Hakkında sözlüklerde magazin yıldızlarından daha çok söylenti dolanan, tarihin gördüğü 1.97'lik 120 kiloluk, en yıkıcı ama en yapıcı anarşist düşünür, onun öncesinde eylemci. (bkz: birinci enternasyonal) (bkz: LAHEY KONGRESI) esnasında (bkz: karl marx) dallamasına sorduğu bir soru ve alamadığı cevap ile tarih sahnesine marx'tan önce çoktan yazılmıştır. son olarak (bkz: Walter Benjamin) şöyle söylüyor; Bakuninden sonra Avrupada özgürlüğün radikal anlamındabir eksiklik vardır.
Özellikle dikkatimi çeken bir yazısı vardır "Rusya'nın tüm soyguncularıyla ve hırsızlarıyla ittifak kurmamız gerek. " Uzunca düşünmüştüm bunun üzerine ve sonuç olarak şuna karar verdim. Anarşistler mülkiyeti teorik de reddediyorlar hırsızlar ise pratikte redediyorlar. yani teori ve pratik birleşmeli. Fakat şöyle birşeyde varki hırsızın mülkiyeti tanımaması ile anarşistlerin mülkiyeti redetmesi arasında büyük bir uçurum vardır. Hırsızın öncelikle mülkiyete karşı dürüst olması gerekir bundan sonra toplum olarak mülkiyeti redetme gerçekleşebilir. Karl Marx ile ilk başta çok iyi dost sonraları kanlı bıçaklı düşman olmuşlardır. En sevdiğim teorisyendir.
Eylem adamıdır.Barikattan barikata koşmuştur aradada bi kaç bişey yazmıştır. Yazıları kimi zaman dağınık tamamlanmamış ve çelişkili bile olabilir ama anarşizmin ustalarındandır. 1. enternasyonelde otoriter sosyalizm konusunda verdiği tüm eleştiriler sovyetler döneminde doğrulanmışdır.
Bir kişinin bile köle olduğu yerde özgürlükden söz edilemez demişdir.
Son söz olarak komunist bir dünya anarşi ile gelecek .
Yahudiler'i şöyle tanımlar: ;sömürgeci bir mezhep, asalak insanlar, yalnızca ulusal sınırların ötesinde değil, aynı zamanda tüm politik görüş farklılıklarının ötesinde sıkıca ve samimiyetle birbirine bağlanmış homurdanan tek bir parazit! kendini onun reankarne olmuş hali gibi hissedenlere duyrulur!
iletişim yayınları tarafından yayınlanmış edward hallet carr imzalı bir bakunin biyografisi. bakunin'i anarşizmi benimsemeye yönelten olayları okurken bir yandan da dönem avrupasının ünlü simaları karşımıza çıkıyor. 1848 rüyasından, bakunin'in sibirya'daki sürgünden kaçışından, herzen'in yükseliş ve düşüşüne bir çok olay birbirleriyle ilintili olarak sunuluyor. kitabın baş kısmındaki aile hayatı ve felsefe meraklısı olduğu dönemi aktaran bölüm dahi ilgi çekici.
barikattan barikata koştuğundan dolayı çok fazla kitabı yoktur. teorisyenlikten ziyade pratisyenlikle ilgilenir, ha teorisyenliğin de babasını yapar, orası ayrı mesele. marx ile fena sürtüşmüştür zamanında.
anarşizmin temellerini atmış olan felsefecesi.
max la ateşli tartışmalar girmiştir.max'ın "devrimi işçi sınıfı yapacak" söylemine "hayır lümpen kesim(ülkemizin emoları gibim) yapacak" diyerek bu konuya bambaşka bir boyut kazandırmış şahıs.
devlet ve anarşi adlı eserinde militarizmi şu şekilde tanımlamış filozof.
Halkın emeğinin sömürülmesi, sahte halk egemenliğinin ve özgürlüğünün hangi politik biçimleriyle olursa olsun aşalayıcı bir durumdur.bunu süsleyip püslemek de yetmez.o yüzden yapısında uysal , otoriteye itaat etmeye alışkın bir yan olsa da, hiç bir halk sömürüye gönüllü olarak boyun eğmeyecektir. ve yine bu yüzden sürekli baskı ve ...zor gereklidir. bunun adıda polis denetimi ve askeri güçtür.
anarşist eylem adamı.kendini şöyle tanımlıyor;"ben bilgin ya da filozof, hatta profesyonel bir yazar bile değilim.hayatım boyunca yazı yazmakla fazla uğraşmadım ve deyim yerindeyse kendi öz savunmam dışında hiç bir şey yazmadım ve bunu da sadece tutkulu bir düşünce beni,kamuoyunda kendimi sergilemekten duyduğum hoşnutsuzluğun üstesinden gelecek kadar zorladığı zaman yaptım."
büyük bir anarşisttir. aynı zamanda dünyanın ciğerini çözmüştür, ne kadar aşağılık bir düzende olunduğunu fark etmiştir ve cesaretiyle, söylediği sözlerle bunu ifade etmiştir.
(bkz: Devler devliklerini ancak suç işleyerek sürdürebilir, zayıflar ise devlerin gözünde zayıflıkları ölçüsünde erdemli kabul edilirler.)
"Voltaire'in sözünü tersine çevirerek diyorum ki, eğer Tanrı gerçekten varsa, onu yok etmek gerekir.(Eğer Tanrı var olmasaydı, onu icat etmek gerekirdi.)" demiştir.
"En başta, ilâhiyatın ilâhî zorbalığına, Tanrı'nın hayaline başkaldırmak gerekir. Gökyüzünde bir efendimiz bulunduğu sürece yeryüzünde kölelikten kurtulamayız." sözüyle devrimin bireysel başlangıcına dikkat çekerek,dünyanın şu anda içinde bulunduğu durumu da özetlemiştir. kölelikten kurtuluşun kaynağına dair çok sansasyonel ve hedefi tam onikiden vuran bir sözdür.