Anlamsızdır, tamam beni boş verin ben kürdüm ve o’nu sevmemek için gayet geçerli nedenlerim var ama Türkler rakı masasından ülke yöneten ve neredeyse kuran okuyan herkesi asan bir adamı hangi kafayla seviyor anlamış değilim.
onu öğrenip sevmek pek ala gerçek sevmektir. çünkü öğrenince ülke idealleri için gerekenleri yaparsınız.
ve bütün yaptıklarını öğrenip şehir efsanelerine de kulak vermezseniz, mustafa kemal'in yüce allah'ın bir lutfu olduğunu çok açık bir şekilde görebilirsiniz.
iyi her yerde ve her zaman iyidir, kötü de her yerde ve her zaman kötüdür..
iyi olanı tarih yaşadı ve bitti . şu an da kötü ve adaletsizlerle yaşamaktayız.
bunu nutuğunda ayrı zamanda gençliğe hitabede ve ayrı zamanda bursa nutkunda anlatmıştı bize ...
neyi? şu an yaşadıklarımızı. ama bunlar tarih dersi diyebilirsiniz...
onu sevmek dolayısıyla vatan topraklarını, milleti, mücadeleyi sevmek demektir.
türkiye için mustafa kemal i sevmek o dur. Bir resmi tarih dayatmasını, bir görevi zorunlu olarak/itaatle yerine getirmeniz demektir mustafa kemal i sevmek. diktatöryal soslarla sunulan gri bir sevgidir bu. istediğini istediği anda yargılamadan asabilen, düşman kuvvetlerinin emirlerini harfiyen yerine getiren, agop dilaçar adındaki bir ermeniden direktifler alarak bir gecede tüm ülkeyi cahil bırakan, ülkedeki bütün kütüphaneleri geçersiz kılan, 600 yıllık tüm eserleri okunmaz hale getiren, hilafeti kaldırarak büyük bir ingiliz hayalini yerine getirmiş olan, saltanatın kaldırılması ile düşmanların bile hayretler içerisinde enselerini ürperten, ülkedeki müslümanların genetiği ile oynamak isteyen, bu uğurda ezanı bile tam 18 yıl türkçe okutma cüretini gösterebileni sevmektir mustafa kemal i sevmek. 1918-1920 istanbul işgalinden elini kolunu sallayarak 1919 yılında boğazları tutan kocaman ingiliz gemilerinin arasından pusulası bozuk bandırma vapuru ile çıkabileni sevmektir.
yukarıdaki sözlerde en ufak bir hakaret yok ne ilginç değil mi?
O nu sevmek anne - baba ya da evlat sevmek gibidir. vatan kokusunu çektin mi ciğerlerinin ta dibine, ona olan sevginin titreyen kalbinde barındığını hissedersin. düşündükçe titrer, titredikçe kokusunu içine çekersin...
kimisi der sevmem kimisi der zorunludur her kafadan bir sürü ses çıkar. mustafa kemal işte bu yüzden sevilir. bugün bir hiç olan bir adamın bile kendi hakkında bu lafları diyebilecek kadar güzel bir ülke bıraktığı için.
neden zorla sevileceğini halen anlayamamış bulunmaktayım. ya hu! çok sesli diye klasik müzik dinlemeyi biliyor iken bazılarımız ancak fikirlerde çok sesliliğe gelince o tek renk, tek ses tınısı deyipte aşağıladıkları arabeske dönüyorlar kitle kitle. e beni kimsenin müzik zevki ırgalamayacağına göre, benimle de yarışamayacağına göre varsın klasik dinlesin ancak kafaların içinde çalan bana caz sana tango olsun.
yer gök inlesin klasik müzikle ama "istersen sevme de görelim" nedir buna basmıyor işte kafam.
