gökten düşen üç elmadan birini kafaya isabet etme durumudur. hangi masaldan düştüğüne göre değişen karakter mutluluklarına sahip olunabilir. kurbağa prens olunur, rapunzel olunur, külkedisi olunur ...
hayatta insanları tavlamak için anlatılan en büyük yalandır. aslında bir olmamsı gerekendir ama hep olagelmiştir. tanrı mutluluğu mutsuzluğu tanıyalım diye yaratmıştır. esas olan memnuniyet ya da memnuniyetsizliktir. ya memnunsundur hayatından ya da memnun değilsindir. ama mutluluk sahtedir biraz da hormonaldır.
en fazlası kıçınızı yarım okka göğe kaldırır; biraz da götten flaplarınıızın açılmasına neden olur. sonra düşerken bir taraflarınızın o anki sıcaklakla acısını anlayamazsınız. düşünce-nin en zor kısmı da budur. varolmanın acısını yaşarsın.
''çitimin üzerinden bakıyorum.. ellerimle yükseliyorum ve yine düşüyorum.''
evet kafka böyle demişti.
dünya esasında çok fazla ottan öte boktan ziyade durur. fazlasıyla alımlı gibi börünür ama kibar bir fahişe gibi gösterir gösterir vermez. bir orospu lafındaki hicvi anlamamak insanı ne kadar yorar bilir misiniz?
hormonal bir olaydır, kana karışan mutluluk hormonu vücuda bi gevşeme ve beyne hafif sarhoşumsu bir hissiyat verir. mutlu olmak çok kolaydır aslında ama kişilerin ruhuna karışan mazoşizm onları kendi içsellikleriyle çatıştırarak mutlu olmaktan alıkoyar. bunun mantıklı bi açıklaması olamaz tabi ama buradan mutluluk dışındaki hissiyatların da (mesela üzüntü gibi) insan ruhunun ihtiyaç duyduğu şeyler olduğu sonucu çıkarılabilir. zaten mutsuzluğu tatmadan mutluluğun kıymeti çok bariz bi şekilde anlaşılamaz.
zulfu livanelinin sinemaya uyarlanan romanının adı. kitapta uc ana karakter bulunmakta. rastlantılar, hayat felsefesi ve tore cinayetleri ile ilintili konusu var. ozellikle meryem karakteri okuyanı dusunmeye sevk ediyor. salt caresizlik oldukca etkin anlatılmıs. anlatım dili basit ve akıcı. kurgu surkleyici. *
--spoiler--
toplumun kendilerine yukledigi butun onyargıları ahmakca tasıdıkları bir deve donemleri vardır, sonra aslan donemi gelir; onyargılara karsı aslan gibi savasırlar ama birde bazılarının gecebildigi cocukluk asaması vardır. en ust asamadır bu. hayata bir cocuk safiyetiyle bakmak ve oyun oynamak; her turlu etkiye acık hale gelmek. yitirilen safiyeti tekrar bulmak.
--spoiler--
zülfü livaneli'nin bu sıralar çekimleri gerçekleşen film versiyonunu marta ayı gibi vizyonda göreceğimiz eseri. özgü namal ve haluk bilginer oynuyor. marmaris'te çekiliyor.