giriş cümlelerinin tükenmesi, ortak bir konu seçiminin henüz yapılmamış olması sebebiyle oluşan sessizliktir. insanı yiyip bitirir. çeşitli nidalarla bir cümle ortaya atılır tutarsa ne ala tutmazsa, çay tazeleme isteği gene sessizliği bozacaktır. en kurtarıcı şey çaydır. hangi marka olduğu, bardaklar, şeker, tansiyon rahatsızlıkları gibi muhabbet arttırıcı konulara geçişi sağlar. ilk eşimin ailesinin taktiği de çok işlevseldir. kalabalık ziyaretler düzenlenir ve herkes birbirine nasılsın diye sorar. sağol sen nasılsın derkene aradan 2 saat geçer yemeğe geçilir bile. sonrada güle güle faslı araya girer iki saat de öyle, etti mi sana 4 saat. mis gibi akraba ziyareti sana...
atılan şen kahkahadan sonra , bir anlık gaflet sonucu doğan sessizlik..Televizyon a doğru bir hamle yapılır ama nafile ; reklam kuşağı çoktan başlamıştır vede izlenmekte olan reklam ın izlenmemesi hatta yorumlanmaması daha makbul olur.***.Ortamdaki yavrucuklara yüklenerek sessizliğe bir son verilir.
bayramlarda çok olur bu olay. Bir yere gidilir uzak bir akrabaya. Başlanır muhabbete:
nakşiye teyze- nasılsınız kızım?
Seda(evin annesi)- iyiyiz teyzecim siz nasılsınız?
nakşiye teyze- bende iyiyim.
nakşiye teyze- sen nasılsın olum?
Gökhan(evin babası)- iyiyiz teyze siz nasılsınız?
nakşiye teyze- bende iyiyim.
nakşiye teyze- sen nasılsın yavrucum?
yavrucak(evin veledi)- iyiyim...
nakşiye teyze- allah iyilik versin...
işte bu noktada bir kilitlenme noktası olur. yaklaşık 1 dakika sessizlikten sonra nakşiye teyzenin bir şeyler yapması ortamı rahatlatması lazımdır. Nakşiye teyze üstün zekası sayesinde bu durumuda üstesinden gelir:
nakşiye teyze- daha daha nasılsınız bakalım.?
herkes rahatlamış gevşemiştir. bundan sonra bilindik dedikodular yapılır...