Sadece bakan değil,gören gözler için gerçeğin ta kendisidir. Her fırsatta hükümeti ve basbakanı dergi kapaklarına tasıyan editorler, aynı duruslarını ve o her zaman yarattıkları mizanseni neden aktütün saldırısı sırasında golf oynayan pasa icin gostermediler? Ama doğru ortada yobaz ve gerici hukumeti elestirmek gibi kolay bi malzeme varken neden bu ulkede ordunun dahi yanlıs yapabilecegini, ordunun dahi halka hesap vermesi gerekliliğini gostersinler ki.Iste bu gercek anlamda cesaret ve durustluk isterdi.
sırf bu yüzden ve kendilerini devamlı tekrar etmelerinden ötürü bıraktım bir mizah dergisi okumayı. hep aynı kurgular, hep aynı yaklaşımlar. onun yerine arkamı aynaya dönüp kıçıma bakıyorum, saatlerce gülebiliyorum, sosyal mesajı da çok iyi veriyor, öyle derin kaygılar falan da yok.
(bkz: kime göre neye göre)
gerçekliği olmayan hülya.
belki de ortada eleştirlecek bir durum yoktur. golf oynayan paşa'nın o an için yapılması gerekeni yaptığını düşünüyorlardır. ya da bunu yazan arkadaş uykusuz'u okumamaıştır.
çok sayın ve ulu hatta haşmetmeapları seviyesine çıkmış er kişi olan rte'yi eleştirmek ne hadlerine değil mi?
bizim ekonomimiz çok saglam evelallah diyebilen bir başbakanı eleştirmemek de sadece körlüktür.
krizin büyümesiyle bu ülkede kaç kişinin intihar edeceğini hesaplayamayan kişilerin düşüncesi.
yeri geldiğinde orduyu, chp'yi ve hatta kendilerini bile eleştiren mizah dergilerinin bazılarında yarattığı yanılsamadır. aktütün saldırısı hakkında detaylı bilgi sahibi olmadan sağda solda konuşmak ne kadar yanlışsa sadece bir hadise üzerinden tüm mizah dergilerine genelleme yapmak da o derece yanlıştır.
aktütün baskınından sonra görülen bir gerçektir ve bunu tek bir nedeni olabilir oda;
(bkz: yemez)
edit: o mizah dergiler hangi konu hakkında bilgi sahibi olupta yorum yaptı ki. ekonomik paketi sürekli red et diye yorumlayan dergilerden bahsediyoruz.
formatı ve zihniyeti tv dizileri yapımcılarıyla aynı olan mizah dergilerinin iki yüzlülüğüdür. amaç ratingtir. mizah dergisi okuyan kitle bellidir zaten. 15- 30- yaş aralığı. o yaş aralığı da siyaseti dönemleri itibariyle en fazla seven, körü körüne bir ideolojiye bağlanan kişilerden oluştuğuna göre, mizah için pardon satış ve pazarlama için en uygun yol siyaset mizahıdır, hicividir. ama b-o-k-u çıkmıştır o ayrı.
Israrla reddedilen iki yuzluluktur. Haklı olarak hukumeti elestiren ve kisisel olarak da katıldıgım yorumları bir kenara bırakırsak, aynı objektif bakıs acısının yasadıgımız acı saldırıda da gosterilmesi gerekliligi acaba yerine getirilmis midir? Bazı arkadaslarca örnek verilen uykusuz dergisinin kapagına bakılırsa pasanın golf oynaması bile, basbakan uzerinden yaratılan bir mizansenle vurgulanmıs. Cesaret odur ki; orda her zamanki kolaycılıga kacmak yerine, olayın gercek kahramanı olan o pasayı oraya koyanlar sahiptir bu erdeme. Tabiki bu erdeme sahip dergiler vardır fakat goruyoruz ki onlar diger "akıllı" akranları kadar cok duyulmamıstır.
hemen hemen herkesin iki yüzlülüğüyle aynıdır. olay 'mizah dergilerinin' diye kategorize edilirse işin içinden çıkılamaz zira başka biri de çıkıp "x gazetesinin iki yüzlülüğü" "x güruhun iki yüzlülüğü" diye birilerine bok atabilir. ki bu başlığı doğrulayanların girip ona da "evet evet doğru demişin" demesi gerekir, demezlerse onlarda iki yüzlüdür. yani akp'yi ya da x partisini savunup aynı zamanda hatalarını da kabullenen kaç kişi var ki mizah dergilerine bok atılıyor? kandırmayalım kendimizi.
