bugün

bilimde, teknolojide, düşüncede ileriye doğru olan.
eski zamanların toplum tipinden günümüz toplum tipine değişme anlamındadır. dolayısı ile kaynağı evrim kuramıdır. sanayileşmeye dayalı sosyal ve ekonomik gelişme aşamalarıdır.
kavramın kökündeki modern terimi ise modelus'tan modelus da moda'dan türemiştir ki o da hemen-şimdi anlamındadır.
bir teoridir. şayet bu teoriye göre ilerlemek esastır. modernleşme teorisi eski olanı ve kültürel olanı dışlar, geleneksel değerlerin yerine bilimi, aklı ve bilimsel bilgiyi koymayı esas alır. modernleşme teorisinin etkilendiği en önemli akımlar rasyonalizm ve empirizmdir. avrupa'nın kilise etkisinden çıktıktan sonraki sistem anlayışına oturmuş olan bu kavram daha sonraları postmodernistler tarafından çok eleştirilmiştir.
kime göre neye göre modernleşme?

sana göre modernleşme bana göre mallık olabilir.
günümüz insanının "tamamen bilinçli" ve "kendi kontrolü altında" kaybettiği değerlere bulduğu kılıf.
Evlerinizde güvende değilsiniz!
Kapınızı kapattığınızda içeride kalanlardan emin olamıyorsunuz!
Eşyalarınızın aynılarını başka evlerde görmekten hoşlanmıyorsunuz.
Çamaşırlardaki marka yazan yerlerin aşınması sizi hüzünlendiriyor…
içeceklerin konsantre oranının yüksek olması size sağlık hissi veriyor.
Çamaşırlardaki okyanus kokusu size en çok Amerikan adalarının ferahlığını hatırlatıyor. Televizyonların kapalı olması sizi ürkütüyor!
20 katlı binanızda, 10 milyon nüfuslu şehrinizde yalnızlıktan korkuyorsunuz!
Leasing uzmanı olmadan araba sahibi olamıyorsunuz.
Mütemadiyen bankacıların mütebessim insanlar olduklarına dair intibalar ediniyorsunuz.
Arabalarınızı kendinizi tanıtırken yanınızda bulundurmak istiyorsunuz.
Arabalarınızla şehre ruhunuzu katmak istiyorsunuz.
Duygularınızın tecime elverişli olanını seviyorsunuz.
Outlet mağazalarının askılarında kendinizi seçiyorsunuz.
Kendinizi aynalara bakarak resmediyorsunuz.
Hızı seviyorsunuz, Amerikan çağında eskinin kokusundan tiksiniyorsunuz.
Hızlı okunan kitapları, çabuk yenen yemekleri, tek dikim içecekleri, kısa süreli ilişkileri seviyorsunuz.
Konjonktürel ideolojilerden birini seçmekte mütemadiyen fayda görüyorsunuz.
Klikleşiyor, cemaatleşiyor, partileşiyorsunuz.
Derin düşüncelerden kaçıyorsunuz!
Sinemaları dolduruyor, film yıldızı olmak istiyorsunuz.
Rock yıldızı, rap yıldızı, pop yıldızı olmak istiyorsunuz.
"Üstümüzdeki yıldızlık gökten’ habersiz yaşıyorsunuz.
Gazetecilerin zararsız ikramlarına talip oluyorsunuz.
Gazetelere güveniyorsunuz.
Ve devlete güveniyorsunuz, devletin mührüne güveniyorsunuz.
Devletin varlığına inanıyorsunuz.
Devleti ve turizmi seviyorsunuz.
Turizm ideolojisini benimsiyorsunuz.
Kültür turizmini, sağlık turizmini, eğitim, deniz, gemi, dağ, akarsu, çöl ve savaş turizmini önemsiyorsunuz.
Proje çocuklar yetiştiriyorsunuz!
Çocukları arzu deneği olarak büyütüyorsunuz!
Eğitim öğretimde dünya standartları arıyorsunuz.
Dünya vatandaşlığına inanıyorsunuz.
Evrensel insan haklarına inanıyorsunuz.
Çağdaş ve Greenwich orjinli bir dünyaya inanıyorsunuz.
Alman idealizmine, ingiliz asaletine, Fransız aydınlanmasına,
Ve Amerikan rüyasına inanıyorsunuz!
Zamanı fotoğraf makinelerine kaydediyorsunuz.
Kameralarınızı dünyanın hafızası yapıyorsunuz.
Hafızalarınızı ‘reset’liyorsunuz!
Sağlığın kıymetini bilimden öğreniyorsunuz.
Ve bilimin kıymetini biliyorsunuz!
Tatlandırılmış tatlının, ekşitilmiş limonun, çekirdeği klonlanmış meyvenin sıhhatini bilime emanet ediyorsunuz.
Kanserin türlerini, veremin üretimi etkilemeyeceğini bilimden öğreniyorsunuz.
Sizi bilimden kim koruyacak, sormuyorsunuz!
Söze itibar etmiyorsunuz!
Sevmiyor, inanmıyor, güvenmiyor, öfkelenmiyor, rest çekmiyor,
intikam almayı düşünmüyorsunuz!
Güzeli, estetiği kadim zamanların nostaljisi sanıyorsunuz.
Çocuklar için, gençler için, kadınlar, erkekler, yaşlılar için tüketim alanları inşa ediyorsunuz.
Renkleri evrensel olanın tercihleriyle seçiyor, şekilleri evrensel olanın konseptine göre belirliyorsunuz!
Şairlerin sözlerinden korkuyorsunuz!
Ruhlarınıza kemoterapiyi gazetecilere yaptırıyorsunuz!
Sözlerin haysiyetine inanmıyorsunuz!
Hakikate yaşlanmıyorsunuz!
Anlam arayışından kaçıyorsunuz!
Ve aslında…
Allah’tan korkmuyorsunuz!

Ömer Beyoğlu
Muhafazakarlık ve kemalizm açısından bakarsak; ikisinin de nihai hedefi modernleşmedir. Bunu yaparken Farklı yoldan giderler.

Kemalizm, kökeni ll. Mahmut’a dayanan modernleşmeyi; geçmişe sünger çekerek yapar.

Muhafazakarlık ise geçmişi muhafaza ederken bunu yapar. Ve kökeni ll. Abdulhamit’e dayanır.

Şu saatte bu entryi niye girdim bilmiyorum. Herkese iyi geceler.
muhafazakarlık ismi verilen ideolojinin amacında olmayan bir çağdaşlaşma durumudur.

Her sene yeni çıkan telefonu satın alan ve eski telefonunu satan kişi modernleşmeye çalışandır. Daha yüksek bir potansiyel için elindeki iyi kötü çalışan sistemden vazgeçer. High risk & high reward adamıdır.

Çalışan telefonunu hiç bir zaman değiştirmeyen, artık geri dönüşü olmayacak şekilde bozulana kadar kullanmakta direten, bir şekilde çalışıyorsa karışma kafasındaki adam muhafazakardır. Bunun modernleşmek gibi bir amacı yoktur. Statükocudur.