Hakkında organize bir şekilde dağıtılan broşürlere dikkatlice bakıldığında bindirilmiş kıt'alara neredeyse "Bakın bütün kamu ulaşımını sizin için seferber ettik. Yine de gelemezseniz limuzin mi gönderelim yani?" denilen Akp organizasyonudur.
bütün memleket sevdalılarının katılacağı mitingdir. halk arkamızda diye bağıran çapulcuları tükürükleri ile boğabilecek kalabalığın metanet ve sabrının boy göstereceği mitingdir. ülkesini sevenlerin katılacağı mitingdir. cnn nin vermeyeceği mitingdir.
devam edeceğini açıklayan rte nin cömert eylemleridir.
taksici komşuya demişler yanına dört adam daha al,gel,300 tl.komşu gitmedi ama ben öğrendiğimde çok kızdım,60 tl ne demek lan 3 saat için,aç bir sürü insan var,al götür. ****
bir de bu mitingler sayesinde tarafımızla gurur duymakla kalmayıp bol bol da eğlence malzemesi çıkardık ya la. *
hemen önceki gecesinde, gezi parkına düzenlenen baskınla daha bir manidar olan mitingtir.
muhafazakar kesimin tamamını meydana toplamak, ortamdaki gerginliği - daha çok muhafazakar kesimin tepkiselliğini- diri tutmak için sırf bu şekilde bir müdahalede bulunulmuştur. iktidarı kartları en başından beridir iyi oynamıştır.
olayların başladığı ilk gün bitirilebilecek bir eylem, başta başbakan olmak üzere, tüm devlet organlarından yapılan öfkeli açıklamalar, polisin iç işlerinden aldıkları emirlerle uyguladığı sert müdahale olayları kaşımak ve tansiyonu yükseltmekten başka bir şey değildi.
çünkü ben, başbakanın böyle gergin ve sıcak bir ortamda, sanki mizacı böyleymişçesine sert ve öfkeli çıkış yapmasını başka bir türlü açıklayamıyorum.
ve lütfen unutulmasın:
şu an için gezi parkı olayları bir şekilde yatıştırılacak. seçimlerden bir kaç ay kadar hemen önce tekrar bir şekilde başlatılacak.
ve bu gerginlik henüz sıcakken seçimlere gidilecek ve ak parti sahip olduğu oyları koruyarak ve hatta üzerine muhafazakar kesimin büyük çoğunluğunun da oylarını katarak yeniden ve daha güçlü bir şekilde iktidar olacaktır.
yani herkesin dediği gibi bu olaylar dış mihrak oyunu filan değil, bu birilerinin bu ülkeyi karanlığa sürüklemesi filan hiç değil. menderes, özal, erbakan örnekleri sürekli verilerek yapılmak istenen sadece mazlum edebiyatıdır.
olayların en başında amerikanın - sözde tepkisi iktidara varken, bugünlerde iktidara verilen açık destekle, söylediklerim daha bir anlam kazanmıştır ve ilerleyen günlerde daha bir anlam kazanacaktır.
sosyal hadiseleri, bir olayı analiz ederken; etmeye çalışırken diyelim, duygusal yaklaşım, nesnellikten uzak, moda deyimle arzu ettiğin istikamette bir "okuma" ile, işe yarar, anlamaya hizmet eden bir sonuca ulaşmak mümkün değildir.
dünkü kazlıçeşme mitingi. milyon sayıyla ifade ediliyor. bende mizaha baş vurayım evvel emir, revaçta ya; milyon değil 999 999, ben de gitseydim bir milyon olacaktı.
bir sözlükte şöyle ifade ettim olayı; niceliğin niteliğe inkılâbı. bu, kalabalıkların kendinde ifadesinden öte bir ifadeyi anlatır.
kalabalığı, kalabalığın dışa vurumu dinamizmini seyrederken, dedim; on küsur yıllık bir iktidarın, yorgun bir iktidarın yarattığı bu tablo hakikaten ehemmiyetle irdelenmesi gereken bir tablo.
doktor hastasını muayene ederken ismine cismine, cinsiyetine mezhebine bakmaz. ben de öyle yaklaşıyorum meseleye.
dünkü tablo türkiyenin bir özelliğini, kendine has bir özelliğini de taşıyor gözlerimize, zihnimize.
amedde nevroz meydanında toplanan milyonlar kürt halkının özgün ruhsal yapısını dışa vurmasıyla benzerlik değil, aynılık taşıyor. temelinde sarsılmaz sahip çıkma duygusu diyorum ben buna.
