Ahmet Taner Kışlalı'nın çok güzel bir yorumu vardır "Atatürk'e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği" adlı yapıtında:
"Şeriatçıların Mustafa Kemal Atatürk' ü sevmemek için elbette ki haklı nedenleri vardır ve elbette ki haklıdırlar. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk şeriatçılığı boğmuştur" kabilinden... Diğer sevmeyenlerin de mutlaka bu meyanda haklılıkları vardır elbet...
Ne de olsa Karanlık, Aydınlığı sevemez öyle değil mi?
sevmemek bir haktır ve bu hak tabi olarak kimsenin elinden alınamaz ancak sevmediğini uluorta gerizekalı gibi bağırmaya çalışmakta sevenlerin hakkına tecavüzdür, gereği yapıldığında rahatsızlık duymamak gerekir. hele ki "sevmeme" hakkı hakarete varan boyutlarda gereksiz yere ifşa ediliyorsa kanun karşısında hesabı alınmalıdır.
ağlamanın, ağlaşmanın anlamı yoktur beğenmiyorsan soran olduğunda söylersin boktan fikirlerini milletin gözüne sokmaya provakasyon yapmaya, aptal kafayla nabız yoklamaya gerek yoktur.
atatürkü sevmiyorum deyip yine de en mantıklı konuşan biri aynen şöyle konuşmuştu tv'de: "fransız sömürgesinde yaşasaydık daha rahat başımızı örterdik" "fransızlar türbana saldırdı diye başladı kurtuluş savaşı". sanırım aradaki çelişkiyi anlatmaya gerek yok. ve evet, bu atatürk'ü sevmeyen birinin söyleyebileceği en mantıklı sözdür. daha fazlasını aramak saçma olur.
(bkz: onun hakkını nasıl ödersiniz) üzerinizde o kadar hakkı var ki, sevmemekden bahsediyorsunuz babanızın dedenizin doğmamış çocuğunuzun üzerinde onun hakkı var bu güzel Türk devletini bizlere sizlere bıraktığı için. Yatıp kalkıp sürekli ona dua etmek yerine onu sevmemekten bahsediyorsunuz. hangi hakla ve hangi sebeple sevmezsiniz ki? akıl sahibi olan açıklasın.
çünkü başlıklarda fikir beyan edilmez.
(bkz: mustafa kemal atatürk ü sevmiyorum) bu başlık ile (bkz: mustafa kemal atatürk ü seviyorum) bu başlık (bkz: aynı bokun laciverdi) dir.
doğru olan bu başlıktır. (bkz: mustafa kemal atatürk) işte bunun altına herkes görüşünü yazabilir. isteyen sevdiğini isteyen sevmediğini yazar. ama başlık içinde görüş bildirilmez. bu sevmemek yada sevmek le ilgili bir durum değildir. konu üzerinde hassasiyeti olan, dikkat eden yazarlara teşekkürlerimi sunarım. bu başlıklarla polemik yaratan, popüler olmaya çalışan yazarlara ise (bkz: pirelli 2010 takvimi) başlığını incelemelerini öneririm.
sözlük formatı der ki,
b) Entry/Başlık hakaret, küfür, ağır derece argo ifadeler içermemelidir. Uludağ sözlük bu konuda çok hassastır. küfür içeren entry silinir. Buna devam eden yazar da silinir.
bu madde çoğu zaman göz ardı ediliyor. silin efendim. beklemeyin. çünkü söz konusu kişi bbu eylemi tekrar gerçekleştiriyor.
e) Diğer sözlük yazarları ile polemik amaçlı girilmiş entryler silinir. Ayrıca siyaset ve futbol içerikli entrylerdeki polemik için yazıldığı belli olan entryler silinir. Buna devam eden yazar da silinir.
silin lütfen. bu konularda açılan başlıklar forum ve chat havasında tartışma şeklinde gidiyor. vakit kaybedip uyarmayın bile. silin gitsin. çünkü kişi aynı başlıkları açmaya devam ediyor. ayrıca son zamanlar da şu başlıklar da sürekli açılıyor.
19 aralık fb gençler maçı gibi. o hafta içerisinde dünya liglerinde oynanan maçların sayısını düşününce.
her maç için başlık açılması saçma değil midir? ayrıca tanıma değil. direk yoruma açılan başlıklardır bunlar. geçenlerde de milan ve yine yabancı bir takımın tarih verilerek maç günü için başlığı açılmıştı.
son olarak. sözlük moderatörlerinden talebim şudur, sözlük formatında başlık açmak ile ilgili bir kurallar bütünü oluşturup takibi yapılırsa. gerçekten ulu sözlük daha akıcı ve kaliteli hale gelecek. bu enerjiyi kimse boşa harcamasın. sözlükte yaşanan iç karışıklığın sebebinin iki üç tane kendini bilmez adam olduğunu görmesem, amerikanın işi diyeceğim vallahi. bu kadar olmaz arkadaşlar. kendi içimizde birbirimizi yemekten vazgeçelim. herkesin ayrı fikir ve düşüncede olma ihtimali yüksektir. ve bu durum kötü değil güzeldir. fakat kimse kimsenin inancı yada siyasi düşüncesi için şu şekilde başlıklar açmasın. yorum getirilerek başlık açılmaz.
Türkiye'de yaşayan vatandaşların atatürk'ü sevmeme haklarının olmamasıdır. ya da şöyle diyelim bunu dillendirme hakları yoktur. ülkemizde öyle garip bir tutum var ki her sözünüzü 5816 sayılı atatürk ü koruma kanunu kapsamına sokabiliyorlar. hadi dışarısını geçtim en özgürlükçü takılan sözlük aleminde bile bu geçerli. içinde en ufak hakaret, küfür olmayan nice entryler silindi, nice yazarlar bu entrylerinden dolayı çaylak, silik yapıldı.
atatürkün varlığından şüphe eden kardeşim, saçmalama görmedin mi anıtkabirdeki resmini... hani herkes Allah Allah deyip düşmanların üzerine yürürken savaşırken bütün gücüyle, onun bağdaş kurup elinde dürbünle tepeden bu savaşı izlediği resmini... böylesine müthiş bir askerin varlığına nasıl inanmazsın, adam dürbünle savaşıyo..
Her yerde insana dayatılmasından ötürüdür. En basitinden, bir okulun duvarın koskocaman Atatürk resmi asılıdır (boydan boya). Eğer siz bir okula atıyorum Ali Kuşçu, Farabi , Cahit Arf, Einstein ve sair resimler asmışsan burada ilim öğrettiğini anlarım ben, eğer sen bir devlet adamının resmini koyuyorsan, "okul" ideoloji öğretilen bir yere dönmüş demektir.
bir insan; ülkesini, hayatını kurtaran, yokluk içindeki bir ülkeyi gelişmiş milletler seviyesine çıkartan önderini nasıl sevmez bunu anlamakta güçlük çekiyorum.