basbakan tarafından musa kart a acılan tazminat davasi(musa kart ın rte yi kedi şeklinde çizmesi) üzerine haklı olarak eleştirileri art arda getirip yeni asya gazetesi cizeri ibrahim özdabak a ,savci abdurrahman yalcınkaya yi baykuş şeklinde çizmesi üzerine acılan davada sessiz kalan, hiç bir eleştiri getirmeyen iki yüzlülüktür.
hatırlarsınız haftalarca musa kart olayı yazıldı çizildi..işin ucu o kadar büyüdü ki tayyipler alemine kadar gitti.komikti de ak parti secmeni olarak desteklediğim bir eleştiriydi de..
leman ve penguenin(uykusuz u ayrı tutuyorum cünkü daha değerli çizerlerle işi götürebiliyolar) tek eğlence ve malzeme kaynağı olan ak parti kurmaylarının dışında hic bir siyasi, askeri gönderide bulunmamaları bu iki yüzlü, yanli mizah anlayışının göstergesidir.
chp hakkındaki görüşleri konusunda ayarı tutturamayan ve hatta deniz baykal ve tayfası hakkında ne düşündüklerini kendileri de bilemeyen mizah dergilerinin içine düştüğü durum.
hepsi için geçerli olmamakla birlikte, çoğu için, aktütün olayıyla ilgili bir eleştri oldugunu düşünürsek, hak verilmesi gereken bir tespittir.
bir ülkede, kimin neyi savundugunun, kimin kime yalakalık yaptıgının, kimin cesur, kimin korkak oldugunun? asla anlaşılamadıgının, her şeyin bir kurmaca ve bir senaryodan ibaret oldugunun bariz kanıtıdır bu tespit.
açıkçası, sözlük ahalisinin bu başlığa neler yazacagını ciddi anlamda çok merak etmekteyim, sabırsızlıkla bekliyorum.
abileri ve ablaları, siz bir şeyler yazın ki, veletler de söyleyecek bir iki söz bulsunlar, malum; hazreti google bu konularda pek faydalı olamıyor...
ota boka yazmak yerine, işte yazılacak bir konu, haydi bakalım buyrun...
yaklaşık 10 senedir bu dergileri takip eden, biriktiren, hatta artık kapanmış dergilerin eski sayılarını bile arşivcilerde arayan birisi olarak söyleyebilirim ki böyle bir ikiyüzlülük yok. en azından bu açılmış başlıkta bahsedilen konu için yok. ufak tefek kusurları muhakkak var.
orduya ilişkin eleştiri yapılmıyor deniyor. gırgır efsane olduğu dönemde, o zamanlar siyasi partiler yasaklıyken, herkesin üzerinde bir baskı havası hakimken, orduyu ve darbeyi eleştirebilen belki de tek çok satan yayındı. çünkü kimsede bu eleştiriyi yapabilecek cesaret yoktu, cesaret olsa derman yoktu.
gırgır'ı takip eden dergilerde de, limon olsun, leman olsun, penguen, fermuar, uykusuz olsun tüm bu dergiler, ülkede bulunan hemen her tür kuruma ve kişiye en baba eleştirileri yöneltmiştir. özellikle leman dergisinin fırtına gibi estiği dönemlerde ordu tarafından açılan davalardan çok mahkeme görmüşlüğü, tazminat ödemişliği vardır.
şu an heralde 1500 kadar dergi toparlamışımdır. şimdi bunları baştan kontrol etsem, ordu, askerlik ya da militarizm mevzularının bir şekilde tiye alınmadığı dergi sayısı çok az çıkar.
ama siz bu ikiyüzlüük konusunu dergilerin 3-5 sayısında ele alıp, onları suçlu çıkarmak isterseniz belki bir şeyler elde edebilirsiniz de diyemeyeceğim, çünkü bu hafta en çok satan 3 dergide de bahsedilen konuyla ilgili karikatürler mevcut. hatta uykusuz konuyu kapağa bile taşıdı.
bence bu konu bu kadar dürüst seçilmiş bir konu değil. şu dergileri 3-4 ay takip eden bir insan, dergilerin ne demek istediğini gayet iyi anlar. eleştirilerin başbakan üzerinde yoğunlaşması ise çok doğaldır. bir ülkede en çok hükümet eleştirilir, çünkü insanın gündelik yaşamına etki eden konuların çoğunu hükümet yönetir. mesela ordu benzine zam yapmaz, fındık taban fiyatını belirlemez, baraj yaptırmaz. bunlar hükümetin işidir.
ayrıca bunun bir de açılmış dava boyutları var. malum başbakanımız salih memecan'dan gayrisine kıl. sevmiyor bu karikatüristleri. dava açıyor. etki-tepki meselesi. mizahçının üstüne gidersen, karşılığını fazlasiyle alırsın. adamlar bildiğin deli işte ne uğraşıyosun?
ordu eleştirisinde en yaratıcı ve kaliteli çalışma da, mizah bağlamında yine bu dergilerden çıkmıştır. limon dergisinda bir süre boyunca yayınlanan, daha sonra netekim adlı bir kitapta toplanan yazılar, sadece militarizm ya da darbe eleştirisi anlamında değil, bu tür dergilerden çıkmış en parlak mizah eseridir.