bugün yolculukta "hala kapanmadımı o telefon" diye kendince beni uyarmaya kalkan ve ardından lafı yiyip burnundan kıl kıl soluyan ayriyetten otobüs kalktığından camdan elalemin kadınlarına göz dikip, özel araçlara otobüs açısı ile göz değdiren, tam 2 saat 45 dakika boyunca ağzı dursa götü durmayan bir arkadaş yapıyor bunu! amaç nedir efendim, etraftaki hatunlara caka satacak hesapta. ee küt diye kaşınan sen değilmiydin az önce? şimdi bu burundan solumak niye? bırak bu bitmeye yüz tutmuş piknik tüpü edebiyatlarını diyorsun adam sanayi tüpüne dönüyor. peki sonra? durağına gelince paşa paşa iniyor, çıt yok. efendim hani ben çıt bekliyorum farkında değil misin?
şimdi bu ülkede atatürk 'ü sevmeyen zaten yok ki. sadece insanlar büyüdükçe atatürk hakkında ders kitapları olsun, okul dönemi olsun vesaire atılan yalanları keşfediyorlar. hani atatürk fenerbahçeliydi? oysa ki adam futboldan tiksinirmiş!
filanca falanca...
he bir yandan şuna da değinmem gerekecek ki tamam ahmedinejad farklı bir isim dünyada ancak iran şii cumhuriyeti sunnilerin de düşmanıdır, evraklarda geçer aynen kafirlerdense içinizden sapkınlar daha zararlıdır diye. islam dünyasının eb büyük dilimi 3 te 2 küsürü sünni iken vahhabileri ve şiileri ele alıp ovuşturmak yanlış olur.
kısaca bu ülkede herkes atatürk ü sever iken, seveceksin ulen dendiğinde küçükken tecavüze uğramışı düşün ya da ben eşcinselim anam ama bunu biliyorum, bilimsel diyenleri bir düşün, he bir de cumhuriyet adı altında tavır takınanların teröristleri gazete sayfalarında nasıl kucakladığını düşün!
adam konuşunca bir harika konuşuyor. türk milletini yere göğe sığdıramıyor. bize ırak a getirilen gibi tecavüzler, işkenceler, gurur kırıcı çıplaklıklar eşliğinde "özgürlük"ler getirilmesini önlüyor, adımızı dünyaya duyurup herkesin bizi anmasını sağlıyor: ne mutlu türk üm diyene diyor, dedittiriyor. sevmemek, söylesene, mümkün mü...
şimdi ise sadece bir örnek: benden önce paylaşımda bulunduğunu gördüğüm bu yazara saygılarımla...
--spoiler--
ATATÜRK'ün yanına ziyarete gelen iran kralı sohbet esnasında sürekli Atatürk'e laf göndermesi yapmaya çalışır ve tam kahve içeceklerken asker kahveyi kazayla Atatürk'ün üzerine döker .
iran kralı : Sayın Atatürk Türk milletini iyi eĞitememişsiniz.
ATATÜRK : Ben Türk milletine her şeyi öğrettim , bir uşaklığı öğretemedim ...
#1944567
--spoiler--
anlayacaksın ki imkansız diye bir şey yoktur. ''imkansiz, bu dunyayi degistirebilecek gucu iclerinde kesfetmek yerine, kendilerine sunulan dunyada yasamayi daha kolay bulan,
kucuk insanlarin ortaya attigi buyuk bir kelimedir. imkansiz bir gerceklik degil,
bir gorustur. imkansiz bir iddia degil, meydan okumaktir. imkansiz potansiyeldir. gecicidir. imkansiz yoktur. ''
kaçınılmaz olandır.
"atatürk eşcinsel miydi?", "yahudi miydi?" gibi densiz sorular sormamak "türk değildi" gibi b.ktan geyiklere girmemektir.
bu arada ulusalcılardan sıra gelirse bizler de sevmek isteriz mustafa kemal'i... yani müsaade ederseniz... o'nu kucağınızda o kadar sıkı tutuyorsunuz ki boğulmak üzere...
şu yazdığımı üç kere tekrar edin:
mustafa kemal, hiçbir ideolojinin tekelinde değildir!
