milliyeti olmayan vatanını milletini sevmeyen gerzeklerin saçma bulduğu düşünce
siktirin gidin amerikanin israilin avrupanın kültürünü yaşayın ben türküm ve müslümanım elhamdülillah kendi kültürüm bana yeter tabi diğer kültürlerede saygı duymak lazım.
Ben batı milletlerini, bütün dünyanın milletlerini tanırım. Fransızları tanırım, Almanları, Rusları ve bütün dünyanın milletlerini şahsen tanırım ve bu tanışmam da harp meydanlarında olmuştur, ateş altında olmuştur, ölüm karşısında olmuştur. Yemin ederek size temin ederim ki bizim milletimizin manevi kuvveti bütün milletlerin manevi kuvvetinin üstündedir." (1920)
“Millî hedefler, millî irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil, bütün milletin arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir.” (1923)
“Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır” (1923)
“Gerektiğinde vatan için tek bir kişi gibi tek vücut olmuş azim ve karar ile çalışmasını bilen bir millet, elbette büyük geleceğe layık ve aday olan bir millettir.”(1927)
“Ortak millî fikrin, ahlakın, duygunun, heyecanın, hatıra ve geleneklerin kişilerde meydana gelmesini ve kökleşmesini sağlayan ortak geçmişin, birlikte yapılmış tarihin, vicdanları ve zihinleri doğrudan doğruya birleştiren ortak dilin milletlerin meydana gelmesinde en önemli etkenler olduğunu kaydettikten sonra, millet hakkında, ikinci derece unsurları dikkate almayarak, mümkün olduğu kadar her millete uyabilecek bir tanımı ele alalım. Zengin bir hatıra mirasına sahip bulunan, beraber yaşamak konusunda ortak arzu ve istekte samimi olan, sahip bulunan mirasın korunmasına beraber devam etmek hususunda iradeleri ortak olan insanların birleşmesinden meydana gelen topluma millet adı verilir. Bu tanım incelenirse, bir milleti oluşturan insanların ilişkilerindeki kıymet, kuvvet ve vicdan hürriyetiyle, insancıl duyguya gösterilen saygı kendiliğinden anlaşılır. Gerçekte geçmişten kalan ortak zafer ve ümitsizlik mirası, gelecekte gerçekleştirilecek aynı program, beraber sevinmiş olmak, beraber aynı ümitleri beslemiş olmak, bunlar elbette bugünün medeni zihniyetinde diğer her türlü şartın üstünde anlam ve kapsam kazanır. Bir millet meydana geldikten sonra, kişilerin devlet hayatında, ekonomik ve fikirsel hayatta ortak çalışması sayesinde meydana gelen millî kültürde şüphesiz her milletin her ferdinin çalışma payı, katkısı, hakkı vardır. Buna göre aynı kültüre sahip olan insanlardan oluşan topluma millet denir, dersek milletin en kısa tanımını yapmış oluruz. ”(1929)
“Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kişiliğini korumaktır.” (1930)
“Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, istanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.” (1932)
“Ne mutlu Türk'üm diyene” (1933)
“Bir yurdun en değerli varlığı yurttaşlar arasında millî birlik, iyi geçinme ve çalışkanlık duygusu ve kabiliyetlerinin olgunluğudur.”(1935)
Demir - demirci
Sepet - sepetci
Milliyet - milliyetçi
Yani milliyet gazetesi yapan ve satan adam. Bunun daha hurriyetcisi var. Sabahçısi var. Say say bitmez bunlar.
Doğal bir ruh halidir, faşizm ile karıştırılmaması gerekir. Zihin sağlığı yerinde her insan öncelikli olarak mensup olduğu toplumun büyüyüp gelişmesini ister. Ortaya, Başka bir yerde de doğabilir, başka bir ırka da mensup olabilirdim gibi çocukca savlar atanlar vardır. Başka bir ailede de doğabilirdin başka ebeveynlerinde olabilirdi, nasıl ki bu durum aileni diğer insanlardan daha fazla sevmene engel olmuyorsa milliyetini sevmene de engel olmamalı.
Bizim milliyetçilik anlayışımız tanımadığımız insanlardan bizim milletimizden olmadığı için nefret etmek değil, Kendi milletiminizin menfaati doğrultusunda hareket etmeye öncelik vermek.
