2010 bollywood yapimi bir filmdir kendisi. basroller bollywood aleminin kral ve kralicesi paylasior ; yani shah rukh khan ve kajol . bollywoodun klasik hiperduygusal yapitlarindan biri. fakat dans ve müzik kesinllikle cok eksik kalmis.
yine de veridigi mesaj cok güzeldi.
bu adamlar bu işi yapıyorlar. hintlilerin gün geçtikçe filmleri çok daha güzel oluyor ve sadece aşk meşk üzerine değil psikolojik rahatsızlıklarıda ele alıyorlar.my name is khan da bunlardan biri.izlenmesi gereken filmler arasına giriyor bence.
zaman zaman güldüren zaman zaman gözleri dolduran bollywood yapımı bir film. 2,5 saatten fazla süren bir film olmasına rağmen zamanın nasıl geçtiğini hissetmiyorsunuz. verdiği mesaj ve oyunculuklar açısından son derece başarılı bir film.
Bollywood filmlerinin güzelliğini gösteren ve istisnasız herkesin izleyipte beğeneceği bir film. ardından three idiots gibi başyapıtların izlenmesini gerektirir. dikkat etmek gerekir ki bağımlılık yaratabilir.
shah rukh khan'ın muhteşem bir performans sergilediği, kajol'un ise ona ayak uydurduğu, son yılların en güzel filmlerinden birisidir. bu kadar geç izlediğim için hayıflanmama sebeptir.
çekilmez bulduğum hint danslarının bile sırıtmadığı, 2,5 saatin nasıl geçtiğinin anlaşılmadığı, tam göz yaşınız akacakken bir anda güldüren film.
--spoiler--
filmi açar açmaz ilk dikkatinizi çeken unsur dil oluyor. çünkü film bir hint filmi ve konuşmaların ekseriyeti hintçe diğer yandan filmin geçtiği yer genelde amerika olarak göze çarpıyor. filmi ben kendimce üç safhaya ayırdım. 11 eylül öncesi, 11 eylül sonrası güney sahillerini vuran molly kasırgasına kadarki kısım ve molly kasırgası sonrası. 11 eylül öncesi asperger sendromlu rizvan khanı film küçüklüğünden itibaren ele alıyor. nasıl yetiştirildi, kaç kardeşi var, nerede, hangi şartlarda eğitim gördü, büyüdüğünde nereye gitti ve kime âşık olup evlendi gibi sorulara cevap bulabiliyorsunuz. bu bölümde benim dikkatimi çeken iki kısım oldu. birincisi rizvanın aşkı mandira için neler yaptığı, ikincisi rizvanın annesinin oğluna verdiği hayat dersi. ders şöyle. hindularla, müslümanlar arasında çıkan çatışmalardan sonra rizvan sokakta duyduğu ve bütün hinduların öldürülmesi gerektiği cümlesini evde söyleyince annesi onu kolundan tutar ve bir deftere çöp adamlar çizerek farkını sorar. rizvan ise pek bir fark olmadığını söylediğinde annesi woody allen vari şu cümleleri söyler: bir şeyi unutma. dünyada sadece iki tür insan vardır. i̇yi şeyler yapan iyi insanlar ve kötülük yapan kötü insanlar. i̇nsanlar arasındaki tek fark budur. başka da bir fark yoktur. bu cümlelerden sonra artık rizvan için din ayrımı ortadan kalkmıştır. kim hangi dine inanırsa inansın onu sadece o olduğu için değerlendirir ve öyle davranır. yani günümüzde çoğu kişinin yapmadığını bir asperger sendromlu yapar.
ikinci bölümde ise 9/11 olayları gerçekleşmiştir ve artık amerikan halkı, müslümanları potansiyel terörist olarak görmektedir. khan ailesi bu durumdan oldukça etkilenecektir ve en sonunda büyük felaket başlarına gelecek, mandiranın rizvandan önceki oğlu ve rizvanın en iyi dostu olan sameer bir grup tarafından dövülerek öldürülecektir. bu saatten sonra artık mandira aynı mandira değildir tıpkı rizvan gibi. bütün olanları rizvana yükler ve bulunamayan katillerin de etkisiyle onu evden kovar. rizvan ne zaman geri döneceğini sorduğunda ise ona amerika başkanına gidip my name is khan and i am not a terrorist. (benim adım khan ve ben terörist değilim.) cümlesini söylemeden ve terörist olmadığını ispatlamadan gelme der. bütün bu yaşananların müslümanlık ile ilgisi olmadığını söylese de rizvan, hindu olan mandira onu dinlemez. rizvanın adını temizleme görevi işte bu dakikadan sonra başlar ve başkanın rotasını da takip ederek onunla görüşmeye çalışır. bu sırada bir grup terörist ile karşılaşır, hapse girer ve yargılanır. bu bölümde en çok dikkatimi çeken yer ise i̇slamın kan akıtma dini olduğunu söyleyen doktora rizvanın verdiği cevaptır. rizvan bu cevapta doktora maide suresinin, 32. ayeti ile karşılık verir ve kim, bir cana karşılık veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. her kim de bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. der. burada i̇slam dininin merhamet dini olduğunu onlara anlatır ve bunu söyleyen adamı şeytan olarak nitelendirir.
