monroe doktrini

entry12 galeri0
    1.
  1. ABD Başkanı James Monroe 'nun 2 Aralık 1823 tarihinde yayınladığı bildiridir. Başkan bu bildirisinde Avrupa 'nın Amerika kıtasını ilgilendiren sorunlara karışmaması gerektiğini, ABD 'nin de Avrupa'daki savaşlara katılmak niyetinde olmadığını belirtmiştir. "Amerika Amerikalılarındır" sözleriyle özetlenebilen bu politika sonunda Amerika kıtasındaki sömürgeci devletler kıtadan uzaklaştırılmış ve kıta ABD'nin sömürgesi haline getirilmiştir.
    6 ...
  2. 2.
  3. 5.cumhurbaskanı monroe nin geliştirdiği ve ismini ordan aldığı bir karar.Buna göre amerika avrupadaki 'siyasi ve askeri' olaylara karışmama kararı almıştır ki birinci dünya savaşına kadarda hemen hemen bu kurala uydular
    2 ...
  4. 3.
  5. maalesef bu politikalarını ancak i dünya savaşına kadar geçerlidir.şu an asayişimizi berkemal tutabilmek için dünya denizlerinde 7 tane tane amerikan filosu dolanıyor.yazık
    1 ...
  6. 4.
  7. Monroe doktrini, Amerikan Cumhurbaşkanı Monroe'nin, 2 Aralık 1823'de "Monroe Doktrini" olarak bilinen prensiplerini kongreye sunduğu doktrin. Öngördüğü hususlar şöyle idi:

    a. Elde ettikleri ve sürdürdükleri özgür ve bağımsız durumları ile Amerika Kıt'aları bundan böyle Avrupa devletlerinden herhangi birinin kolonileştirme isteklerine konu olamaz.

    b. Kutsal ittifak Devletleri'nin siyasal sistemi Amerika'nınkinden tamamen farklıdır. Kendi sistemlerini bu yarım kürenin herhangi bir yerinde yaymak için yapacakları herhangi bir girişimi barış ve güvenliğimiz için tehlikeli görürüz.

    c. Avrupa ülkelerinin herhangi birinin mevcut kolonilerine, ya da ona tabi olan bölgelere hiç müdahale etmedik ve etmeyeceğiz.

    d. Avrupa devletlerinin kendilerini ilgilendiren sorunlar yüzünden yaptıkları savaşlarda hiçbir zaman taraf tutmadık ve böyle bir davranış siyasetimize de uymaz. "

    Monroe Doktrini Amerikan siyasetinin adeta değişmeyen Anayasası olmuş ve bu nedenledir ki Birinci Dünya Savaşı'na dahi Almanya tarafından güvenliğinin yakın bir şekilde tehlikede olduğunu gördüğü için girmiştir. Ancak, Amerika, bu savaşa bir ortak olarak değil, taraf olarak katılmış ve savaştan çekilme hakkını daima muhafaza etmiştir.

    Keza, Monroe Doktrini dünya politikasında Birleşik Devletler'in siyasetini açıklığa kavuştururken bu ilkelerden sapma temayülü gösteren liderlerine müsamaha göstermemiştir. Nitekim, Başkan Wilson, Birinci Dünya Savaşı'nı sona erdiren antlaşmaları ve özellikle de Versay Antlaşması'nı ve ona bağlı Milletler Cemiyeti Paktı'nı Amerikan halkına kabul ettirebilmek için yoğun bir çaba göstermiştir. Bu amaçla; 22 günde 8. 000 mil yol katederek ve 37 söylev vererek Amerikan kamuoyunu ikna etmek istemiş, ancak buna muvaffak olamamıştır. Hatta bu geziler sırasında felç olmuştur. Tüm bu gayretlere rağmen Amerikan Senatosu, Versay Antlaşmasını ve Milletler Cemiyeti Paktı'nı onaylamamıştır. Bu iki belge için Senato'da Kasım 1919, Ocak 1920 ve Mart 1920'de üç defa oylama yapılmış, lakin hiç birinde tasdik için yeterli oy çoğunluğu sağlanamamıştır. Bu sonuç; hasta durumda olan Wilson'ı çok üzmüş ve "Şimdi onlar ne kaybettiklerini acı bir tecrübe ile öğreneceklerdir. Dünyanın liderliğini kazanmak için elimize bir fırsat geçmişti. Fakat bu fırsatı kaybettik ve yakında bu kaybın nasıl bir trajedi olduğunu göreceğiz. " diyerek endişelerin ifade etmiştir.

