ölmedim,yaşıyorum diyerek çıkıp gelsen seninle yürüyecek milyonlar var,başkanım.Sen bize iktidar olmayı değil adam olmayı öğrettin. Ruhun şad olsun Muhsin başkanım. Unutmadık,unutmayacağız.Unutturmayacağız !
şahsen bir ata-türkçü olarak kendisiyle fikirlerimiz çok fazla örtüşmez. kendisi türk-islam kimliğinin islam yönü ağır basan alperen akımındandır. (vaktiyle mhpden ayrılmasının nedenlerinden biri de dönem mhpsinin daha türkçü bir çizgide oluşudur.)
ancak yine de her halukarda daha dün vaktiyle yanlarında fettoş piçine laf söyletmezken, 16 temmuz günü köprüde gördükleri askerin (hiçbir şeyden haberi olmayan, olan bitene anlam verememiş gencecik bir insanın) üzerine darbeci diye çullananlardan daha fazla "adam"dı.
hani geçmişinin elbette tümüyle tertemiz ve pırıl olduğu söylenemez. sivas ve maraş olayları gibi alevilere yönelik saldırılara karışmak gibi ciddi yanlışlara imza attığı doğrudur, tabi doğrudan 1. dereceden faili olmasa da rol oynamıştır birilerinin etkisi altında kalarak. (önceden orada bulunup istibarata dahil olmak gibi.) ancak kendisi madımakta olayın vehametini görünce yanmakla karşı karşıya gelen bir grup kişinin kurtarılmasında ve dişarı çıkarılmasında da rol oynamıştır.
netice olarak kendisi "pişman" bir insandı.
gençliğinde ciddi bir kamplaşmanın olduğu bir dönemde eline silah almışlığı da vardır, (tetikçilik olayı var mıdır bilemem orasını.) fakat silahla karşı durduğu kişilerin de makul birer gruplar olduklarını düşünmüyorum, dhkpc tikko gibi döküntülerin fikir babaları olmaları gayet de yüksek bir potansiyel.
ayrıca kendisi 80 döneminde hapse atılmış, işkence görmüş, cezası varsa da çekmiştir.
ayrıca ben de kendisinin bir cinayete kurban gittiğine inanıyorum. her halukarda öldüğü gün türkiye tarihinde bir kara leke olarak kalmıştır.. ve de duyduğum kadarıyla helikopterinde bulunan iha muhabiri ismail güneş' in ölü bulunduğu vakit ağzı burnu kırıkmış, halbuki daha evel kendisi kurtarma istibharatıyla gayet de konuşmuş. (ki ağzı o şekilde kırık bir insan konuşamaz.)
ki kendisinin akp-fetö arasından su sızmadığı bir dönemde gelecek için bir tehlike olarak görüldüğüne inanıyorum, ki sağ parti seçmeninin bölünmesinde önemli bir rol üstlenebilirdi.
ayrıca da kendisinin şu anda mevcut iktidara özellikle de "başkanlık anayasası" denen hilkat garibesi anayasaya destek verebileceğini sanmıyordum.
ancak yine de ölünce badem gözlü olanlardandır, (yüzde 10 gibi bir seçim barajı olan ülkede yüzde 1 bile oyu yoktu.)
söyleyeceklerim bu kadar..
Gardiyanların ayak sesleri koğuşun kapısında son buldu, getirdikleri genç bir mahkumu bıraktılar ve gittiler. Yeni gelen genç içeridekilere selam verdi ve kendisine gösterilen boş yere oturdu. Koğuştakiler ona hoş geldin, geçmiş olsun dediler. içlerinden en yaşlı ve olgun olanı gencin yanına yaklaştı ve ona ilgi gösterdi, bir anlamda sahiplendi. Çünkü selam verişinden ve simasından bu gencin nasıl biri olduğunu hemen anlamıştı.
Genç oldukça yorgun ve bitkin görünüyordu, epeyce bir müddet konuşmadı. Daha sonra yaşlı adamdan bir seccade istedi ve kıblenin ne taraf olduğunu sordu. Sonra kalktı ve yavaş yavaş ikindi namazını kıldı. Yaşlı adam gencin namazını bitirmesini bekliyordu, onunla enine boyuna tanışmak istiyordu. Fakat genç ikindi namazını bitirdiği halde daha namaz kılmaya devam ediyordu, sonunda bitirdi ve yerine geçip oturdu. Yaşlı adam biraz daha yanına yaklaştı.
- Nedir o fazladan kıldığın namaz? Biliyorsun ikindi namazından sonra kılınan nafile bir namaz yoktur? Delikanlı bir müddet cevap vermedi, daha sonra sakin bir sesle:
- Kaza namazı dedi.
- Ne zaman kazaya bırakmıştın? dedi yaşlı adam.
- Gözaltındayken, dedi. Çok yavaş bir şekilde söyledi bunu, daha sonra da gözleri uzaklara dalıp gitti. Yaşlı adam onu konuşturarak ve bir şeyleri hatırlatarak üzmek istemiyordu. Fakat yine de kendine hakim olamadı.
- Ne kadar tuttular göz altında?
- Yirmi dokuz gün.
- Allah Allah, yirmi dokuz gün öyle mi?
- Evet, yirmi dokuz gün. O yirmi dokuz günlük namazımı kaza edeceğim.
- Kılamamışsındır, kıldırmamışlardır herhalde? Delikanlı bir müddet sustu ve sonra yaşlı adama döndü:
- Aslında namazlarımı kıldım, bir tek vaktimi bile kaçırmadım fakat…
- Fakat ne?
- Fakat namazın şartlarını yerine getiremedim, hep eksikti. Çoğu zaman abdest alamadım, teyemmüm ettim.
