1.en züğürt anında ummadığın yerden çıkan para.
2.ummadığın birinden( adı lazım değil sevgili kelimesini sevmem çünkü yoh)gelen mesaj
3.sabah yorgun kalktığın zaman taze çay, ekmek, patates kokusu
3.Bazen de mutsuz ve talihsiz bir günde bir çocuğun sana tebessümü o kadar saf, temiz ve candan.
Yanından geçen karıncayla aynı havayı soluduğunu duyumsamak. Hiç tanımadığın insanların hayatını ne kadar merak ediyorsan o karıncanın da hayatını en az o kadar merak etmek. Ben, insanlar ve öteki canlılar üçgenini kırıp o anı birlikte paylaştığın tüm canlıları - kendin dahil - koşulsuz önemsemek ve eşitlemek. Aslında ekosistemde o karıncadan asla daha önemli olmadığını, hatta onun seni umursamadığını kabullenmek. Yarın kaygılarını ve geçmiş pişmanlıklarını bir bilgisayardaki sekmeleri kapatır gibi tek tek kapamak. Bir an için adını unutup sadece varlığına ve büyük resimdeki nokta kadar yerinin sınırlarına dokunmak falan filan.
Anda kalmak bir tek bizim için zamanla öğrenilen bir deneyim sanırım. Pratik ettikçe de basitleşir diye umuyorum bakalım.
Sevdiğim bir insana fark etmeden yaptığım, alışkanlık haline gelmiş bir davranışa karşılık teşekkür almam. Örneğin bir anne veya baba eşine, çocuğuna her gün kahvaltı hazırlıyor; öyle alışılıyor ki buna bir teşekkür etmek kimsenin aklına gelmiyor. Ama kahvaltı hazır olmadığında garipseniyor.
Çoğu güzel şey için yakınlarıma Teşekkür etmek geliyor içimden. Guzel bir söz, davranış karşısında bunu niye az söylüyoruz ki. Bunu söylemek kadar, duymak da hoşuma gidiyor. Arkadaşımla geçirdiğim her günün sonunda Teşekkür ediyor, ben de öyle. Bunca zaman her günün sonunda bunu söylemesi basit ama çok anlamlı geliyor bana. Benim için de öyle. varlığı, onunla geçirdiğim zaman benim için çok değerli, ona Teşekkür ediyorum. Allah'a şükrediyorum, iyi ki bugün de benimle diyorum.