can you lie next to her
and give her your heart, your heart
as well as your body
and can you lie next to her
and confess your love, your love
as well as your folly
and can you kneel before the king
and say ı'm clean, ı'm clean
Marcus Mumford'un solisti olduğu dinlemesi aşırı zevkli folk-rock grubu, kuruluş tarihi 2007 ve o tariften beri Sigh No More, Babel ve Wilder Mind isimli üç başarılı albüme imza atmışlardır.
marcus'un anne babası Evangelist'miş ve bu da şarkılarında fazlaca olan hristiyan ögeleri açıklıyor.
Wilder mind albümünde banjoyu bırakıp folk rock çizgisinden uzaklaşarak beni derinden yaralamış grup. Sigh no more hallerini özlüyorum efendim the cave'i, i will wait'i özlüyorum.
Kendilerine ayrı konserlerindeki enerjilerine ayrı hayranım. Bilhassa ben lovett isimli doğa harikasına ekstra hayranım. Dünya gözüyle izlemeden ölmek istemiyorum diyebileceğim nadir gruplardan biri.
süper adamlar. çok ama çok sağlam melodik tınısı var şarkılarında hep. albümlerinde neredeyse boş şarkı yok. en sevdiğim şarkısı Hopeless Wanderer, little lion man, the cave.
bu aralar ciddi şekilde I Gave You All isimli parçalarının sapığı olduğum british folk band. çok iyiler lan yani sözler, müzik, vokalin ses tonu, tarzları falan her şeyi mükemmel. brit olup kötü olan bir şey görülmemiş ama bu adamlar çok başka lan!
nasıl ortaya çıkarıyorsunuz böyle eserleri yaa .s.sss..s.s hı nasl .s.s anltsna brz .s.s.s
müthişler.
dipnot:sahneye çıkınca çok fazla heyecanlanıyorlarmış, şarkı sözlerinin unutuyorlarmış, bide çişleri geliyormuş. yazık la biri yüzlerine su falan atsın bişey yapsın.
kimse bahsetmemiş. the boxer isimli şarkıları var ya, çok güzel lan.
Böyle "iç mi acıtsam", "çok tanıdık gelsem de beni bir yerden çıkaramasalar", "bir kere dinlediklerinde kim bu, şarkının adı ne gibi sorular mı sordursam" hallenmelerindedir. lay la lay. lay la layla laylay. kısmı nefis.
şarkının tınısı çok iyi, canlı versiyonu bir başka iyi. canlı dinlediğimi sanma sevgili okur. ben de youtube konser izleyicilerindenim.
bir dinle, beğenmezsen adsl kotan iade.
Marcus Mumford'un lay la laaay. lay la lay lay lay la laay dişiyi nefis. Çok içten lay la lay çekiyor. istanbul'da yaşasa kesin tribün lideri olur.
ilk albümleri olan "Sigh No More"dan sonra ikinci albümleri "Babel"i çıkarmış olan ingiliz folk rock grubu.
Hareketli banjo ve gitar tınılarından hoşlanıyorsanız dinlemenizi tavsiye ederim.
Coldplay ve Arcade Fire'ın da prodüktörlüğünü yapan Markus Dravs ile birlikte çalışıyorlar ve gerçekten iyi işler yaptıkları söylenebilir.
Öyle ki 5 milyon satan albüm satışlarıyla son zamanlarda Adele'den sonra ingiltere'nin en iyi müzikal ihracatlarından biri oldukları söyleniyor. Güçlü sesiyle Markus Mumford, özellikle "Broken Crown", "Hopeless Wanderer","Where are you Now", "Winter Winds" aklıma gelen ilk parçaları.
Aklıma gelmişken; karanlıkta ve bira ile çok iyi gidiyorlar.