şimdi kitaplığıma baktım, biri güzel kitaplarımı alıp geri getirmiş olsa, altını çizdiğim güzel yerleri yazıcaktım. ( yani gerçekten altı çizilicek kitapları var) ama unutmuşum işte, sıradan güzel anları yakalamasından dolayı belkide, sadece hissi kalmış aklımda, varolmanın dayanılmaz hafifliği -aslında katlanılmaz olduğu da söyleniyor- yada gülüşün ve unutuşun kitabı... mutlaka okunmalı. keşke hafızam biraz daha geniş olsaydı.
özellikle saptırılmış vasiyetler isimli kitabını herkese önerdiğim yazar. edebiyat bilgisinin yanında müzik bilgisini de gösterdiği, döktürdüğü kitabıdır. orwell ile kafka'yı karşılaştırdığı bir bölüm vardır ki hayatınızda yeni bir "pencere" açacak niteliktedir.
bunun yanında kitapta özellikle "değişim" noktasındaki fikirleri türkiye'nin yaşanmakta olan sürecine ışık tutmaktadır. "değiştim" diyerek -sözde- demokrat olduğunu ilan edenlerin maskelerini fena şekilde düşürmektedir.
iki gündür adını ağzında geveleyip duruduğum çek yazar. nereden takıldı bilmiyorum. varolmanın dayanılmaz hafifliği isimli kitabı şiddetle tavsiyedir. bak hala ağzımda geveliyorum. hani bir şarkı takılır ya aklınıza sürekli kendi kendinize mırıldanıp durursunuz. işte öyle bir şey. hayırdır inşaallah.
"Duygulara kimse karşı koyamaz. Oradadırlar ve her türlü bastırma girişiminden bağımsızdırlar. insan, yaptığı bir hareket, söylediği bir söz yüzünden kendine kızabilir, ama yaşadığı bir duygu yüzünden kızamaz, çünkü duygularımız üzerinde hiçbir gücümüz yoktur."
"Düşler, aynı yaşamın farklı dönemleri arasında kabul edilemez bir eşitliği dayatır insana. insanın hiç yaşamadığı şeyler arasında eş düzeyli bir eş zamanlılığı dayatır; ayrıcalıklı durumunu yok sayarak, şimdiki zamanı yadsır."
1984 tarihli ünlü makalesinde orta avrupa'yı kültürel olarak batı'ya, siyasi olarak doğu'ya ait bulur. aradan bir hayli zaman geçti, soğuk savaş bitti, orta avrupa ülkeleri avrupa birliği üyesi oldu vesaire vesaire. şimdi soruyorum ey kundera, acaba o orta avrupa kültürel olarak doğu'ya, siyaseten batı'ya mi ait? şahsen komünizmden çıkmış orta avrupa ülkelerinin, katolik olmalarına rağmen, kültürel olarak doğu'ya ait görmekteyim. kundera, tipik bir 'biz (batı) avrupalıyız' tiribine girmiştir oysa tarihi süreç ve içinde bulundukları kültür ve mentalite bunun aksini söylemekedir. rus (ve ortodoks) düşmanı olmak sizi batılı yapmaya yetmez, yetmeyecektir de.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabındaki "Rastlantıların, sadece rastlantıların söyleyecek bir sözü vardır bize. Gereklilikten doğan, olmasını beklediğimiz, günbegün yinelenen her şey dilsizdir. Sadece rastlantılar bir şeyler söyler bize." sözleriyle rastlantılara olan düşkünlüğümün mimarı.
Gercekten müthiş bir yazar. ilk olarak varolmanın dayanılmaz hafifliği kitabını okuyarak tanıdım. bu kitabında rastlantılara fazlaca değinmesi dikkatlerden kaçmaz..sabina, thomas ve tereza arasındaki iliski kurgusu muhteşem. Ayrıca bu kitabının aynı isimle filmi de yapıldı. Kundera büyülüyor insanı bu yüzden de diğer kitaplarını da okudum. Kimlik, ölümsüzlük, şaka, gülünesi aşklar. Bütün kitaplarında rastlantılar ve yapılan bir şaka mutlaka var. Kitaplarında hayatlarında çokça kadın olan erkeklerden bahsetmesi ama kendisinin tek eşli olması beni aşırı düşündürür .
roman anlayışı kendine özgü olan yazar. kitaplarının bir kısmında dan diye anlattıklarını yarıda keser, yazı denemeye döner, sonra tekrar kaldığı yerden devam eder. bir kısmı da değişik hikayeleri bir araya getirir. şahsen sade bir dile sahip olsa da alışılması zaman alan bir üsluba sahip olduğunu düşünüyorum. ama bu açıdan bakıldığında yani okuyucuyla sohbet eder tarzda yazdığı romanlarla okuyucunun da kalbine taht kurduğunu ayrcıa belirtmekte yarar var.
kitap okumayı hiç sevmeyen hemen sıkılan kardeşime bile kitabı okumayı sevdirmiş akıcılığı ve derinliği kaybetmeden yazan varoluşçuların sonuncusu. aslında onun kitaplarıyla bir dönem bitmiş bir dönem başlamış açıp kapadığı dönemlerin ışığında diyorum ki ben milan kundera tam bir kesişim yazarıdır ve bunların en büyüğüdür. yazarlık aşkım onunla başlamıştı zaten. bir solukta okudum bütün kitaplarını defalarca tekrar ederek sindirerek. kitaplarının her birisi benim dostlarımdır.
"romanlarımda kişiler kendime ilişkin gerçekleşmemiş olabilirliklerdir... her biri benim ancak kenarında dolaştığım bir sınırı aşmıştır... çünkü romanın sorguladığı sır o sınırın ötesinde başlar. roman yazarın itirafları değildir; bir tuzak haline gelmiş dünyamızda yaşayan insan hayatının araştırılmasıdır." Kundera. *
kitapları,
ayrılık valsi
anahtar sahipleri
gülüşün ve unutuluşun kitabı
varolmanın dayanılmaz hafifliği
ölümsüzlük
yavaşlık
kimlik
bilmemek
roman sanatı
saptırılmış vasiyetler
perde
jacques ve efendisi
''sakın, ülkenize ve vatanınıza aitsiniz safsatalarına inanmayın.yaşamı başka yerlerde arayın sizin kimliğinizi oluşturan isminiz,milletiniz, ırkınız ya da dininiz olamaz.'' sözünün sahibi güzel adam.