murat çelik

    22.
  1. nurdan özdemirin roportajından
    murat çelik kimdir?

    müzikhal olarak 93 yılında profesyonel olarak düş sokağı sakinlerinin düş sokağıyla beraber profesyonelliğe adım attık. ondan beri de profesyonelce müziğe devam ediyoruz. bu arada istanbul üniversitesi fen fakültesi astronomi bölümünü bıraktım. başka ne diyebilirim bilmiyorum.

    müzik tarzınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

    müzik tarzı maalesef onu ben de bilmiyorum. bunun en güzel tarafı bunu dinleyenlerin belirlemesi tabi. ama bir sürü öğeler var. roctan da öğeler var, etnil müzikten de öğeler var. yani her şeyden etkiler var. olmaması da mümkün değil zaten. çünkü yeni hiçbir şey yok. hepsi birbirine değişik bir şekilde bina edilmiş.

    fısıltıyla konuşuyorsunuz. sizi sadece tanıyanlar duyabiliyorlar. reklam yapmadığınız halde küçümsenemeyecek bir dinleyici kitlesine sahipsiniz. ama biz müzik marketlerde albümünüzü bulmakta zorlandık. kendinizi fazla ön planda tutmamanızın sebebi nedir?

    baştan beri benim benimsediğim bir şey bu. yani ön planda olmak istemiyorum. geri planda olmak istiyorum. insanın kesinlikle kendisini koruması gerekir kendinden maksat egosunu, benliğini koruması. yani insan bu duygusunu kontrol edemediği zaman canavarlaşır. o yüzden insanın kendisini mümkün olduğunca saklaması gerekiyor. bu bir tavır değil, bir imaj değil... ben de halimce kendimi korumaya çalışıyorum. çünkü ben de insanım ve benim de nefsim var. ve böylesinin daha doğru olduğuna inanıyorum.

    müzik marketlerde bu albümün pek bulunmayışı da dediğiniz gibi reklam tarzı bir şey yok. yaptığım müzikte reklamın pek de geçerliliğine inanmıyorum. tabi bunun çok çeşitli nedenleri var; ekonomik nedenler bunlardan biri. ancak benim çok sevdiğim bir olay var. bunun daha sağlam olduğuna inanıyorum. işte siz dinliyorsunuz, arkadaşlarınıza tavsiye ediyorsunuz. o ona tavsiye ediyor o ona o ona... biraz zaman uzun oluyor ama çok sağlıklı bir biçimde olduğuna inanıyorum. böyle olması benim için çok daha iyi. o yüzden afiş, reklam, bu işle biraz daha bana suni geliyor. yani klip olayları da öyle. çıkıyorsunuz , müzik ikinci plana atılıyor.
    baştan beri benim benimsediğim bir şey bu. yani ön planda olmak istemiyorum. geri planda olmak istiyorum. insanın kesinlikle kendisini koruması gerekir kendinden maksat egosunu, benliğini koruması. yani insan bu duygusunu kontrol edemediği zaman canavarlaşır. o yüzden insanın kendisini mümkün olduğunca saklaması gerekiyor. bu bir tavır değil, bir imaj değil... ben de halimce kendimi korumaya çalışıyorum. çünkü ben de insanım ve benim de nefsim var. ve böylesinin daha doğru olduğuna inanıyorum.

    bir albümü dinlediğimizde şarkı sözlerinden, o albümün sahibinin ve dinleyici kitlesinin ruh hallerini ve yaşam tarzlarını az da olsa anlayabiliyoruz. günümüz şarkı sözlerine baktığımızda bir kısırlaşmanın bir tek düzeliğin olduğunu görüyoruz. anlamlı olan şarkı sözlerinin de yaşanılabilirliğinin olmadığından söz ediliyor. oysa şarkı sözleriniz, sizin ruh dünyanızın ve hayatınızın birer yansıması. bu derinliğe nasıl ulaştınız ve bu derinliği nasıl koruyorsunuz?

