içerdiği maddelerden 7.madde cok önemlidir. bu madde sudur;
+''itilaf devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bi durumun ortaya cıkması halinde bi stratejik noktayı işgal etme hakkına sahiptir''
bu madde anadolunun işgaline olanak saglamış ve itilaf devletleri yurdumuzu paylaşmışlardır.
birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile itilaf Devletleri arasında imzalanan ateşkes belgesi. Osmanlı Devleti adına Bahriye Nazırı Rauf Bey, Birleşik Krallık adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır. Mondros Ateşkes Anlaşması, Osmanlı Devleti'nin yıkımından sonra kurulan Türkiye'nin çerçevesini çizen ilk uluslararası belge olarak önem taşır. Türk Kurtuluş Savaşı'nın siyasi manifestosu olan Misak-ı Milli Beyannamesinin birinci maddesi, "30 Ekim 1918 tarihli anlaşmanın çizdiği hudutlar dahilinde, dinen, ırkan ve emelen müttehit [birleşik] Osmanlı islam ekseriyetiyle meskûn bulunan aksamın tamamı, fiilen ve hükmen gayrı kabil-i tecezzi bir küldür [bölünmez bir bütündür]." demek suretiyle, Milli Mücadele'nin hedefi olan ulusal varlığı Mondros ateşkes antlaşmasına gönderme yaparak tanımlar.
osmanlı devletinin en başta askeri gücünü bitirmeye yönelik bir anlaşmadır. normalde bir ateşkes anlaşmasında içermemesi gereken çok şey içerir. ateşkes sadece silahların susması üzerine yapılır , herhangi bir sınır değişimi söz konusu olmaz veya ordu terhisi söz konusu değildir.
birinci dünya savaşından yenik ayrılan almanya, bulgaristan ya da avusturya-macaristan devletlerine imzalatılan ateşkes antlaşmalarından öyle pek de bir farkı yoktur. artık savaşlardan yorgun düşmüş halk iyimser bile yaklaşmıştır bu ateşkes antlaşmasına. hatta bab-ı ali yazarların bu antlaşmayı diplomatik bir başarı olarak gördüğü bile bilinir.
bununla birlikte artık kutsallık mertebesine yükseltilen misak-ı milli'nin çizdiği sınırların mondros ateşkes antlaşmasında çizilen sınırlardan bir farkı yoktur. şunu söylemek istiyorum efendim. tarih aslında hiç de bize anlatıldığı gibi olmayabilir. bakın son günlerde de yaşayan en büyük tarihçilerimizden halil inalcık söyleyip duruyor size tarih olarak anlatılan her ne varsa artık unutun diye. bize tarih diye okutulan şeyin bir palavradan ibaret olduğunu bağırıp duruyor. hatta anadolu coğrafyasında gerçekten türk olarak anılabilecek toplulukların sadece toroslarda yaşadığını falan söylüyor da hiç girmeyelim oraya. canımız sıkılmasın.
almanya ile osmanlı arasındaki bağlantı kopmuştu bulgaristan'ın 29 eylül'de yenilmesi ve selanik ateşkes antlaşmasını imzalamasıyla.
"itilaf devletleri'yle tek tek ittifak devletleri arasında yapılan mütarekelerle çatışmalar resmi olarak sonlandırılmıştır. bu mütarekeler, bulgaristan ile 29 eylül 1918 tarihinde selanik antlaşması, osmanlı devleti ile 30 ekim 1918 tarihinde mondros ateşkes antlaşması, avusturya-macaristan imparatorluğu ile 3 kasım 1918 tarihinde villa giusti antlaşması ve almanya ile 11 kasım 1918 günü rethondes antlaşması'dır.
savaş sonrasında avrupa'da sınırların belirlenmesi için 18 ocak 1919 tarihinde paris barış konferansı toplanmış ve almanya ile 28 haziran 1919 tarihinde versay antlaşması, avusturya-macaristan imparatorluğu ile 10 eylül 1919 tarihinde st. germain antlaşması, bulgaristan ile 27 kasım 1919 tarihinde neuilly antlaşması, macaristan ile 4 haziran 1920 tarihinde trianon antlaşması ve osmanlı devleti'yle de 10 ağustos 1920 tarihinde sevr antlaşması imzalanmıştır."