- Olsun, teyemmümle olsun, kabul değil mi?
- Fakat toprak bulamadım teyemmüm edecek, bazen beton duvara, bazen de demir kapıya ellerimi sürerek teyemmüm ettim, kabul olur mu?
- Ne demek kabul olmaz, elbette olur.
- Kıbleyi de bilmiyordum, rica ettim söylemediler. Hem bu arada namazın diğer rükünlerini de yerine getiremiyordum, askıdaydım, hem ellerim hem ayaklarım bağlıydı, çoğu zaman zorla rükuya gidebiliyordum, hele hiç secde yapamıyordum.
- Olsun, olsun yine de kabuldür senin kıldığın bu namaz, dedi yaşlı adam. Fakat ses tonu gittikçe değişiyor, ağlamaklı bir hal alıyordu.
- "Sen öyle hep kabul kabul diyorsun ama…" dedi ve bir müddet sustu genç adam. Daha sonra değişik bir ses tonuyla devam etti.
- Biliyor musun, gözaltında bulunduğum o yirmi dokuz günün on beş günü anadan üryandım, çırılçıplaktım, soymuşlardı beni. Yalvarıyordum onlara, ne olur Allah(c.c.) için bir tek külotumu bana verin, hiç olmazsa namaz kılacağım vakit verin diyordum, fakat vermiyorlardı. işte o şekilde kıldım namazlarımı. Mümkün olduğu kadar toparlanıp avret yerlerimi örtmeye çalışıyordum. Fakat bazen onu da yapamıyordum, bu şekilde namaz kılıyordum…
Ortalığı epeyce bir müddet sessizlik kaplamıştı, delikanlı yaşlı adamdan cevap bekliyordu, bu namazları kaza etmesi gerekmiyor muydu? Yaşlı adam kafasını kaldırdığında gözyaşlarının baştan sona yüzünü ıslattığını gördü, ağlıyordu, ağlıyordu. Sonra birden doğruldu ve delikanlının omuzlarından kuvvetlice tuttu ve kendine çekti:
- Bana bak delikanlı! Anlıyor musun, o namazları asla kaza etmeyeceksin. O namazları alıp Allah’ın huzuruna varacaksın. “Allah’ım, sana bunları getirdim.” diyeceksin. Biliyor musun, belki hayatında kıldığın en önemli namazlar, senin bu namazların olacak.
NOT: Muhsin Yazıcıoğlu; '12 Eylül darbesinden sonra suçsuz yere tutuklandı. 7,5 yıl Mamak Cezaevi'nde tutuldu, bu müddetin 5,5 yılı hücrede geçti; sonunda aleyhinde bir hüküm verilmeden, bir gün bile ceza almadan tahliye edildi...'
Söylemesi ne kadar kolay... Onun, dâvâsı uğrunda çektiği çileler gerçekten dehşetlidir. Bu 7,5 yıl basit, sıradan, olağan bir 'yatma' değildir.
Ancak 'O' buna rağmen imanının ve Allah(c.c.)'a adanmışlığının gereği olarak; "Ne kaderime küstüm ne devletime küstüm.Çünkü inanmak iman etmek varsa bir şeye Ya Rabbi kahrın da hoş lütfun da dedik !" demiştir.
Ruhu şad, Mekânı cennet, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.v.) komşusu olsun, Şehadet'i kabul olsun inşâAllah.
en azından 80'lerde insanlar katillere karşı bilinçlenmişti ve çoğunluk bu tip halk düşmanlarına çöpünü bile vermeyecek hale gelmişti.
sonra süt çocuklarını vatan millet gazıyla kandırıp tekrar popüler oldular.
muhsin yazıcıoğlu'nun işlediği cinayetler buradan okunabilir. https://eksisozluk.com/mu...edigi-cinayetler--4305176
ayrıntılı incelendiğinde en kanlı hollywood cinayet filmlerine taş çıkartacak olaylar çıkar bunlardan.
70'lerin ülkücü eylemcisi. 90'larda feto ile anıldı. feto cinayetlerinde hep onun elemanları tetukçu olarak kullanıldı. atatürk karşıtı-dinci bir çizgiye oturdu.
turan ülkümün uğrunda şehit olan son umudumdu. ilk oyumu ona vermiştim. öldüğünde yakınımı kaybetmiş gibi ağladım. en son 1 hafta önce arabada namaz kılarken ki videosu yine beni ağlatmıştır. ruhu şad mekanı cennettir inşallah.
Çünkü ölünce anlaşıldı kıymeti bilen biliyordu ama Muhsin yazıcıoğlu yaşarken %1 bile alsa herkesin saygı duyduğu birisiydi ülkücüler hain diyor o ayrı.
sağcı olan bir kişi şuan hakkında kötü konuşmaz. yaşasaydı gelecekti başa yaşatmadılar der. bu söylem çok ironiktir.
muhsin yazıcı oğlu hayattayken aldığı oy %1'dir. sadece %1. ne kadar komik değil mi? bu adam yaşarken mhp'ye oyunu basan insanlar o öldükten sonra onu sahiplenecek kadar da yüzsüzdür aynı zamanda.
sen yaşarken sahip çıkma ölüyken başbakan, cumhur başkanı yap. ''kör ölür, badem gözlü olur'' atasözüne göre hareket et. yazık.
http://www.hurriyet.com.t...tanigi-anlatiyor-19552710
bence okumakta fayda var. iftiramı değilmi?
bu arada dolmuştan indirilip öldürülenlerle ilgili yeşillendirirseniz sevinirim.
siz sosyalistlerle pkk lıları karıştırmayın lütfen.