üçüncü ve son bölümde ise rizvan fırtınanın vurduğu yerlerin içinde daha önceden onu misafir eden ve fakir insanların olduğu georgia, wilhemina bölgesinin de olduğunu öğrenince hiç tereddüt etmeden o bölgeye ulaşır. o insanların dertlerine derman olmak ve onlara elinden gelen her türlü yardımı yapmak için çaba gösterir. kendi dindaşları için bir müslümanın verdiği bu çaba bütün amerikada yankı bulur ve sonunda rizvan başkan ile görüşme fırsatı bulacaktır.
bu son bölümde ise beni en çok etkileyen yer başkanın rizvan hakkında söyledikleriydi. ben de zaten yazımı onun cümleleriyle kapatacağım. şu an hepimiz bu dünyayı kısa bir an için de olsa paylaşıyoruz ve ben zamanımı rizvan khan ile paylaştığım için onur duyuyorum. aynı şekilde ben de bu filme vakit ayırarak rizvan khan ile zamanı paylaştığım için onur duydum. şunu da anladım ki inanmış tek adam inanmamış yığınlardan çok daha değerli ve dünyayı gerçekten dize getirebiliyor.
hint sinemasının son dönem yaptığı, hollywood filmlerini aratmayan, güzel filmi. 11 eylül sonrası müslümanların yaşadıklarıyla alakalı net fikirler veriyor. bu filmi izlemeyen 11 eylül sonrası amerika'daki müslümanların çektiklerini tam anlayamaz.
arkadaşlar çok güzel ifade etmiş. kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir. hintliler bazen çok şaşırtabilirler. ön yargılı davranıp kendinizi mahrum bırakmayın. bu bir srk filmidir. merhametli, insan ayrımı yapılmasından rahatsız her müslümanın duygularına tercümandır. tabi ki (bkz: shahrukh khan)filmidir. Adam bu işi biliyor arkadaşlar.
boolywood un son yıllarda yaptığı en önemli filmlerinden biri. film müthiş kurgusu ve senaryosuyla asla kendini bıraktırmıyor. bide buna shahrukh khan ın müthiş oyunculuğu eklenince tadından yenmez bi film olmus.tek sıkıntı zaman kargaşası yasanması. zamanın bir ileri bir geri gitmesi ama ne kadar ileri ne kadar geri gittiği anlasılamaması tek sıkıntı diyebilirim. filmin sonuna doğru gözyaşlarınızı tutamaya bilir eğer yanlızsanız kesinlikle ağlayacağınız bir filmdir.kesinlikle izlenmesi tavsiye edilen filmdir.
her zaman güzel olan otistik filmlerinden bir tanesi daha. kurgu ve hikaye açısından her ne kadar forrest gump a benzesede anlatım dili ve kütürü açısından hindistan filmi daha doğrusu bizden bir müslüman filmi olduğu aşikar görünüyor. Shah Rukh Khan ın fevkalade oyunuculuğu hakkında çokda konuşmaya gerek yok zaten. filmin can alıcı bir kaç noktası var ki gözler mecburen yaşarıyor. ama bence en güzel diyalog khan ın başkana "bu benim oğlum o da terörist değildi" dediği sahnedir. klasik her hint filminde olan toplama film özelliğini bir kenara bırakırsak bol mesajlı hoş bir tüketim sinemasıdır. aile ile falan abur cubur gibi gider. tebrikler...
2010 yapımıdır ve dram ağırlıklı bir filmdir. Filmin özelliği şudur, ilk yarısında sizi güldürürken ikinci yarısında ağlatır ve filmde bir çok duygu bir aradadır. Ölüm, sefillik, çaresizlik, aşk, ırkçılık vb. Benim her yönden başarılı bulduğum ve hayatımda izlediğim en güzel filmler arasında olan bir filmdir.
vermek istediği mesajı zaten çoktan almış olanlar izlemesede olur diyebileceğim film. eniştem öğrencilerine izlettirmeyi düşünüyordu. o bakımdan süper eğitici bir film...