versailles barış antlaşması'nın hazırlanışı:
"alman hükümeti 1918 yılının ekim ayında, dönemin abd başkanı woodrow wilson'un adil bir barış için önermiş olduğu on dört maddeyi kabul ettiğini bildirmiş, başkan'dan bu çerçevede bir antlaşmaya gidilmek üzere ateşkes sağlanması yönünde girişimlerde bulunmasını talep etmişti. bu ondört maddenin dokuz maddesi yeni toprak düzenlemeleriyle ilgilidir. ancak savaşın son yılında gerek ingiltere, fransa ve italya arasında, gerekse de bu ülkelerle romanya ve yunanistan arasında imzalanmış olan gizli antlaşmalar daha farklı bir toprak düzenlemesini gerektirmekteydi. ..."
zaten itilaf devletlerinin gözü almanların topraklarında değildi. amaçları osmanlı'nın topraklarını almaktı. mondros imzalanarak osmanlı darmaduman oldu.
osmanlı çanakkale dışında başka bir cephede kazanamamıştı. almanya, avusturya-macaristan ve bulgaristan'ın da çekilmesi/yenilmesi ve wilson ilkelerinin kandırmasıyla imzalamaya gitti osmanlı ama mondros ateşkes antlaşması maddelerini görünce, her şeyinin yok olacağını görürken, mondros'u imzalamayıp sonuna kadar gitmeli miydi savaşlarda? eğer gitseydi gene yok olacaktı, ordu tükenmiş vaziyetteydi. üstüne vahdettin'in saltanat ve halifeliğini sürdüme istemesi de işin işine girince mondros'u imzalamak kaçınılmaz oldu.
Imzalandiktan sonra olanlara bakınca "bu nasıl ateşkes amk??" Şeklinde tepki çeken antlaşmadir.
Ingiltere zamanında nasıl ezmiş nasıl ezmiş bizi, insan deli oluyor.
osmanlı imp. ile itilaf devletleri arasında imzalanmıştır. Mütakere, osmanlı imparatorluğunun yıkımından sonra kurulan Türkiye'nin çerçevesini çizen ilk uluslar arası belge olarak önem taşır. Türk kurtuluş savaşı'nın siyasi manifestosu olan misak-ı milli beyannamesinin birinci maddesi ''30 ekim 1918 tarihli anlaşmanın çizdiği hudutlar dahilinde, dinen, ırkan ve emelen müttehit/birleşik osmanlı islam ekseriyetiyle meskun bulunan aksamın tamamı, fiilen ve hükmen gayri kabil-i tecezzi bir küldür. Yani arkadaşlar burada demek istediği 'bölünmez bir bütündür' demek suretiyle, milli mücadelenin hedefi olan ulusal varlığı mondros mütarekenamesine gönderme yaparak tanımlar.
Antlaşmasının lokasyonu mondros limanıdır. Bu antlaşmanın bir diğer büyük önemi de osmanlı'nın fiilen sona erdiğinin ilanı olmasıdır. 7 ve 24 çok önemli olmakla beraber 25 maddeden oluşmaktadır.
Mecburiyetin getirdiği antlaşmadır. itilaf devletleri Osmanlıyı tehdit manyağı yapınca elimizden bir şey gelmedi ve Rauf Orbay tarafından imzalandı. Külfeti bize girdi ama elden ne gelir. Balkanlar bilfiil işgal edilmişti Anadolu'da hakeza öyle ve yapacak bir şey bulunamıyordu.
Birinci dünya savaşı sonrası osmanlı imparatorluğu ve itilaf devletleri arasında imzalanmıştır.
24. Maddesi:
Vilayeti sitte'de altı doğu Anadolu ili (van, Bitlis, Elazığ, erzurum, sivas, diyarbakır) bir karışıklık çıkarsa, buralar işgal güçlerince mazeret göstermeksizin işgal edilebilecektir.