    Amerikan halkı, 1920 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Birinci Dünya Savaşı'na damgasını vuran ve açıkladığı 14 prensip ile tüm dünyanın dikkatim üzerinde toplayan Wilson'ın yerine Monreo Doktrini'ni savunan Cumhuriyetçilerin adayı Warren G. Harding'i Başkanlığa seçerek Wilson politikası yerine muhafazakar politikayı tercih etmiştir.

    Monreo Doktrini'nde olduğu gibi, Versay'dan sonra da Amerika, Milletler Cemiyeti ve Avrupa ile ilgisini tamamen kesmemekle birlikte, Latin Amerika ve Uzak Doğu ile daha fazla ilgilendi. Bu dönemde Avrupa'nın Uzak Doğu ile ilgisi azalırken Japonya yeni bir güç olarak bölgede etkin rol almaya başladı. Dolayısıyla Japonya Amerika için bir rakip ülke ve endişe konusu oldu. 1922 Washington Konferansı ile Japon deniz gücünün sınırlanmasında, bu durum önemli bir faktör oluşturdu. Bununla birlikte, Uzak Doğu'da Japonya ile Birleşik Amerika arasında sürtüşme ve çatışmalar 1931 yılından itibaren yeni bir boyut kazandı.
    *
    2 ...
  8. 5.
  9. (bkz: marilyn monroe)
    (bkz: doktrin)*
    tüm dünya kadınlarının etek giyip, eteğin uçmasını sağlayarak bir erkeği tahrik edebileceği öğretisidir. yıllar geçmesine rağmen hala etkisini yitirmemektedir.
    0 ...
  10. 6.
  11. 1800 lü yılların başında altın çağını yaşayan meksika yı pasifize eden doktrindir. meksika topraklarının yüzde 50 sinin abd ye geçmesini sağlayan savaşlar silsilesi sonucunda, latin amerika nın kültürlü ve gelişmiş ülkesi olan meksika giderek dünya siyasetinden soyutlanmış ve artık yasadışı göçler, uyuşturucu gibi felaketlerle anılmaya başlamıştır.
    0 ...
  12. 7.
  13. Monroe doktrini ve holy allience dedigimiz Kutsal ittifak ilişkisi

    Kutsal ittifak Avrupa ülkelerinin siyasal ve toplumsal güç elde etmek adına Papa'nın teşvikiyle biraraya getirilmesidir. Monroe Doktrin ise bağımsızlığını yeni ilan etmiş Latin Amerika Ülkeleri'ni (Kolombiya, Meksika, Arjantin vb) koruması ve himayesi altına alır. Yani bu ülkelere yapılacak herhangi bir saldırı yada tehdit ABD'ye yapılmış demektir. Kutsal ittifak bu tarzdaki (latin ame. ülkeleri gibi örnekler) ayaklanma ve bağımsızlık hareketlerini kendi baskıcı ve tutucu monarsik düzenlerine tehdit görmekte ve bu tarz hareketleri önlemek için birleşmektedir. ABD, Monroe Doctrine ile kutsal ittifak gibi baskıcı güçlerin kendi yönetim ve iç işlerine karışmalarına engel olmaya çalışmıştır.
    3 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. amerika'nın çakallığının yıllar öncesine dayandığını gösterendir. çıkarı yoksa hiç bir şekilde böyle güzel bir şekilde "tarafsızım olm ben" deyip çekilebiliyorlar. sonra petroldür bilmem nedir işin içine girince de "dağılın, düzeltcem ortamı" diye gelirler.
    1 ...
  17. 10.
  18. kısaca abd nin yalnızlık politikasıdır. abd nin kendi güvenliği için tarafsız olacağını söylüyordu ama sınırlarının almanya tehdidinde olduğunu düşündüğünde saldırmaktan geri durmadı amerika. yani 1800 lü yıllardan 1. dünya savaşı'na kadar sürebildi.
    11 ...
  19. 11.
  20. yalnızlık siyasetidir. tek tabanca şeklinde takılmak istemenin sonucudur. kendi söküğünü dikmek ister amerika, kendi derdi kendine çoktur yani.
    1 ...
  21. 12.
  22. Sözlükte uyguluyorum.

    Kendi kabuğuma çekildim.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük