünün (tömbeki) dumanı sudan geçirilir. duman böyle soğuk olarak arşınlarca uzunlukta ince bir marpuçtan, nargile içenin ağzına gelir. su camdan bir vazonun içindedir. (bohemya malı), türk bunun içine bir gül ya da kiraz atar ve bunların her nefeste suyun kaynaşan yüzünde oynamasından masun bir neşe duyar. böyle bir nargile, gölgeli bir ağaç, şakırdayan bir fıskıye ve bir fincan kahve türke, günün 10-12 saatinde zevkle vakit geçirmek için yetişir..."