akp seçim kazanınca değer verilen ama akp oy kaybedince geri plana atılan iradedir. Düne kadar akp ye oy verenlere çomar denilen ülkemizde bundan böyle akp ye oy vermeyenlere ne hakaretler edilecek hep birlikte göreceğiz. Akp nin iç yüzünü, yalanlarını herkes bir gün görecek inşallah.
ilber ortaylı hocamız şöyle bir şey demişti: (sözler birebir değil, hatırladığım kadarıyla yazıyorum)
''82 anayasasına %92,5 oy verenler şimdi bu adamı yargılayalım hatta asalım diyor. halk oyu öyle basit bir şey değil. ya yaptığın şeyin sonucuna katlanacaksın ya da verdiğin kararı benimseyeceksin. ki ben o ana yasaya oy vermeyeceğini bildirmiş 300 kişiden biriydim''
yine atatürk'ün de bir anektodu var. bir ili gezmeye gidiyor, halk coşkuyla karşılıyor ata'yı. yanındaki danışmanı ''paşam, halk büyük coşku içinde'' deyince ata'nın cevabı da 'şimdi ben değil vahdettin gelseydi yine coşkuyla karşılarlardı.' oluyor. 70-80 yılda değişen ne olmuş şu ülkede?
hatta ülkeden de çıkalım. canım kanım sana feda olsun ya saddam diye sokaklara dökülen halk, saddam idam edildiğinde de sokaklarda sevinç gösterisi yapıyordu.
evet durum ortada. zaten bir ülkede %92,5 gibi bir evet yahut hayır oyu çıkıyorsa orda bi iradeden dahi bahsetmek anlamsızdır. o gün evet diyenlerin % kaçı şimdi kenan evren'i yargılayalım diyor? bir referandum yap sadece bu konuda yine %90'larda evet oyu. e verdiği reyin sorumluluğunu almaktan ya da benimsemeden bahsedebilir miyiz?
cahil bir milletin iradesi yoktur ki saygı duyacaksın. bir konuda irade sahibi olabilmek için önce o konu hakkında bilgi sahibi olmak gerekir.
şimdi milli iradeye saygı diye bas bas bağıranlar gerçekten de bilinçli bir milli iradenin varlığını isterler mi yoksa o milli irade hiç oluşmasın bize böylesi uyuyor diye mi milli iradeye saygı deyip duruyorlar sizce?
uzun uzun yazamayacağım. isteyen bu alanda gerekli okumaları yapar. merak ediyorsanız mesela münci kapani'nin "politika bilimine giriş" s.76-77'ye bakın. zoraki demokrasi'nin bir kandırması.
recep tayyip erdoğan a rağmen tbmm den çıkan yasa var mı yok mu ? buna bakanlar kurulu kararları da dahil. (bkz: khk) bu içi boş kavramı, rte kendi isteğine göre dolduruyor. bu safsataları benimseyenler milli irade(!) yanlısı vay karşı olup aleyhte konuşanlar milli (irade) düşman(ı).
cevap açık bir şekilde belli ise, alın size milletin iradesi ! millet ne derse o olur deseler kaç yazar ?
milli irade allah diyerek katrilyoner olmaktır.
bir adam dilinde cennetin anahtarını taşır yani sen öyle sanırsın ben bu adama oy verirsem cennete gideceğim.
milli irade değil insanın imanıyla sınanmasıdır
iri laikse müslüman değil akpye vermezse müslüman değil akpyi sorgularsa müslüman değil ümmetçi olmazsa müslüman değil.
neden katrilyoner oldun müslüman bu kadar zengin olurmu çıkıp diyemezsin ama eğer müslümansan yaptığı her boku onaylamak zorundasın.
nedir bu milli irade nasıl iştir. hala bunun arkasında durmak nasıl bir ahlaki iştir anlamak güç.
aha bak akp'nin olduğu yeri de söylemiyorum. misal mersin. abi mhp'nin adayı %31 ile seçimi kazanmış. bu ne demektir? bu milli irade falan değildir. çoğunluk bile değildir bu. demek ki geri kalan %69 bu adamı istememiş. bunun neresi milli irade. istemeyen sayısı iki katından daha fazla. sonra da milli irade saygı duyun.
demokrasinin tam olarak işletilemediği bir ülkede milli irade tatavası yapmaya gerek yok.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın sürekli dile getirdiği ama anlamını bilmediği kavram.
Milli irade kavramının babası J. J. Rousseau'dur. Rousseau'ya göre milli irade yalnızca devletin kuruluşunda tam bir uyuşma içinde var olabilir. Buna göre sonradan bu iradeyi oluşturanlardan birinin dahi bu iradenin dışına çıkması, artık milli iradenin bulunmadığını gösterecek ve yeni bir milli irade oluşturulmaya çalışılacaktır. Milli irade kavramı tam bir fikir birliği ister. En ufak bir aykırı düşünce milli iradenin olmadığını gösterir. rousseau'nun milli irade hakkındaki detaylı görüşleri ve nasıl ortaya çıktığını merak ediyorsanız, toplum sözleşmesi kitabına bir kez olsun bakmalısınız.
Duguit ise günümüzde toplumsal zihinde oluşan milli irade kavramını eleştirir. Ona göre günümüzde milli irade kavramı sadece politik kudreti eline alanlar yönüyle irdelenmektedir.
Günümüzde milli iradenin temsilinin somut yansıması sadece ve sadece anayasalardır. Kabine üyeleri, hatta ve hatta meclisin kendisi dahi milli iradenin temsilini tam olarak yansıtamaz.
Uğur Mumcu söz meclisten içeri kitabında politikacıların "milli irade" kavramını neden diline doladıklarını şöyle dile getirir:
"Günlük dilde milli irade olarak adlandırılan seçim sonuçlarını, seçim sistemleri açısından değerlendirdiğimizde, bu milli iradenin, bir önceki parlamentonun belirlediği seçim yasasına göre değişik sonuçlar verdiğini görürsünüz. Öyleyse bunlardan hangisi milli irade, hangisi değildir? Buna yanıt bulmak gerekir.
Hukuk alanında olduğu gibi, siyasal konularda da soyut ve genel kavramlarla konuşmak insanların kolayına gelir. Söz gelişi milli irade deyince, bu tılsımlı sözün yaratacağı yankılarla çok bilimsel konuştuğumuzu sanırız. Bunun gibi, egemenlik deyince; hükümetin, bakanlıkların, meclislerin manevi şahsiyetleri deyince olup bitenleri, hükümetleri, bakanlıkları, meclisleri oluşturan kişilerden soyutlayarak, konuları, bir çeşit metafizik bulutlar içine sokarız. Bunu yaptık mı, gerisi kolay; bundan sonra kim milli iradeye karşı çıkabilir, kim egemenlik kavramını eleştirebilir, kim manevi şahsiyet kavramının dokunulmazlık zırhını deler!" (Uğur Mumcu, Söz meclisten içeri, s.1)
Hukuki ve demokrasi altındaki kavramları eğip bükmeye pek meraklı bir milletiz. Bu kavramların neden okullarda öğretilmediği ise ayrı bir konu. Her "milli irade" diye tutturana inanmak gerekmeyeceği gibi, bu kavramları çıkış noktasından günümüze geliş aşamasına kadar çocuklara yavaş yavaş öğretmek ve benimsemesini sağlamak en iyi yol olacaktır.