anlaşılamamaktır. 21. Yüzyılda belki de her şey bu kadar kolaylaşmışken aramızda okyanus olan adama bile ulaşmak bu kadar basitken hali hazırda ortak bir dil bile olduğu halde anlaşamamaktır.
Sözylediklerinin karşındaki insana çarpıp sana geri dönmesidir. Onda anlam bulamamasıdır. Bazen anladığını sanarsın mutlu olursun ama öyle bi an gelir ki herkesten daha yabancıdır.
-insan kaynakları diye bir servis tarafından, aynı demir bronz gibi bir madene denk bir meta gibi algılanarak kanalize edildiğinizi bilmek ve ses çıkaramamaktır.
-insan denen şeyin bütünden ayırıp aynı kaparto boya mekanik gibi bir oto servis mantığıyla cildiye nöroloji hariciye gibi dallara ayırıp bölündüğünü bilmektir.
kendini ifade edememektir. o kadar çok teknolojiye esir olmuş durumdayız ki, artık insanların kendilerini ifade etmek için kullandığı kelimeler sayılı hale gelmiş durumda. misal arkadaşlarla dışarı çıkılmıştır, gezilip eğlenmek yerine kişinin aklı facebook'ta kim ne paylaşmış, twitter'da kaç kişi yazdığım retweet etmiştir. bunun için de elden telefon düşmez. çevresinde olup bitenden bihaber yaşar gider koca koca insanlar. yazık yahu. hayat su gibi akıyor zaten hali hazırda. derdiniz ne ki sizin?