bugün

bilkent üniversitesi'nin efsanevi matematik hocası. her ne kadar rahatsızlığından dolayı artık hocalık yapamıyor olsa da, tüm öğrencilerin gönlünde ayrı bir yeri vardır. kendisi john nash ile aynı zamanda aynı okul ve bölümden mezun olmuştur bir nevi sınıf arkadaşıdır. matematiğe aşıktır ve ilerlemiş yaşına rağmen çok hareketli ders anlatır. bir gösteri izliyor sanırsınız kendinizi. grafiğin sonsuza gittiğini göstermek için, tahtanın sınırlarını aşıp duvarı kapıyı çizmekte bir an tereddüt etmez. çok küçük bir sayının değerini soran öğrenciyi kırmaz, ve sayıyı tahtaya yazmaya başlar, sıfırlar koyarak duvarı ve kapıyı geçer, sınıfa öteki kapıdan girer, orada da duvara sıfırlar ekleyerek gelir ve ta doğu kampüse gidip geldiğini söyleyerek başladığı noktaya gelip sona 1 koyar. öğrenciler kolay bir soruda zorlanırsa, ben bu soruyu gözüm kapalı çözerim diyip, gerçekten gözünü bağlayıp öyle çözer. soruları yakından incelememiz gerektiğini anlatmak için suratını tahtada yazan soruya dayamaktan burnu tahta kalemi lekesi olmuştur. derste kimi zaman matematiğin ne güzel birşey olduğundan bahsedip dalar gider, kimi zaman eski hocalarını anar. okuttuğu tüm öğrencilerden isim ve resim toplar. babanızı ben okuttum, sizi ben okutuyorum, çocuklarınızı da ben okutacağım derdi. hakikaten babası da murat hocanın öğrencisi olan arkadaşlar vardı. ama kalbi artık yoruldu ve evde dinleniyor.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar