Din bir hastalık değil, özünde tanrısal bir inanca dayalı bir hayat felsefesidir.
Lakin o felsefe o kadar kayık ki kendilerini dine fazla kaptıranlar zamanla akıl hastası oluyorlar orası kesin.
Öncelikle bu melek çin şeytan bilmem ne hikayeleri şizofreni veya paranoya gibi rahatsızlıkları besliyor.
Sonra kişi hikaye dinleye dinleye ay rüyamda şunu gördüm, ay kulağıma şunu fısıldadılar ben galiba ermişim derken tümden kaybediyoruz.
Dahası yanlış davranışlara itiyor. Halkı durmadan sınırlıyorlar. Gayet normal şeyleri şeytani olarak göstere göstere milleti sıkıyorlar. Her şey gizli saklı yaşanıyor ve sonu hüsran.
Dini eğitim adı altında çocuk istismar eden papaz ve hocalara değinmeyeceğim bile.
aslında bu sadece müslümanlıkla sınırlı değil dindarlık akıl hastalığıdır demek daha yerinde. zaten mağarada melek gördüğünü iddia eden arabın peşinden gitmek pek akıl gerektiren bir durum olmasa gerek.
müslümanlığı 7 milyar insanın saygı duyması gereken bir din görmek; hem diğer din sahiplerine hakaret, hem de 7 milyar insanın aklına hakaret ve daha büyük bir hastalıktır.
materyalizmi insan algılarının algıladığı şeylere nicel gözlem ve deneyden uzak olarak inanmaktan, nitel gözlemden ibaret sanan cahillerin dünyada var olan sonsuz hayali, şizofrenik inançtan biri olan islami inançlara, tarihsel bir metine kutsallık verip, kendilerine göre daha cahil insanlar olan isa, muhammed, musa gibi tepelere çıkarmaları anlamsız. tamamen duygusal bir şey inanç.
islam'daki inançların tamamına ciddiyetle bakıp öyle tamamına inanan doktor, akademisyen tanımıyorum. islam dinini hz. muhammed gibi ciddiyetle yaşayan öyle fizik profesörü pek tanımıyorum.
modern düşünme arttıkça dine verilen değer azalıyor, bu da insanı dine dalıp uç paranoyak düşüncelere saplanıp kalmaktan koruyor. yani akıl sağlığını.
meditasyon, aşk, yoğun stres, dinsel inançlar, dinler beyin kimyasını bozuyor. bu çeşitli deneylerde birçok kez deneylendi. pekala bir huzur, bağlılık yaşıyorsunuz. bunlar iyi etkileri beyin kimyasının bozulmasının. ben iddiamın arkasındayım. beynimizin biyokimyasal, biyoelektriksel dengesini karşılıklı tüm müslümanlarla ölçtürebilirim. bu bir yobazlık değil, gerçektir. bunu diyecek kadar cesaretliyim, çünkü duygusal değil; realistim bu konuda. müslümanlık, beyin kimyasını bozabilen etkenlerden sadece biri.
aksine muslumanlik akil hastaliginin en buyuk caresidir..en buyuk sikintilarda Allaha siginmak gercek anlamda inanip dua etmek..buna da sukur herkese nasib olmaz.
müslüman değil, müslümanlık bir akıl hastalığıdır içindeki deliliğin tanımı olan deli saçması inançlarıyla. bir müslüman mantığa ne kadar önem verirse bu delilikten o kadar da uzak tutar kendisini. bir insanın aklı başında olduğuna yine o toplumun karar vermesi anlamsızdır.