gayet gereksiz bir uğraştır. kişinin kendi babasını başkasının babasından daha çok sevmesi kadar basit meyildir, milletini sevmesi, milliyetçi olması. ülkücülüğü bazı ülkücüyüm diyen çapsız milliyetçilere bakarak küçümsemek ise son derece yanlıştır. bu hareketin ideolojik temelleri vardır. ziya gökalp, hüseyin nihal atsız, seyyid ahmed arvasi, erol güngör, osman turan, ibrahim kafesoğlu, dündar taşer, ümit özdağ okumadan ülkücü hareketi sığlıklı suçlamak doğru değildir.
düşünmeye başlamakla, tarîhi olayları tarafgirlik ve etnosentrizm üzerinden okumamakla başlayan, empati duygusunun gelişimi ile serpilen, bütün kutsiyetlere şüpheyle bakarken içinde derin bir vicdânî sorumluluk gelişmesi ile bir devamlılık halini alan özgürleşme sürecidir.
insanlara "vatan haini" payesini bol keseden dağıtmamak, bir ülkenin tek doğru bileniymiş gibi bütün toplumu totaliter bir açgözlülüğün duldasına esir etmemek, çeşitli kutsallaştırılmış adlar ve kişilikler üzerinden kendi cukkasını doldurma şahsiyetsizliğine bulaşmamak adına mutlaka yapılması gereken ve tek bir ülke ile sınırlanamayacak süreçtir.
japon milleti dusunuldugunde insani celiskilere sokan tespit.
japonlar milliyetci degil zaten. ikinci dunya savasindan sonraki hizli yukselme egrilerinde milliyetciligin toplum ustunde gelistirdigi dayanisma gudusunun payi hic yok.
avrupa daki ulkelerde insan haklarinin ve ozgur dusuncenin gelismesinde krallarin ve kralicelerin milliyetci dusunceleri soz sahibi degil mesela.