ben o acıyı, çöküntüyü doğrudan çekmekten başka birşey yapamıyorum. o sıkıntıyla doğrudan muhatabsın. eğer birşey yaparak geçiyorsa oradaki moral bozukluğu değil.
yalnız kalmaya, insanlardan uzaklaşmaya (ki buna en sevdiklerim dahil) çalışırım. sakinleşme sürecine girmem gerektiğini düşünürüm. dinlediğim herhangi bir şarkıya takılır, replay tuşuna karşı hoyrat tavırlar sergilerim. hafızamın belirginleşmeye başladığı andan bu yana yaşadıklarımı düşünmeye başlarım ve bulunduğum moral bozukluğundan daha fazla yaşadığım bir moral bozukluğu anımı hatırladığım an; replay tuşunu pause konumuna getirir, acıktığımı hisseder en kısa zamanda yiyecek bir şeyler hazırlarım. zira bu süreci iştahım felaket şekilde kapanmış vaziyette gıda tüketemeden geçirmişimdir. öyle alelade bir sofra oluşturur, yemeğimi yalnız yemeye gayret gösteririm. yemekte olabildiğince et ya da protein içeren gıdalara ya da birkaç parça mevsim sebzesine yer vermeye çalışırım.
birkaç yudum içip sakinleştikten sonra. gitarımı alır, bir sigara yakar, bir nefesten sonra küllüğe koyarım. sigaradan başka nefes alamadan bitmiş olur. sonra uyurum.