Konuşuyoruz ama sadece konuşuyoruz, dinlemeyi unuttuk, dinlemeye sabrımız yok, sıkılıyoruz dinlerken.
Demiyoruz ki şu karşıdaki gariban bir şeyler anlatıyor, bi dinleyeyim, ne diyor, sıkıntısı ne, benden ne istiyor, anlamaya çalışayım...
Karşımızdaki konuşurken bile, konuşma sırası bize geçtiğinde neler söyleyeceğimizi planlıyoruz.
Yaaa biz var ya, biz bitmişiz!
Birbirimizi unutmuşuz, telefonlarla, bilgisayarlarla aşk, meşk, dostluk yaşamaktan insan gibi davranmayı unuttuk.
Bu çağın insanı iflah olmaz!
Ne istediğini bilmemek olan hastalıktır.
Misalen 90's doğumlu olan kendimi alıyorum ele, ne istiyorum abi ben bu hayattan? Ya da gerçekten istediğim şeyleri mi yaşıyorum,istediğim mesleği mi yapıyorum, gerçekten olması gereken insanla mıyım yoksa onu sadece birşeylere layık gördüğüm için mi?
Bağımlılık.
Buna ister sosyal medya, ister teknoloji, ister her anımızı başkalarının da bilmesi ve dahi yorumlaması, ister başka bir şey deyin ancak bağımlı olduğumuz şeylerin sayısının günden güne arttığı kesin.
Şöyle bir tezat var ki;
Bizler hem elalem ne der diye düşünmekten bıktık diyoruz, hem de elalem ne der diye elalemin ağzının içine bakıyoruz..
Bir diğeri de bana göre yalnız kalamamak;
Herkesin nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı delice bilmek istediği bir çağda yaşıyoruz ki internette karşınızdaki insanın konumunu, nerede olduğunu sadece bir tıkla kolayca görebildiğiniz uygulamaların geliştirildiğini görüyoruz.
Kimse ne cehennemde olduğunuzu, iyi olup olmadığınızı merak etmiyor aslında;
Zira temel sorun güvensizlik,
Yani çağın bir diğer hastalığı..
Nihayetinde saymakla bitmez öğrenilmiş çaresizliklerimiz;
Ne hikmetse hem yakınıp, hem de hiçbir adım atmayıp hiçbir çözüm üretmediğimiz..
kendin olamamak. herkes mutlu, zeki, bakımlı...özellikle sosyal medya bunun üstüne yürüyor. nerde bu sokakta cinnet geçirenler, kötülük yapanlar, asgari ücretliler...
kendimi asla bunun dışına koymuyorum ben sıradan bir insanım. evimde temizlik yapar, çamaşır sulu eşofmanımla gezerim. herkes gibi sabah kalktığımda bakımsızımdır. arada öfkelenir, hatalar yaparım. hepi topu insanım çünkü. fakat bakıyorum herkes herdaim bakımlı, mutlu, geziyor... ilginç.