ısrar üzerine seneler sonra ilk defa dün akşam izlemeye çalıştığım, kızın hasta olduğunu anladığı sahneye kadar ağırlıktan iyice bayan ama sonrasında bir tık normale dönen film. totalde basit bir aşk hikayesinden öteye gitmez ama senaryosu orijinaldir. imdb de neden 8 küsur verildiğine anlam vermek zor, bir daha kolay kolay uzakdoğu filmi izlemem.
my sassy girl'den daha iyisini yapabilir mi ki bu koreliler diyen ağzımı yamultmuş filmdir. eğlenceli bir romantik komedi sanarak izlemeye başlamıştım amma velakin öyle değilmiş. beni ağlatabilen birçok duygusal film oldu ama normalde filmi bitince kapatırım, gider yüzümü yıkarım ve her şey o anda geçer. ancak bu film bittiğinde sanki her şey benim başıma gelmiş gibi yarım saat daha ağlamıştım.
kore filmlerine karşı acayip önyargılı olan ve benimle bu yüzden dalga geçen üç arkadaşıma da izlettim filmi ve salya sümük vaziyette benden özür bile dilediler, o kadar diyeyim.
bir de bu film için the notebook çakması olduğuna dair bazı görüşler var ki kesinlikle katılmıyorum. böyle bir önyargı ile filmi izlemekten vazgeçenler varsa hata yapmışlar demektir. şaşırtıcı şekilde kore filmi klişelerinden bile uzak gayet de özgün bir senaryoya sahip bir başyapıttır a moment to remember.
Tekrar seyrettim ve yine gözlerim doldu. hüngür hüngür ağlamak isterdim ama olmadı. (bkz: erkek adam ağlamaz) ama bu bile benim için büyük bir adımdır. mükemmel ötesi bir filmdir vesselam. ötesine gerek yok.
bana "seni unutsam ne yaparsın?" dedi. bu tarz şakalara gelemiyorum, kendimce cevap verdim "ben seni daha önce unuturum." somurttu, zaten türkçesi yeterli değil, "ama ya hastalığım sebebiyle seni unutursam ne yaparsın?" dedi. "unutturmam!" dedim.
"gel" dedi, "bir film izleyelim." ve bunu açtı. sorularıyla filme öyle bir çekti ki beni, jönün çaresizce gözyaşı döktüğü * sahnelerde "ben olsam ne yapardım?" diye kafayı kırdım. türkçe'yi unutacak, beni unutacak, ailesinden uzak kalacak, bakımı gibi sorunları kendime dert edindim. gözlerim de yaşarınca ne kadar ağlak olduğumu hatırladım.
--spoiler--
özcan deniz bu filmin senaryosunu çalmış. senaryo bana aitmiş gibi teessüf ettim. *
--spoiler--
romantik dram ama dram ki ne dram çok etkilendiğim güzel bir filmdi. filmi izlerken beklemiyorsunuz hiç olucakları süpriz oluyor. tahmin yürütemediğiniz için çok daha hoş aslında. konusu basit ama anlamıyorsunuz olucakları. sonuna doğru zaten göz yaşlarınızı tutamazsınız filmi izlerken.
kore yapımıdır aslında kore dizilerine ve filmlerine gıcıklığım olsa da bu film kesinlikle izlenmeye değer türünün en iyilerinden.
çok güzel olan güney kore filmidir. evim sensin in uyarlama senaryosunun esin kaynağıdır.
ağlamak isteyenlere başka bir güney kore filmi tavsiyesi:
(bkz: daisy.)
uzun zamandır hiçbir film beni bu kadar içine almamıştı. izlemek için geç kalmışım. filmin son kırk dakikası durmaksızın ağladım. sonuç işe şiş gözlerle gelmek.
ağlatan film.
kızın mektup yazıp adamı terk etmek zorunda kaldığı sahne hıçkıra hıçkıra ağlamama sebep oldu.
ne ağladım be...
bak yine o sahne geldi aklıma gözlerim falan doldu.
aaa bide kız çişini tutamadığı sahnede adamın onu temizlemeye çalışması var işte o an dedim ki aşk bu, erkek dediğin böyle zamanlarda yanında durcak vefalı olcak.
allahım eğer böyle aşklar varsa harbiden artık bu aşka ihtiyacım var.
içimdeki boşluğun büyümesine neden olan film.
başlangıçta biraz sıkıcı ve ve sıradan gibi görünse de film bittiğinde iyi bir baş yapıt izlediğinizin farkına varırsınız. Henüz kore sinemasında ondan daha iyisine rastlamadım. Tavsiye edilir.http://www.meteliksizler....eorisokui-jiwoogae-a.html