Malın davarın hakkında yorum yaptığı çağımız ideolojisi. Milliyetçi ideolojilerin tamamı milliyet kavramını genetik değil, aidiyet olarak algılar diyelim de şu safkanlık, melezlik, devşirmelik edebiyatı yapan çomarlar belki başka yerden eleştirirler. Nasyonal sosyalizm ise kökenini bizzati bilimden alır (bkz: sosyal darwinizm) fakat nazizm milliyetçi bir ideoloji olarak zaten ele alınmaz.
benim dedem şeyhmiş ben ateistim benim dedemin şeyhligi beni bağlar mı sikimde olur mu benim aynı dedem zamanında bi x halk mensubuni sikmis, benim bu sikimde olur mu? Mantık arkadaşlar.
insanlar yaşadıkları ülkeyi sevmeli yeri geldiğinde savunabilmelidir. Çünkü nerde yaşiyorsan o ülkenin ekmeğini yiyorsun demektir, yediğin kaba pislemekte çok aşağılık bir hareket olur. Buraya kadar bir sorun yok fakat günümüzde milliyetçilik ile ırkçılık birbirine karıştırılır oldu.
fransız ihtilali ile tüm dünyaya yayılan fikir akımı.
ülkemizden başlayalım, kurucu iktidar kadroları için devrim öncesi, devrim süreci ve devrim sonrası sıkı bir ideolojik sapma dönemiydi kuşkusuz. mustafa kemal'in o güne kadar okuduğu, etkilendiği fikirler olduğu kadar silah arkadaşlarının da etkilendiği fikir akımları bulunmaktaydı. mustafa kemal gibi zeki bir adam için takdir edersiniz ki bağnaz faşizm benimsenecek değildi, fakat ulussuz-milliyetsiz bir ülke de düşünmüyordu. ortaya kendi harmanladığı, kendi geliştirdiği bir ulus fikriyatı attı, bu fikriyat şahsımca faşizmden en uzak milliyetçilik tanımıydı.
tüm dünyada imparatorluklar yıkılıyor ve dünya burjuva devrimler çağından geçiyordu, bu burjuva devrimler ulus kökenli devletler şeklinde oluşuyordu, bizim ülkemiz de böyle oluştu.
ilerleyen dönemlerde bu milliyetçiliği ileriye taşıyan, söz konusu milliyetçilik ile tatmin olmayan çevreler gelişti. atatürk milliyetçiliği onlar için hafif, tavizkardı.
fakat bu yeni gelişen milliyetçilik, kimler tarafından, hangi ellerle, hangi amaçlarla oluşturuldu?
yeni oluşan bu atatürk milliyetçiliğinde olmayan islamı da içeren, türk-islam sentezi milliyetçilik, neden deniz gezmiş ve arkadaşlarına saldırıp amerikan gemisine secde etti?
şimdi sayın okuyan, buraya kadar okuduysan ve eğer milliyetçi-muhafazakar bir çizgideysen, neden ülkücülük yemininde bahsi geçen emperyalizme secde edenleri görmezden geliyorsun? neden yapıyorsun bunu?
kim gerçekten düşman kuvvetlerinin karşısında, kim gerçekten anti emperyalist, kim emperyalizmin uşağı? neden fark etmiyorsun?
mesela tam bağımsızlıktan yana olan uğur mumcu'yu neden sevmedin? neden sevmiyorsun?
bu ülkede 50-60 yıldır milliyetçiler amerikancı çizgide yetiştirildi. siyasal islam ne zaman sıkışsa milliyetçiler kurtarmadı mı? amerikanın yedek lastiği olmadı mı?
derinlemesine tarihi eşelemeye bile gerek yok aslında, örnekler çok. üniversite yıllarımda kendi gözümle tanık olduğum bir anıyla bitireyim entry'i;
sene bilmemkaç, aylardan kasım, yök eylemleri yapılıyor, sol görüşlü öğrenciler slogan eşliğinde yürüyüş halindeler, özel güvenlik tarafından önleri kesildi, arbede çıktı ve öğrenciler özel güvenliği alt ettiler. buraya kadar sıradışı bir şey yok, öğrencilerin sayısı çok daha fazlaydı, polis gelmiş olsaydı polis de öğrencileri döverdi. benim hayretler içinde kaldığım yapboz zinciri tam da bu noktadan sonra başlıyor...
