edebiyatta abartma anlamına gelir.bir sözün etkisini güçlendirmek amacıyla bir şeyi olamayacağı biçimde anlatmak ya da olduğundan pek çok ve pek az göstermektir. ancak bu anlatım nükteli ve zarif olmalıdır. birçok yazınsalda bu yola başvurulur. tebliğ, ığrak ve guluv olmak üzere üç çeşidi vardır.
başka sanat dallarıyla içli dışlı olan sanattır. şöyleki;
bir resim sergisi, bir fotoğraf sergisi öyle bir anlatılır ki siz artık kendinizden nefret eder ve ''ulan bak adam neler anlatmışi bu fotoğraflarda/resimlerde ben niye anlayamıyorum lan!'' dersiniz. gren cafe' nin de etkisiyle 3 gençten birinin fotoğrafçı olduğu bursa' da sık sık açılır mesela bu fotoğraf sergileri. serginin tanıtımında kalemi kuvvetli bir arkadaş anlatır serginin konusunu; ''sanatçı arkadaşımız bu sergisinde, insanın doğa karşısındaki güçsüzlüğüne başkaldırısını ve karşılığında doğanın ona verdiği cevabı minimal bir tavırla bize yansıtmaktadır'' ulan öküzün gözünü çekmiş yakından ne var bunda? hayır hayvan kör olacak ayrıca! her meyse aranızda vardır mutlaka fotoğrafçı. onlara tavsiyem üye olmadığım halde hala gren' den bana gelen o mailleri yazan arkadaşa söyleyin lütfen; 'ya da' ayrı yazılır, 'şey' kelimesi her zaman ayrı yazılır, bir de herkese atacağın mailde 40 kelimenin 10' u yanlış yazılmaz.
günlük dilde hayvanlar kullanılarak gerçekleştirilen sanattır. şöyle ki;
-öküz gibi yemişim olum.
-hayvan gibi vurdu.
-ayı gibi geliyor.
-köpekler gibi pişmanım.