    baştan beri inanın ki bunu hiç bilmiyorum. bunu samimi olarak söylüyorum. bilmiyorum,yani bu parçalar nasıl çıkıyor,o sözler nasıl geliyor. inanın ki allah-ü tealanın bir lütfu. yalnız bunu söylerken insanın çalışması gerektiğini arkasına sığınarak söylüyorum. yani onu göz ardı etmeden söylüyorum. allah-ü teala bir ayetinde şöyle diyor işte insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.şüphesiz ki bunlar bu müzik sözleri, bu şarkıların çıkması ilhamın dışında insanın yaşadıkları,mutlulukları,acıları... bundan da önemlisi insanın kendini geliştirme yönünde attığı adımlar. çok okuması,çok dinlemesi ve sazı ile bütünleşmeye çalışması...bütün bunların sonucunda bütün bu söylediklerim insanın içinde yoğruluyor ve bir şekilde ortaya çıkıyor. ama tabi okudukça,dinledikçe bakış açınız biraz daha değişiyor. o yüzden de tıpkı bir şairin şiirine olan saygısı gibi yani her şeyi ortaya koymaksızın şiir diye... bu müzikte de öyle. ben senede bir tane parça ya yazabilen ya yazamayan adamım. ama yazabilirim. fakat bunun pek etkisi olmaz. yani beni tatmin etmediği müddetçe bir başkasını tatmin etmesi çok zor. bu yüzden de dediğim gibi şairin şiirine olan sorumluluğu gibi bir müzisyenin de bestelerine karşı sorumlu olması lazım. hep en güzele doğru gitmek lazım. ben de onu deniyorum allah nasip ederse...
    4 ...
  2. 48.
  3. murat yılmazyıldırım sayesinde değeri bir kez daha anlaşılan, üstad ı muhterem. programlara çıkıp kendisini rezil etmiyor. kemikleşmiş bir dinleyici kitlesi var. kitaplarını satın alan duyarlı hayranları var. ona bunlar yetiyor. yılmazyıldırım gibi popüler olmaya ihtiyacı yok. murat çelik 2 masaya şarkı söyleyecek kadar gerçek bir sanatçıdır. sadece sanatını icra ediyor. müzik kalitesi olarak yılmazyıldırım dan çok daha iyidir. yani kısacası adam gibi adamdır. neyse o dur. sahtekar değildir.
    3 ...
  4. 4.
  5. 1969 trabzon doğumlu,profesyonel müzik hayatı düş sokağı sakinleriyle başladı daha sonra bazı özel nedenlerden dolayı ayrılıp 'seyyah' albümünü çıkarttı.birde AŞKIN ELiF HALi DiYE BiR KiTABI BULUNMAKTADIR.AYRILIĞIN SEBEBi KiTABIN ADINDAN DA ANLAŞILACAKTIR.bu kitabından önce 2004 te ^^gülziya^^ diye bir romanda çıkarttı.seyyah albümünü dinlemeyenlere şiddetle öneririm,insanın ruhuna dokunan bi albüm aşkı mecaziden aşkı hakikiye doğru tırmanan yazarın yeni albümü ekimde ^AŞKIN ELiF HALi^ adıyla çıkacak.
    3 ...
  6. 20.
  7. murat çelik müziğin hüzünlü ve mistik yanına bıraktığı gözleriyle hepimizin bakmasını sağlıyor. o gül dikeni bana gönder diyerek bilgeliği, karşılıklı duran iki aynanın ortasındayım diyerek sonsuzluğu yansıtıyor ve kent ozanları arasındaki haklı yerini alıyor.

    ve hatta suyun öte yanındaki sanatçı. müziğin asil duruşu. mahallenin en janti adamı. gönlü bol ahir zaman bilgesi.
    3 ...
  8. 30.
  9. bir konser afişinde "düşsokağı sakini" sloganını görüp yarım yarım yarıldığım ama güzel şarkılara imza atmış şahsiyet.
    2 ...
  10. 23.
  11. soluğumun tükendiği anlarda kurtarıcı meleğim olan şarkılara sahip; eski günlerimi, kaybettiklerimi yüzüme vura vura hatırlatan; sözlerini içime kazıdığım; duygularımı ortaya çıkaran gerçek sanatçıdır.
    dünya yakarken canımı, acıtırken, kanatırken ellerimi; yüreğimi, kendimi buldum onun şarkılarında. sessizliğiyle sesim olmuş, kaybolduğum zamanlarda ki hıçkırıklarım..
    2 ...
  12. 32.
  13. 26.
  14. yalnız insanın tahminen hiç görmediği en yakın dostudur kendisi.

    solo olarak ölüm ve beyaz gemi adlı çalışmaları için elllerinden öpülesi müzik adamı.
    2 ...
  15. 49.
  16. 1 buçuk sene önce izmitte verdiği konserinde sohbet etme fırsatı bulduğum müthiş söz yazarı ve sanatçı.

    o kadar alçak gönüllüdür ki, ara verdiğinde yanına gittim ve sevdan bir ateş şarkısını beraber çalabilir miyiz dedim, "benden daha iyi çalacağına eminim, şarkıyı unutmuş olabilirim" demişti. şarkı sözlerini unuttuğunda utanarak " bi insan kendi yazdığı sözleri nasıl unutur anlamıyorum" demiştir. pek güzel bi insandır.
    2 ...
  17. 16.
  18. canı sıkıldıkça uşak ilinde konser verir.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük