sözlükte mülkiyet hırsızlıktır başlığı altında işlenen kitap. ilk bakışta mantıklı bir önerme gibi dursa da hırsızlık olmasına dayandırdığı temeller vasat ve bulanık yapıya sahip. anlaşılması da hayli zor. şöyle de bir hipotezi destekliyor esasen; ya sağlam felsefe yapmışsındır ya da salt sıçmışsındır. içerikle alakalı yorumları marx "felsefenin sefaleti" kitabında da yazmış zaten.
bilinen ilk anarşistlerden pierre joseph proudhon'un ufuk açıcı kitabı.
daha ilk paragraftan şöyle vurucu bir başlangıç yapar:
"şayet "kölelik nedir?" sorusunda cevap vermem gerekseydi ve tek kelimeyle, kölelik cinayettir deseydim, ne kastettiğim derhal anlaşılırdı. bir insandan düşünme yetisini, iradesini, şahsiyetini almak kudretinin hayat memat meselesi olduğunu göstermek için uzun söze hacet olmayacaktı. öyleyse niçin "mülkiyet nedir?" sorusuna, anlaşılacağımdan emin olarak, "hırsızlıktır" diye cevap veremiyorum; ne de olsa ikinci soru ilkinin şekil değiştirmiş halinden ibaret değil mi?"
sınırlandırılması gereken bir haktır. bir kişinin üzerinde hak iddia edebileceği toprak parçasının veya kendi üzerine bulunan ev sayısının sınırlandırılması gerekmektedir. ev ya da arsa yatırım aracı olarak kullanılamaz. herkesin yaşama ve barınma hakkı vardır. bu hak devlet tarafından güvence altına alınması gerekmektedir.
adalet eşitlik olsaydı Rusya'da oligarklar olmazdı, yada maocu Çin'de dolar zenginleri. o halde birileri illaki zengin olacak. ama meşru ama gayrimeşru. Latin amerikada uyuşturucu kartelleri veya Afganistan'daki afyon tüccarları da olmazdı. ama esas mevzu kirli paranın engellenmesi ve zenginin malındaki fakirin hakkı. ekonomik sistemlerin ranta rüşvete hırsıza vurguna adam kayırmaya torpile kara paraya faize kumara tekele hizmet etmemesi. faiz dünyaya hakim oldukça hiçbir problem sona ermez. ne ekonomik ne kriminal suçlar cinayetler, fuhuş ve nede sosyolojik sorunlar. hepsi zincirin bir halkasıdır. asıl sorun burda. bunlar çözülmeden sosyal adalet sağlanamaz. güç tekelde toplanırsa adalet sadece garibana uygulanırsa bunun adına istediğiniz kadar hukuk çağdaşlık ve demokrasi deyin, bu sömürü düzenidir. ister romaya babile mısıra hizmet etsin ister siyona Londra'ya Amerika'ya batıya hiç farketmez. hepsi aynı kapitalin lacivertidir. paraya tapınmak bitmez. bunlar varken entersandır ki terör de bitmez..
