çok güzel bir antik tiyatroya sahiptir bu eski yerleşim birimi.dün orada uzun zamandan sonra bir senfoni orkestrası konser vermiştir.orkestra şefi cem mansur aynı zaman da çok da önemli dersler vermiştir sanat hakkında dinleyicilerine
arabanız yoksa priene den gitmesi baya zahmetli yer. balat köyü minibüsünü beklemeyin çünkü havanızı alabilirsiniz. otostop çekerim diyorsanız yine havalanmayın, kazı çalışanına denk gelmedikçe o da zor ihtimal.
ulaşım meşakkatli yollarından sonra kent selamlıyor güzelliğiyle. dağınık bir yerleşim söz konusu,
bir de yeni müze yapılıyordu yakınlarında bu yüzden görmeye değer.
bugünkü haliyle bile şaşalı, insanlı günlerindeki görkemini ve güzelliğini koruyan...
gezerken duygusallaştığım...
her fırsatta gitmek istediğim ve gitmenizi tavsiye ettiğim...
turizm ile çok fazla gelir sağlamak mümkün iken...
kıymetini bilemediğimiz, dünya'ya tanıtamadığımız şehir.
milet ve milet gibi antik şehirler, türkiye'de değil de gelişmiş ülkelerde olsaydılar...
her biri yılda milyonlarca turist çeken darphaneler olurlardı.
felsefe'nin doğduğu yerdir. bu bağlamda; beşerin yaşanmışı, haksızı, adaleti, kozmoloji ve teolojiyi sorgulamasının önünün açıldığı yerdir de. burada başlamasına sebep ise; iyonya halkının ekonomik olarak ileri seviyede olmasıdır. zira; iktisadi sorunu olmayan kişiler daha çok hobi ve kültürel aktivitelere yönelirler. çöp konteynerından ekmek toplayan bir kişiye; "demokritos'un temelini attığı diyalektik felsefe" hakkında yorumlamalarını sorsanız, amien deyiş ile; küfürü yersiniz.
işte kendilerinin yarattığı şans faktörü ile felsefeyi başlatan milet'liler, bugünün avrupai toplumlarının temelini oluşturup, menşeisi olmuşlardır.
(bkz: abdala kar yağıyor demişler titremeye hazırım demiş)