nasıl ulusallığı ifade eden kürt gücü hangisiyse, onun önderliği yığınları toplayabiliyor ise, aynı şekilde türk halkına dokunan önderlik sadece bu denli bir yığınsallığa sahip olabilir, toplayabilir diyorum.
ve onun için defalarca tekrar ettim ve ediyorum; türk ve kürt halkalarının kardeşçe kucaklaşması, içeriden dışarıya uzanan bir tedirginlik yaratmıştır. gezinin dönüşen, gölgesinden açığa çıkan yöneliş yine ve ısrarla diyorum ki, çözüm sürecini; halkların kardeşlik yönelişini pusuda kıstırıp boğmaktı.
bunu daha bir takım harici komploların açığa çıkmasından; doğru-yanlış bilemem; çok önce, 31 mayısta ifade ettim.
insanlar tek tek: ya biz de çözümden yanayız deseler de, hareketin enerjisinde ortaya çıkan ruh farklı olur çoğu zaman. kalabalığın nicelikten niteliğe dönüşmesi derken kastettiğim tam da bu.
gezide zuhur eden inkılâb, dönüşümün olumsuz veçhesini ifade ederken, kazlıçeşmedeki yığınsallık, amedlerdeki yığınsallık değişimin, dönüşümün olumlu veçhesine işaret etmektedir.
şunu da eklemeden geçersem kendimi eksik anlatmış olurum; son müdahalede yaşanan dağılma içimi sızlattı. bu eylemin doğruluğu yanlışlığı ötesinde içsel bir duyuştu. gencecik çocukların başlarının eğilmesine sevinmek mümkün mü? o çocuklar ki inanıyorum yarınlarda doğru dönüşümlerin insanları olacak. en azından bir inanç bu içimde.
mitingin adında bile provakasyon var ! senin yüzde ellin milli irade de diğer yüzde elli neyin iradesi?
bu idrak meselesidir.
başbakan sabıkalı bir insan.
sabıkası nedir?
halkı kine ve nefrete sürüklemek kışkırtmak suçundan hüküm giymiş.
şuan yaptığı nedir?
eskiden yaptığı yarım kalan eylemi devam ettirmek.
peki bunu nasıl yapıyor?
onun diline pelesenk olan sözde kelimesiyle nitelendirelim; sözde milli iradeye saygı mitingleriyle.
amacı nedir?
gezi olaylarını kışkırtmak provakasyoncuların yaptıramadığını kendi yaptırmak.
ama bu millet bu oyuna gelmeyecektir.
neden olmasın mitingi.
beşar esad %88 ile 7 yıl daha (!) suriye'ye başkanlık edecektir. iç savaş ortamında yapılan bu seçimde 11.000 sandıktan hep esad çıkmıştır. dolayısıyla milli bir iradeleri vardır değil mi? yani biz komşu ülke olarak sokaklarda adım başı suriyelilere rastlıyoruz yaşadıklarını görüyoruz. ülkemizin suriye'deki savaşı nasıl fıştıkladığını, nusra denilen terör örgütünü nasıl desteklediğini biliyoruz. buna rağmen sanki bizim gördüklerimiz yalan ve suriye'de güllük gülistanlık bir hava varmışçasına sandıktan yine yeniden esad çıkıyor. idaresi altında geçen zaman diliminin 3 yılı savaşla geçmiş diktatör yeniden seçiliyor.
gel gelelim türkiye'mize. bizde de benzeri bir demokrasi ve milli irade neden mümkün olmasın?
tayyip de esad benzeri bir şekilde oyların %45'i ile iktidara geldi. biz tabi dah atam suriye kadar demokratik olamadık ve milli irademiz tam çalışmıyor. 1-2 sene daha devam etsek eminim biz de suriye kadar deokratik olacağız ve milli kafamız basacak ve hep birlikte mutlu mesut oylarımızın belki de %80-90'ını akepe'ye dolayısıyla tayyit'e verececeğiz.
bir tür sandığa saygı mitingidir. ortada bir sndık vardır. kimselerin eli kolu bağlı değildir. isteyen istediği siyasi partiye oyunu atar. atmadı mı attı. işte onu anlatan gayet demokratik bir mitingtir.
hala makarna ve kömür verilerek oy toplandığı sanılan mitingdir. olum bu kafayla siksen iktidar olamazsınız. çevrenize bi bakın der yoluma devam ederim. Daima ileri.