1 aylık süreden sonra sözlüğe dönüş yapan reis. Açık oylamasa yokluğundan da haberdar değildik. Yalnız giderken boş beleş ne kadar velet varsa hepsine hoşçakalın demiş bir benim nickim yok harbi alındım be. Ulan Onca muhabbetimizin hiç mi hatırı yoktu be allahsız!
bu entrysine istinaden, benim de birkaç şey yazmak istediğim yazar.
kendisiyle bursa'da, bir kütüphanede denk geldik. iş gereği bundan 1,5 ay kadar önce bursa'ya gitmiştim. işlerimi hallettikten sonra birkaç gün daha kalmaya karar verdim. kaldığım eve dönerken, bi kütüphane gördüm ve daldım içeriye. içerisi kalabalıktı. aldım bi gazete, oturdum koltuklardan birine. yanımda da bir kız oturuyor. baktım, hiç de yabancı gelmedi. sonra tanımam uzun sürmedi. morria'nın ta kendisiydi. sözlükte de muhabbetimiz olduğu için tanıyoruz birbirimizi. yani birbirimizi fotoğraflardan görmüşlüğümüz vardı. tanımam da uzun sürmedi haliyle. neyse seslendim buna. baktı ve çok şaşırdı. o da tanımıştı hemen. bu ilginç ama güzel tesadüften sonra biraz muhabbet ettik. kütüphanede olduğumuz için fısıltı halinde konuşuyorduk. sonra tuttu kolumdan hadi gezelim dedi. çıktık dışarı. yemek yedik. sigara içtik. gezdik tozduk eğlendik. hatta onun için hayatımda daha önce denemediğim bir şey yaptım. midye yedim lan. hayatımda bir defa bile midye yememiş ben, ısrarlarına dayanamayıp tattım. sonuç mu? tabii ki sevmedim. ama bu kız için denediğime pişman da olmadım.* akşam olunca biraz daha takıldık ve ayrıldık. ben istanbul'a dönene kadar ki bu 2-3 gün süre içerisinde de hep buluşup gezdik. ona ne kadar fenerbahçe'nin büyüklüğünden bahsetsem de beşiktaş dedi başka bir şey demedi. uzun lafın kısası, güzel birkaç gün geçirdik beraber. eğlendik, güldük, sustuk, anlattık, dinledik, sigara içtik vs. belki merak edenler olmuştur, duygusal bir şey oldu mu aranızda diye. siz sormadan ben söyleyeyim, oldu veya olmadı, bu kimseyi ilgilendirmez. onunla benim aramda bu.
bu arada, kendisini belki de en yakınlarının dahi tanımadığı bilmediği kadar tanıdım onu. ve kendisi hakkında bu kadar çok bilgi sahibi olmamdan birazcık rahatsızlık duydu. ama bana güvendiği için içi rahat. şunu söylemeliyim ki, kendisi çok azimli, başarılı, zeki ve karakter yapısı çok kuvvetli biri. her şeye karşı dik durmaya çalışan bir yapısı var. biraz da asi. ne de olsa beşiktaşlı. çarşı ruhu var.*
özetle, benim için çok değerli biri. değerli ve sevdiğim biri.. değerli olmasaydı, asla midye yemeyi denemezdim zaten. hem de beşiktaşlı bir kız için.* bir sonraki buluşmamız için bana ''doğru yolu bulman umuduyla. bir gün beşiktaş tribünlerinde birlikte tezahürat da yapacağız'' gibi bir şey söylemiş. ben de, kendisine de söylememe rağmen bir de buradan söylüyorum ''doğru yolu bulman ümidiyle. bir gün fenerbahçe tribünlerinde birlikte tezahürat da yapacağız'' diyorum.