muhafazakar demokraside ögrenioruz ki
- Ekonomik alanda yapılan ihaleler eş-dosta verilir.
- Atama veya tayinlerde hiç teredtütsüz eş-dosta kıyak geçilir.
- Medya devi olsun veya olmasın herhangi bir medya organı satımında eş-dosta kıyak geçilir.
- Orman arazisine villa köy yapmak isteyen eş-dost ise hiç teretdtütsüz kıyak geçilir.
- Şehiriçi otobüs işletmelerini kapsayan ihale hiç teredtütsüz eş-dosta verilir.
- 14 yaşındaki kıza tecavüz eden eş-dost ise HiÇ TEREDTÜTSÜZ, DERHAL o eş-dost TECAVÜZCÜYÜ kurtarma çabalarına girilir.
AMA MÜSLÜMANLIGI DA allaha şükür ögrendigimiz(!) demokrasi türüdür...
paşasının başbakanı argümanıyla bugünlerde kendini bir kez daha gerçekleyen güzellemedir. muhafazakarlığın bu coğrafyadaki kemalist yahut müslüman damarlarında herhangi bir fark gözetmeyenler içinse şaşkınlık yaratacak herhangi bir veri yok. ilericiliği tekeline alanların, çağdaşlığı camilerde yahut kışlalarda görenlerin muhafazakarlık tanımları her daim subjektivitenin ılık sularına mahkumdur.
müslümanlığı da milliyetçiliği de en iyi biz biliriz diyenlerin yaklaşık 28 yıldır uyguladığı ve sonunda mahalle baskısı ve resmi ideoloji dediğimiz mucizeleri yaratmayı başardığı etkili projeye buradan sevgilerimi gönderiyorum.
muhafazakar demokrasi kavramını türkiye'nin ayrıştırılması için bir neden olarak ileri sürmek doğru değildir. muhafazakar demokrasiye statükocu yakıştırması yapmak hiç doğru değildir. şahsımca muhafazakar demokrasi olarak isimlendirdiğimiz ve özünde "kutsal değerlere" bağlılık ve yeni geliştirici modern düşüncelere açıklık olarak " radikal muhafazakarlıktan" değişiklik gösteren yüzünü avrupa'ya dönmüş bir siyasi duruşun ülkeye götürüsüdünden çok getirisi vardır.
yıllardır tek parti iktidarı döneminden kalan alışkanlıklarla kemaslistlerin ilerici olduğu ve türkiye'yi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkaracağı iddiası bizzat "muhafazakar demokratlar" tarafından çökertilmiştir. zira demokratikleşme hamlelerine üniversite telebesi tarzı kuru muhalefet anlayışıyla yaklaşan kemalist kesim demokratlığının ve yeniliğe olan yatkınlığının "imtiyazlarını ortadan kaldırmayacak noktaya kadar " izin vereceğini kendilerinin imtiyazının yok olduğu noktada bunun ülkenin sonu olacağı varsayımıyla ortaya çıkmıştır. kemalistlerin devrimciliği devrim sırası kendi imtiyazların ortadan kaldırma hareketlerine gelene kadardır.
ozgurluk cigirtkanligi icin yasasin ab deyip, lambda yi kapatmalarinda kendini gosterir. ab bizim icin bir aractir, istedigimiz yerde ayriliriz diyecekleri gunu bekliyorum.
