Alt yaş kategorilerinde yaşıtı enes ünal vari ya da daha önce ki alt yaslarda adeta bir maxim tsigalko adeta bir temur altunhan olmuş Sercan yıldırım veya batuhan karadeniz gibi gol olup yagmamistir ama u17 ve u19 da toplamda aşağı yukarı 50-60 maça cikmis ve nerdeyse maç başına 1 gol ortalaması tutturmuş. Turkiye kupası nda bu sene 3 golü var. Ligde de 1 maç oynadı onda da 10 dk oynayıp yine gol attı. N'doye nin kiralık gönderilmesi inşaallah onun işine yarar. Avrupa da malum ki bu yaşta çocuklar çok büyük takımlarda ilk 11 çıkıyorlar. Avrupa nin en büyükleri bile 18-19 yaşındaki futbolculara şans veriyor. Yakın tarihten neymar, sterling , pogba , veratti , götze , hazard , de bruyne , lukaku , griezmann... Daha bir bu kadar sayılır kısa kesiyorum velhasili yani bunların hespi muhammet ın bugünkü yaşında ilk 11 oynuyordu ve milli takıma çağrılıyordu. Trabzonspor teknik heyeti de eğer muhammet te gordulerse bu Işığı oynatsinlar sürekli en azından her maç oyuna dahil olsun. Turk futbolunun forvet forvet diye ağladığı su dönemde eğer tutturabilirse milli takımın da bankosu olur.
türkiye'de hiçbir futbolcu bu şartlarda top class seviyeye yükselemez. para görünce götü kalkma meselesi genlerine işlemiş yerli futbolcuların.
top class seviyeye yükselmek karakterli olmayı gerektirir, sabırlı olmayı gerektirir, kendine bakmayı gerektirir. eğer bir futbolcu, futbolu bok gibi para kazanma aracı olarak değil de, başarıyı yakalamak ve hedeflerine ulaşmak için icra ettiği bir spor dalı olarak görüyorsa işte o futbolcu büyür, kocaman olur. çünkü bu zihniyet onu hem mental hem de fiziksel anlamda çok yukarılara taşır.
galatasaray uefa kupasını kazandığında, işte bu karakterli futbolcuların sayesinde kazandı. elbette para mühim ancak o dönemin kadrosunda yer alan futbolcuların büyük kısmı için para ikinci plandaydı. çok çalışıyorlardı, emek vermişlerdi, sabrettiler, azmettiler, yeteneklerini geliştirdiler ve başarıyı yakaladılar.
bireysel olarak bunun yerli örneği de maalesef sadece bir tane sayabileceğimiz arda turan örneği. severiz sevmeyiz ayrı mesele ama adam kendini eleştiren kaç tane hıyar varsa hepsini göt etti. herif lionel messi'ye asist yaptı lan, messi gol atınca arda'ya sarıldı, öpüştüler, birbirlerinin götüne şaplak attılar "afferim" diye. antrenmanlarda arda, luis suarez'in götüne şakadan tekme atıyor, iniesta'yla antrenmana çıkıyor, rakitic'le ver kaç yapıyor, neymar'a ara pası atıyor daha ötesi var mı? bunlar tesadüf değil, tamamıyla futbolu para kazanma aracı olarak görmemek, karakterli olmak ve sporu daha iyiye ulaşmak için bir hedef gören zihniyetin ürünü.
şimdi bu trabzonlu arkadaş batistuta olur mu olmaz mı bilemem ama bunun gibi kaç tane futbolcu gördüysem hiçbirinden bi bok olmadı onu söyleyebilirim. kimler geldi kimler geçti bu ligden, hepsi söndü gitti, bakmadılar kendilerine çünkü ortam bozdu onları. boşa dememişler "içi elmayla dolu bir sepetteki tüm elmaları çürütmek için tek bir çürük elma yeter" diye.
bence yönetim ve teknik adamlar, takımın içindeki çürük elmaları, zayıf karakterli futbolcuları temizlemeli takımdan ve adamlığına, haysiyetlerine güvendikleri takım liderlerine "ağabey" rolü vermeliler. tıpkı galatasaray modeli gibi. işte o zaman altyapıdan yetişen genç futbolcular, daha ilk imzaladığı profesyonel sözleşmede altına porsche çekmeyi değil, adamlığı öğrenir...
son olarak şahsi kanaatimi söyleyeyim; bence bu arkadaştan bi cacık olmaz. bırak batistuta olmayı, batistuta'nın sıçtığı bok olsun öpün başınıza koyun. yeni batistuta olacakmış hehe...