"haremde çok gösteriliyor, kanuni hep seferdeydi" gibi aşırı eleştirilere maruz kalması biraz haksızlık olan dizi.
elbette bu dizinin tamamen kanuni'ye ve askeri başarılarına odaklanmadığı malum. neticede kadını (başta hürrem) sık sık odak noktasına alan, yer yer haremdeki kadınların yaşamına daha çok odaklanan bir dizi idi.
lakin bu dizide kanuni'nin seferleri ve başarıları es mi geçildi? yo... hatta kale fethederken en önden kılıçla dalma gibi sahneleri bile vardı. mohaç'ta kazandığı büyük zaferden sonra kibre kapılmamak için yere kazılı bir mezar çukurunun içine uzanıp yatması gibi tasavvufi boyutu bile olan sahnesi vardı vs vs...
yani bir nevi tarihi sadece askeri olaylar, seferler olarak, sadece biz erkeklerin maceraları olarak görmemek gerek. hürrem'in neden esir kadınları kurtarmaya, barındırmaya yönelik hayırlar işlediğini kendi hikayesiyle ilişkilendirerek anlattığı sahne seyirci için farklı boyut getiren bir şey değil miydi mesela?
falan filan... velhasıl, tarihin sadece belli detaylarına o kadar şartlandırılmışız ki, bunların biraz dışına çıkan her şeye saldırma huyumuz var, velev ki bu dizideki gibi o detayları da yer yer ziyadesiyle vurgulayarak gösterse bile...
Dizinin asıl adı muhteşem yüzyıl aşk-ı derun'dur. Sultan süleyman'la hürrem sultan'ın birbirlerine duyduğu derin aşkı konu almış ve sultan süleyman'ın savaş başarıları da bolca işlenmiştir.
Görselliği olsun, o dönemi yansıtması olsun, konuların mantık çerçevesinde işlenmesi olsun, türk dizi tarihinin en kaliteli yapımlarındandır.
osmanlı devletinin temeline dinamit konulan yüzyıl.
çürümüş yozlaşmış bir bürokrasi, liyakatsiz bir kamu düzeni miras olarak kaldı bu muhteşem yüzyıldan.
osmanlı devletinin duraklama gerileme ve çöküşe neden olacak sürecin temeli kanuni döneminde atıldı.
Lisede zorunlu staj yaptığım sırada liseli gençlere Kanuni dönemini anlatırken içinden kesitler sunduğum, bir dönemin oldukça popüler dizisi. Hatta dersin sonunda sınıfa "tarih konulu dizilerin tarihi öğrenmede nasıl bir etkisi vardır ve bu tür diziler hakkında ne düşünüyorsunuz" diye soru yöneltmiştim. Güzel bir fikir şöleni olmuştu. Öğrenciye arada böyle sorular yöneltmek gerekiyor. Oysa bizim lisedeki tarihçi sınıfa girerdi. Ders kitabından sırayla paragraflar okutup tahtaya birtakım tarihleri ve beylikleri yazardı. Sonra ders biter ve hoca da çıkar giderdi. Size şunu söyleyeyim hocamız ne bir müzeye gezi düzenledi ne sınıfça tarihi belgesel izledik. Böyle tiplerin öğretmenlik yapmasını pek doğru bulmuyorum açıkçası. Mesleğinde fazlasıyla tecrübeli olabilir ama kuru kuruya ders anlatmak ya da kitapta olanı öğrencilere okutup çıkıp gitmek öğretmenlik mesleğini icra etmek midir efendim, evet.
Şu dizinin bittikten seneler sonra kıymetini anlıyorum.
Diriliş serisi, payitaht vb vb hikaye.
Şu dizideki olayların, protokolün %80-90'ı gerçek tarihle örtüşüyor.
Bazı karakterlere kurgusal hikayeler yüklenmiş ama ana hikaye tarihe olabildiğince uygun.
Öyle propaganda amaçlı yapılmış bir dizi de değil.
Dönemin tasavvufçularına, isyanlarını, seferlerine dek vurgu yapılıyor.
Harem sahneleri eleştirilerine karşılık yazılan bir entry;
"bu dizide kanuni'nin seferleri ve başarıları es mi geçildi? yo... hatta kale fethederken en önden kılıçla dalma gibi sahneleri bile vardı. mohaç'ta kazandığı büyük zaferden sonra kibre kapılmamak için yere kazılı bir mezar çukurunun içine uzanıp yatması gibi tasavvufi boyutu bile olan sahnesi vardı vs vs..."
ha tamam osmanlıya hakaret ettiği için gerçekleri yansıtıyor. övüp padişahın seferlerde çektiklerine odaklansaydı yalancı yandaş olacaktı.
hürremi sapkın göstermeye uğraşmaktan mimar sinanı unuttular dizide. hürremin de ne hikmetse mekke medineye yaptığı hizmetler ve vakıflar hiç yok, varsa yoksa meme ve entrika.
Kanuni sultan Süleyman ile Hürrem sultan'ın aşkını konu alan, Halit ergenç'in oyunculuğunun zirvesini gördüğü tarihi bir dizidir. Bazı sahneleri kültür. Müzikleri de çok güzeldir.
Zamanında ne izleniyordu be. Dün gece bu dizinin oyuncularını rüyamda gördüm. Entry gireyim dedim *
Türk dizi tarihinin en prestijli dizisidir. Kimi çevrelerin iddiasının aksine osmanlıyı küçük düşürmez, yüceltir. Büyük türk layık olduğu şekilde müthiş bir performansla temsil edilmiştir. Şili de bile yayınlanmıştır.
Süleyman ibrahim'i boğdurmayı düşünürken hiçbir şeyden haberi olmayan ibrahim'in "hünkarım baharda manisa'ya gidelim mi" dediği sahne acıklıydı bence, evet.
