bir sosyolojik savaşın eşiğindeyiz. milletimiz (islam milleti) yeni fay hatları oluşturularak bu hatlar üzerinden birbirine kırdırılmaya çalışılıyor.
ırkçılık etnik kökeni, ülkeleri, şehirleri aştı. dernek-vakıf mensupları bulundukları zümrenin ırkçılığını yapar hale geldiler.
her anlamda kutuplaştırılıyoruz. bu kutuplaşmayı önleyecek, devlet-millet kaynaşmasını sağlayacak, bu kaynaşma ile türkiyede ağır sanayi devrimini yapıp bilgi toplumu haline getirecek bir iktidardan yoksunuz. bu yoksunluğumuzun müsebbibi de yine birinci dereceden biziz. zira allah bize zulüm etmez. biz ancak kendimize veya birbirimize zulüm ederiz.
“Davranışları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer kısmına yönetici yaparız.” (En’am, 6/129)
zalimlik bir insana işkence yapmak olarak algılanmamalı. biz allah'ın yolundan saparak, onun emir ve yasaklarına itaat etmeyerek kendimize ve çevremizdekilere zalimlik etmiş oluruz. bu zalimliğin karşılığı da ayette bildirilmiştir.
bu nedenle biz kendimizi düzeltmeden ülkemiz, coğrafyamız ve bütün dünya malesef düzelemez. bu dünyayı nizama sokacak bizden başka bir toplum yeryüzünde malesef ki bulunmamaktadır. bizim de halimiz ortadadır.
Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. (Ra'd 11)
Durum böyle iken bize karşı sosyolojik savaş yürütenlere nasıl bir tepkide bulunacağımızı allah teala kitabında göstermiştir. dünyada var olan üç boyut yani küfür, islam ve iman boyutlarından islam boyutunda iken küfür boyutuna hızla kaymaktayız. bu kayış aslında sosyolojik savaşın bir ürünüdür. allah teala ise bu taarruza karşı sosyolojik savunmamızı yapabilmek için şu emri vermektedir:
Ey iman edenler! Hepiniz birlikte barış ve güvenlik sistemi olan islâm'a girin, şeytanın ardından gitmeyin, zira o kendisi gözle görülmese bile sizin için apaçık bir düşmandır. (bakara 208)
islam'a girmekte yetmez. iman evresine geçiş yapmamız gerekir. nitekim iman olmadan nizam olmaz. bunun için de Allah şöyle buyuruyor:
Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur. (Nisa 136)
ayetin başında iman edenlere seslenilmesi ve ayetin asıl konusunun yine iman etmek üzere olması düşündürücü bir durumdur. burada apaçık bir şekilde yoldan çıkmakta olan bir iman topluluğuna sesleniş vardır. yoldan çıkıyorsunuz, uyarıyorum özünüze dönün diyor adeta allah teala.
bu ayet ne bir deisti ne bir ateisti ne de bir hristiyanı bağlar. bu ancak ve ancak biz müslümanları bağlar. o yüzden
ne bileyim yani ne diyeceksin ne diyeceğine! diyip demiyeceğine hiçbişeyine deye de di ii kimse kimseyi dinler ne bişey anlatabilirsin ne dinleyen olur.