ertesi gün okulda sol bir öğrenci topluluğu doğu'daki çocuklara yılbaşı hediyesi olarak oyuncak göndermek için masa açmış, çalışma yapıyor, birden karşısına normal zamanda solcular var diye gelmedikleri bir yere ülkücüler masa açıyor, bir sürü kalabalık, doğanlar ve şahinler diziliyor ülkücülerin yanına. sürekli sol görüşteki çalışma yapan 5-10 çocuğa bakmaya başlıyorlar, sonra vakit geliyor, içlerinden biri gidip oyuncak toplama afişini yırtıyor, o noktadan sonra kavga başlıyor, diğer sol örgütler de toplanıyor ve ülkücüler ile sol arasında kavga büyüyor, derken ne oluyor? polis geliyor, ülkücüleri arkasına alıyor, kalkanı kaldırıp onları koruyup başlıyor solculara saldırmaya... aradan zaman geçiyor ve öğreniyoruz ki hepsi planlanarak yapılmış...
özel güvenlik evvelsi gün dayak yiyince, gerekli yetkililer ülkücüleri aramış, olay anlatılmış, bu solcuları nasıl dövebiliriz diye konuşulmuş, ülkücüler ertesi gün solcuların takıldığı yere bir bahane ile çalışma koymuş, polis olaydan haberdar edilmiş, üniversite yönetimi - özel güvenlik şirketi - ülkücüler üçgeniyle solculardan intikam alınmaya çalışılmış.
şimdi şapkamızı önümüze koyup düşünelim. normal mi bu olanlar? o ülkücülerden biri de o afişe bakıp biz napıyoruz çocuklara oyuncak topluyorlar demedi, normal mi...
değil sözlük, değil. bu yurdu sevmeyi amerikancılara bırakmayacağız, biz bu ülkeyi edirne'den ardahan'a kadar çok seviyoruz, milliyetçilerden daha çok.
Bu ülkede her vatandaşın bu ülkenin milliyetçiliğini yapması gerekir. Türk , kürt siyasi ideoloji farketmeksizin bu ülkenin milliyetçisi , vatanseveri olması gerekir. iktidar a bakmaksızın kim olursa olsun vatansever olmalıdır. Mualefetlik ülke sınırlarında kalmalı terör örgütlerine karşı bir olunmalı.
aslında yarı dindarlıktır. millilik adında kültürel olarak korunan şeylerin çoğu din eksenli olduğu için bir nevi dindarlıkla eş olabilecek güçtedir denebilir. ayrıca ırk olsun kültür olsun bir milletin özgün karakterini salt koymaktan çok uzaktır. yani bir bölgede yalıtılmış hiçbir milletle ilişiği olmayan bir kültür belkide yoktur.
beni ilgilendiren kısmı tabiki bu değil. beni ilgilendiren yanı dindarlığın ve gelenekçiliğin milli değerler altında var olması ve milliyetçilerin bunlara karşı gösterdiği hassaslık.
yani milliyetçilik de bir nevi yarı yobazlık oluyor. ne demek istediğimi umarım anlatabilmişimdir, o kadar yazıyı onun için yazdım zaten.
Çağımızın en büyük hastalığıdır.Türk olmak bilincinden daha çok insan olmanın bilincine varsalar ülkenin refah seviyesi minimum 2 basamak daha yükselir.
bilmem farkında mısınız değilseniz şunu fark etmeniz gerek. hayranlıkla baktığınız çoğu millet -başta avrupa ülkelerinin milletleri- milliyetçidir.
zaten milliyetçi olmasalardı bugün geldikleri noktada olmazlardı. lakin ülkemizde ne hikmetse milliyetçilik kötü bir durummuş gibi algılanıyor. kötü olarak algılanacak olan milliyetçilik türleri var mıdır? evet vardır bunlardan bazıları mikro milliyetçiliktir, etnik unsurların milliyetçiliğidir.
bu ülkede milliyetçi olunacaksa türk milliyetçisi olmak zorundasınız, zorundasınız diyorum çünkü türklerin kurduğu devlette tabiki türk milliyetçisi olacaksın. ayrıca milliyetçiliği unutan toplumlar çöplüklerde yaşamaya mahkum olmuşlardır. eğer unuttuysanız hatırlayın ve hatırlatın türkiye'de türk milliyetçiliği yapmak zorundasınız.
milliyetçi olmak ırkçı olduğun anlamına gelmez. türk milliyetçisiyim çünkü türk milletinin en iyi yerlere gelmesini istiyorum ve bunun için çalışıyorum. başka ırkların kötülüğü umrumda değil benim için öncelik kendi milletimin en iyi yerde olmasıdır. ırkçısın diyecek varsa desin çok da umrumuzda değil.