etnik ve geometrik desenler ile şu aralar kendini tekrarlayan lakin yorumlanış biçimi ile kaliteli bir gözün bedenleri pür dikkat izlemesini sağlayan olgu.
kesinlikle insanın kendine yakışanı giymesi değildir.
böylesine güzel bir ülkede nasıl bu kadar vasat kalır nasıl çok yönlü olarak ortaya çıkmaz bir erkek olarak beni üzüyor.
"Biz bu malları nasıl daha kolay satarız lan?" sorusunua yanıt olarak doğmuş bir akımdır. Bu sayede tüketiciye sürekli bir şeyler alması gerektiği pompalanmaktadır. insanları bir biri ile yarışa sokan bu olgu, aynı zamanda "Bugün ne giycem ya.." sorusu ile özdeşleşmiştir.
"Kapitalizmin tüketim toplumu yaratmak için kullandığı en etkili araçlarından birisi olan moda, tüketim çılgını bireyler oluşturabilmek için her yolu dener. Bu amaçla kadın bedeninin seçilmiş olması ise asla bir rastlantı değildir.
Tanımlanması serbest nesne
Moda sektörü, kapitalizmin bir tüketim toplumu yaratmak için kullandığı en etkili araçlarından biridir. Kapitalizm tüketim çılgını bireyler oluşturabilmek için her yolu dener. Bu amaçla kadın bedeninin seçilmiş olması bir rastlantı değildir. Kadın, geleneksel olarak, patriyarka tarafından erkeğe bağımlı bir cins olarak tanımlanmıştır. Ama kapitalizm bunun da ötesine geçerek kadını ticari bir projeye dönüştürür. Kadının ikincil konumu kapitalizm tarafından derinleştirilir ve yeniden üretilir. Bu proje kapsamında kadın serbestçe tanımlanan bir nesnedir artık. Patriyarkal ve kapitalist düzende kadının toplumsal cinsiyeti erkekler tarafından tanımlanır. Tanımlayanın tanımlanan üzerinde, öznenin nesne üzerindeki iktidarı kurulur. Bu amaçla tarihte erkekler tarafından sayısız düşünce ya da söylem uydurulmuştur. Günümüzdeyse kadınların nasıl davranması ya da görünmesi gerektiğine ilişkin söylemler çeşitlenmiş ve hız kazanmıştır. Modern dönemde modern kadınlık söylemleri üretilir ve modern araçlarla yaygınlaştırılır. Bu söylemler, aslında, kadın bedenini ve kadın davranışlarını biçimlendiren bir iktidar tekniğinden başka bir şey değildir. Kapitalizm ve patriyarkanın birlikte sahneye koydukları bu oyun aslında erkek egemen cinsiyet rejiminin bir parçasıdır. Bu oyuna kadınların da katılmasıyla birlikte, iktidar içselleşir. Böylece kadınların irade ve bedenleri büyük ölçüde iktidarın denetimi altına girer. Kadınlar oyuna ge(tiri)lir.
Moda bir tür faşizmdir
Moda sektörü kadının toplumsal cinsiyetini maddi nesneler yoluyla teşhir eder. Kadın bedeni sezonluk defileler, mağazaların ışıltılı vitrinleri, reklam filmleri, afişler, kataloglar ya da medyada sunulan kadın imgeleriyle tek tipleştirilir.
Moda kadınları hasta eder
Moda sektörü kadının bedenine zarar verir. Kadınlar kendileri için üretilen imajlara benzemek isterken modanın kurbanı olurlar ve fiziksel olarak acı çekerler."
insanın dışlanmama, toplumla bir olma isteğinden ötürü güç bulan normlar kümesidir.
insan yapısı gereği sürekli bir grubun parçası olma isteği içerisindedir. Bu grup tarafından sevilme, takdir edilme gibi arzular talep eder ve bu arzular doğrultusunda kendisini 'diğerleri'ne uydurur. Günümüzde bu uyma davranışı giyimden, konuşmaya ve hatta yaşam tarzına kadar görülmektedir. Kapital sistemde uyma davranışının en kolay nemalanma yöntemi giyim- kuşam oldugu için moda denince akla ilk gelen bu sektördür. Bireyler toplum tarafından her nasılsa kabul görmüş 'diğerleri'nin belirledikleri giyim tarzına uymaya çalışır ve ancak bu uyma davranışını gerçekleştirdiği zaman toplum tarafından takdir edileceğine inanır. bir süreden sonra kendi değer ve normlarından vazgeçerek diğerlerinin değer ve normlarını benimser. Toplumun birey üzerindeki bu normatif sosyal etkisine moda denir.
her yıl masa başına oturup acaba neyi ön plana çıkarsak, hangi renkleri daha fazla kullansak, nasıl modeller uygulasak amacıyla toplanan modacıların oluşturdukları akımdır.
uğruna bok bile yenilesi fenomendir. kapitalizmin döngüsü basittir. bir marka yarat yoğun reklam kampanyalarıyla onu moda haline getir. tamamdır, şimdi ilah oldunuz.
Tanımı yaptıktan sonra bir anımı paylaşmak isterim ey ahali.
Gezmeye moda'ya gittiğim bir gün. 1 yıl önceydi muhtemelen. Aracın sileceklerini yeni değiştirmişim kış'a giriyoruz diye. Az parada değil amına koyim.
Moda çok sikimsonik bir yerdir aracı olanlar için. Yer bulmak imkansıza yakındır. Neyse dağılmayalım. Bi apartmanın otopark girişini 30 cm kesecek şekilde park ettim arabayı. ölçtüm amına koyim evet 30 cm aracın burnu dışarda. 30 ilerdeyim ama her araba rahatlıklar geçer girer. Ne olur ne olmaz diye numaramı da iliştirdim.
Vay arkadaş bi geldim, daha yeni değiştirdiğim sileceklerimden birisini kırmışlar mı!!! Bir de yağmur yağmıyor mu o gün. Ulan bunu hangi orospu çocuğu yapar diye düşünerekten hatun işi olduğuna kannat getirdim. Otoparka baktım 10 a yakın araba var. Ula lazoğlu dedim sen bu arabaların 10 una bişey yapma. Bi baktım hayvan gibi ferforjeden garaj giriş kapısı var. Bagajda her zaman olan elbise askısını aldım, elimde koparmaya çalıştığım tesisatı askıyla dağıtıp güzelce otoparkın uzaktan kumanda alıcısını söktüm. Elektrik tesisatının da amına bi güzel koydum ve rahatladım.
Sabah işe gitmeye çalışan o apartman sakinlerinin kapıyı açma mücadelelerini düşünerek evime doğru yol aldım huzurlu bir şekilde. Şeriat ne demiş; kısasa kısas.