(bkz: mustafa kamil zorti)
hayır arkadaş, insan madem bir başlık açacak ve bir iddiada bulunacak açıp bir bakar bu hafta ne çizmiş bu adamlar kapaklarına diye. üstelik adamlar başlığın açıldığı gün çizmiş ve piyasaya çıkarmışlar kafam kadar dergiyi. eşşek kadar da balon yazmışlar. hadi balonu da geçtim, o taptığın başbakanının elindeki koca golf sopasını da mı görmedin arkadaş ? bkz efendim, uykusuz sayı:59. yalakalar de hemen atlamış, okumadan etmeden "haklısın koçum, son derece katıldığım hede hödö" diye. neyin savaşını veriyorsunuz allasen, anlamadım ki ben sizi ?
kapağı kontrol etmek lazım arada bir, yoksa o kapak bir yerimize gelip kapanabilir, dikkat.
büyük oranda katıldığım, penguen'e oranla uykusuz için daha az geçerli bir ikiyüzlülük hâli.
ama yine de her hafta ikisini de elim gider, ikisini de alırım. parlamenter anlamda muhalefetsizliğin yerini doldurma gayretkeşliğidir olan. suç mu bu? sanmam.
türkiye'deki iktidar mekanizmasında tsk'nın kurumsal yapısının yerini büyük oranda göz ardı etmektedir bu dergiler. bu dergiler açısından akp'ye vurmak mevcut kamplaşma ekseninde elbette daha kolay. bu gözler zamanında yök'ü yerin dibine sokup şimdi onu kale gidi algılayan az "demokrat" görmedi. akp'nin pervasız piyasacı anlayışı da bu kamplaşmaya tuz biber ekti.
cumhuriyet gazetesinin bugünkü manşetinde örtülü içki yasağından bahsediliyordu örneğin. nedeni içkilerin de artık sigara gibi gizlenecek olmasıymış. ayrıntısını bilmeden yorum yapmak ne kadar doğrudur bilinmez ama cumhuriyet'in bunu manşette öne çıkarması üzerine birkaç kelâm edilebilir. alkol keyif işidir, ama bu onun özendirilmemesi gerektiği gerçeğini değiştirmez. diğer yandan akp'nin göstere göstere içki içenleri "mahalle baskısı yapmakla" itham etmesi durumu var ki, trajikomik!
yani bu iki ucunda hayırlı şeyler olmayan kamplaşmada akıl sağlığını koruması zor insanın. bu dergiler en azından bu sağlıksız ruh hâlinden çıkma potansiyeli taşıyor. nereden mi biliyorum? okuyorum, görüyorum.
en son doğan holding'e kesilen cezada ortaya çıkan durumdur ancak belirtmek gerekir ki tam bir ikiyüzlülük değildir hani biraz daha zorlasalar ikiyüzlülük sınırına girecekler de tam çizgi üstünde dans ediyorlar diyebiliriz. leman, penguen ve uykusuzca her fırsatta ve her seferinde eleştirilen doğan grubu ve gruba bağlı basın kuruluşları ilk önce doğan'a tayyib'in yüz çevirmesiyle bu gruba karşı yumuşadılar. daha sonra ceza olayında sanki doğan mazlummuş gibi, özgürlükten, özgür basından dem vurdular. ama en acı olarak izlediğim ve gördüğüm; hürriyet'i ve doğan grubunu her fırsatta eleştiren leman'ın bayramda 3 gün üstüste hürriyet'e özel ek çıkartmasıydı. şimdilerde de hürriyet'in içinde uykusuz ekibinden birkaç karikatürist ve yanılmıyorsam leman'dan behiç pek'in yazı-çizgileri günlük olarak çıkıyor.
çoluğunu çocuğunu, yedi ceddini sigortalı yapan dosyacı kemali görmeyip, mehmet ali şahinin çocuklarını sigortalı yaptırmasına muhalefet olan iki yüzlülüktür.