siz onunla ilgilenmiyorsanız veya başka birisi ile sohbet ediyorsanız,deli gibi ötmeye başlar bu mahlukatlar.işi bir de abartıp sizin sesinizi bastıracak kadar bile volümü yükseltir.siz sus diye bağırırsınız o da çörek otu gözlerini devirip devirip,muzır bir bakış atar sonra yine başlar ötmeye taki sizi çıldırtıpta onu öteki odaya atana kadar.
benim ilkokulda bir arkaşım vardı ve kuşları televizyon kumandasından ayrılamıyordu. kuşu evde salıyodunuz ve televizyon kumandasını gördüğü an da gelip üzerine konuyordu manyak şey.
delikli topuyla futbol oynuyor gibi oynaması, saklandığında zilli salıncağının zilini çalması, maket araba dizilen pencere önünden arabaları atması, pencere yanlışlıkla açıldığında bunu hangi akıllı açtı der gibi manalı bakması. komşunun hollandalı kuşundan ayrıdığında kıyameti koparması.
Kafesindeki süs halkaların içine girip sıkışmak, uğraşmak, uğraşmak, başaramamak ve kafesin köşesine gidip bana küsmesi. Hadi sen şişmansın da bana niye trip atıyosun öküzcüğüm?
böyle şeylere odaklanacağına az öğretmeye çalıştıklarıma odaklansa, tüm haber kanallarında boy gösterir biz de biraz yolumuzu bulurduk yemin ediyorum .
Tırnaklarıma gagasını vurup tüylerini kabartarak şarkı söylemesi. Kalçasında tüyleri kabartıp elime "oturması" . Bildiğin oturuyor hayvan. Evde iki insan konuşmaya başlayınca bildiği kelimeleri tekrarlaması ( şu anda cici kuş ve kanka şeklinde 3 kelimelik bir haznesi var ). Suluğunu banyo zannetmesi.
bilgisayarın başına benden başka biri oturunca kartala dönüşmesi. abartmadan söylüyorum bilgisayarın başına benden başka biri oturunca kulak,burun,parmak,boyun, ense allah ne verdiyse girişiyor hayvan. ben oturunca da kulagıma şarkılar söylüyor. böyle de güzel ve seviyesiz bir ilişkimiz vardır kendisiyle.
yediğim elmaya hunharca saldırması ve inatlaşmamla beraber dudağımı tüm gücüyle ısırması.
eve yeni aldığım diğer dişi muhabbet kuşu yüzünden bana pas vermemesi.
nasıl gıcık bi hayvan çıktın anlamıyorum ki. yine de seviyorum seni.