ya adamı henüz görmedim tipini bilmiyorum ama murathan diye gay mi olur tanrı aşkına ?
hayır düşüncesi bile itici amk, ibne olacak adamin adi deniz olur berke olur ne bileyim boyle daha unisex isimler olur, nasıl ki fahrettinden gay biri olmaz, murathan'dan da olmaz.
Yazgını başkalarının ıstakalarının insafına bırakmanın hazin sonuçlarını anlatan cümlelerin sahibi.
..................
Ayrıldığımız gündü.
Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı,
Her şey bambaşka görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta
"Biliyor musun" dedin.
"Sen neye benziyorsun biliyor musun?"
Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç,
Hem keder veren gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı.
Sis ışığa çıkmıştı.
Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye benzeyen derin bir korkuyla.
"Neye?" dedim, yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar gibi, "Neye?"
"Bilardo toplarına."
"Neden?" dedim.
"Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan..."
Bir uçurum gibi derinleşen sessizlik o an başlamıştı bile bizi birbirimizden uzaklaştırmaya.
Beni terk etmeden önce yaptığın son konuşma oldu bu.
Sonra iki arkadaşım geldi, birinin omzunda ağladım, hangisiydi şimdi hatırlamıyorum.
Sonra birlikte başka bir kente gittik,
Anlarsın ayrılığın ilk günlerinde o eve katlanamazdım,
Sonra ben başka aşklara,
Sonra başka evlerin duvarlarına başka takvimler astım.
Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor kulaklarımda
Ardından bilardo topları dağılıyor dört bir yana
Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha
Bir daha
Bir daha
vefasızlığa dair ne varsa
beyaz, kızıl biraz mavi
ufak bir çocuk muzurluğuyla
hadi çak elindeki kibriti
at gönlümün ormanlarına
umuda dair ne varsa yak gitsin
senin burnunda çilleri parlayan çocukluğun geçsin
benim gençliğim
selamı sabahı da keselim
bir bir daha bin etmez ya
balçık da güneşle sıvanmaz ya
biliyorum
konduramıyorum
senin başı arşa değen sözde asaletin
yeminler bozduran sessizliğin
ve olmayan herşeyin
ben gidiyorum
zalim bir ışık geliyor
sallanan tuğlalardan
çok kaybettim
vakit yok
duvara yaslı masamı artık çeviriyorum
gidiyorum
Çocukluk başlı başına bir memlekettir, hatta sılasıdır insanın. Büyüdükçe sıla özlemimiz artar, hayat giderek gurbetleşir. Sanki ne yaşarsak yaşayalım hep gurbetteyizdir. Büyümek, gurbete çıkmaktır.
''terk eden'' adlı şiiri ile birçok insanın duygularına tercüman olmuştur.
kimdi giden kimdi kalan
giden mi suçludur her zaman?
ne zaman başlar ayrılıklar
dostluklar biter ne zaman?
her geçen gün bir parça daha
aldı götürdü bizden.
aynı kalmıyordu hiçbir şey
değişiyordu her şey kendiliğinden.
artık çözülmüştü ellerimiz
artık bölünmüştü yüreğimiz.
birimiz söylemeliydi bunu
ötekini incitmeden.
kimdi giden kimdi kalan
aslında giden değil, kalandır terk eden.
giden de bu yüzden gitmiştir zaten
eşcinseldir. "üç aynalı kırk oda" romanında mardinli eşcinsel bir gencin içsel çatışmalarını anlatır. ezberinizi bozmak istiyorsanız tavsiye ederim. murathan mungan aynı zamanda çok iyi bir şairdir. " yalnız bir opera" şiiri favorimdir.
yaz başıydı gittiğinde.
bir aşkın ilk günleriydi daha.
aşk mıydı, değil miydi?
bunu o günler kim bilebilirdi?
"eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen"
notunu buldum kapımda.
altına saat:16.00 diye yazmıştın,
ve 16.04'tü onu bulduğumda...