en eski tarikatlardan biridir en büyük koluda menzil cemaatidir. ve menzil cemaati hem siyasetten uzaktır hemde halk cemaatidir yani halka yöneliktir. oraya gidenlerin cebinden 5 kuruş çıkmıyordur. umarım herkese gitmek nasip olur gidin bi görün derim. allah dostlarını ziyaret etmek gerek.
şeyhten "medet" ummak doğru değildir.
sekeratta şeyhin imanı kurtarmaya geleceğinin de islam kaynaklarında yeri yoktur.
Gavslık, kutupluk makamları en az genel müdür, daire başkanı gibi makamlar kadar ilahi kökenlidir.
Bu inanışlar ne Kur'an ne de sünnet kökenlidir.
bana sıkıntılı geliyor bu meseleler.
şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır demek ise en hafifiyle safsatadır. islamiyette zorunlu bir ruhban sınıfı yoktur.
Urvet-ül vuska isteyen Kur'an okusun.
ekle: eksi veren adam, insansa açıktan yazsın, tartışalım. gerçi yemez!
ekle2: namert sevenleri olan oluşummuş demek ki! "yazamadı"
Türkiyedeki islam anlayışı ve tarikatlar ile yakından ilgilendiğim bir dönemde kulaktan dolma değil de elle tutulur bilgiler edinmek için bunların adıyamandaki dergahına gitmiştim. Öncelikle şunu söylemeliyim ki nur cemaatindeki gibi maddi bir beklenti içinde olmamaları tek artıları. Başka hiçbir mantıklı tarafı yok. internetten açıp öğrenebileceğiniz tarihi bilginin dışında gözlemlerimden bahsedeyim, dergah aşırı kalabalık ve büyük bir bahçe kadın erkek olarak bölümlere ayrılmış durumda. Bu bahçenin içerisinde de gavs dedikleri kişinin kendisinin, oğullarının ve kızlarının evleri var. Gelen insanların yatması için bir bina var fakat oraya sığmadıklarında bahçede yatıyorlar. iki türlü de değişen bir şey yok yerde yatılıyor. Kürtler çoğunlukta fakat yurt dışından bile gelen var. Uzun yıllardır toplumun her kesimine nüfuz etmiş durumdalar. gavsın gelinleri ve kızları yani anne dedikleri kişileri hiç sevmedim. Bahçenin içinde büyüklene büyüklene bi yürümeler bi suratsızlıklar. Günde 1 kere miydi yoksa daha mı fazlaydı emin değilim ama en az 1 kez herkese çorba ve ekmek dagıtılıyor. Ekmekler normal marketlerdeki ekmeklerden değil sanırım dergahta yapılıyor. Zaten bunları yapacakları tüm malzemeleri kendi tarlalarına ektikleri ürünlerden sağlıyorlar. Alırken herhangi bir ücret talep etmiyorlar.
Diğer tüm cemaatlerde olduğu gibi bunda da abuk subuk bir sürü durum vardı gözümde. Siyasetle uğraşmadıklarını söylüyorlar ama bu kadar nüfuzlu bir cemaatin siyasette elinin olmaması mümkün değil. Muhsin yazıcıoğlu nun buraya tabii olduğunu duymuştum.
Adıyamanın menzil ilçesinin kahta köyünde dargahı bulunan, gavslarının peygamber soyundan geldiğini iddia eden cemaattir.
kökenini önce hz peygamber ardından hz ebubekirden alan ve ardı ardına silsile halinde devam eden tarıktır. tasavvufta hafi(gizli) zikir usülünü uygularlar. aslında araştırınca, özünü islamdan alan bu yolun, ahlaki ve felsefi öğretileri insanı şaşırtır.
bir dönem araştırmıştım. meşhur 11 esasları vardır, silsiledeki abdulhalık gücdüvaninin belirlediği. nakşibendiliğin 11 esası şöyle:
1- huş der dem: alınan her nefeste hak ile birlikte olmak.
2- nazar ber kadem: yürürken ayak uçlarına bakmak.
3-safer der vatan: dünyada daima sefer halinde yaşamak, bu bilinçte olmak.
4-halvet der encümen: halk içinde hak ile beraber olmak.
5-yad-kerd: daima allahı anmak.
6-baz-geşt: allaha dönmek, yönelmek.
7-nigah-daşt: kişinin allaha yönelmesine engel olan her şeyden sakınması, korunması.
8-yad-daşt: allahı zikrederken gerçek bir bilinçle zikretmek.
9-vukuf-i zamani: akıp giden zamanın geri gelmeyeceğini idrak etmek ve o şekilde hareket etmek.
10-vukuf-i adedi: zikirde belirli olan sayıya riayet etmek.
11-vukuf-i kalbi: kalbin hallerini bilmek, değişken bir yapıya sahip olan kalbi daima allaha ait kılmak.
burdaki her esasın tek cümle ile açıklanmayacak kadar uzun açıklaması vardır. ilgilenenler araştırabilir, ben kısaca değindim.
maalesef küffar ve onun yerli işbirlikçilerince kötü gösterilmeye çalışılan, nakşilikle uzaktan yakından alakası olmayan grupları sanki nakşi imiş gibi yamamaya çalışanlar ve küresel islam düşmanlığını her fırsatta gösterenlerin müslümanları soğutmaya çalıştığı kutlu yol.
