bir dj, bir ferhat ve ingilizcesi on numara olan ırmak adlı hatun tarafından katledilmiş türkü. ya da katledilmiş değil de saçma sapan bir şarkı için kullanılmış türkü diyelim.
videosunun açıklamasından gördüğünüz gibi olay bu. ayrıca ben, o videoda altta görünen ve ara ara çıkan kafa sallayan program konuklarının zevklerine ...
bu türküyü yakan kişinin şehriban adlı kıza deli gibi tutulduğu şehribanında genci sevdiği, askere giden gence onu bekleyeceğine dair söz verdiği fakat gencin askerden dödükten sonra şehribanın aynı köyden biriyle zorla evlendirilmesinden sonra genç tarafından yakıldığını; türküden köyde kimse rahatsız olmasın huzursuzluk çıkmasın diye şehriban yerine mihriban olarak yakıldığı rivayet edilir.
yazarının abdürrahim karakoç olmadığı türkü.17 yy de yazılmış daha sonra karakoç nerden bulduysa sahiplenmiş.nebil özgentürk de parçanın 17 yy de bir halk ozanına ait olduğunu iddia edince karakoçtan tehdit almıştır.zaten karakoçun böyle zarif bişe yazmasıda beklenmez.
ferhat göçer ve hüseyin karadayı'nın piç edip, bu da yetmezmiş gibi ırmak ünal ile beraber porno film tadında klip cektikleri parçadır..
ulan böyle şeyler bu kadar ayağa düşmesin be !
ilkokul yıllarımdan tanırım kendisini. bir de ikizi vardı, adı tuğba. 5. sınıftan sonra ayrıldık. gerçi 5 sene boyunca hiç aynı kümenin bir üyesi olmadık. ben hep birinci kümedeydim o ya sonuncu ya da sondan birinci.
beş sene aynı havayı teneffüs ettik, ama karşılıklı iki kelam etmemişizdir belki de. ayrı dünyaların insanıydık.
ben matematik seviyordum, onun kafası hiç bir şeye basmıyordu.
beş sene sonra ben kariyerime devam ettim, o okulu bıraktı. sonra aradan birkaç yıl geçti, annem selamını getirdi.
o kariyerine başka bir mecrada devam etme kararı almış. nişanlanmış. hem de 15 yaşında. belki şu anda üç çocuk annesidir, bilemiyorum.
aradan yıllar yıllar geçti. bazen soruyorum kendi kendime acaba mihriban'ın dünyası mı daha eğlenceli ve anlamlı yoksa benimki mi diye.
kendimi bir çemberin etrafını dolanırken kendi etrafında da içe sirküler hareketler yapıyormuşum gibi hissediyorum.
sürekli daha içe ilerliyorum. ilerdikçe ne zor bir girdaba düştüğümü anlıyorum.
ezcümle hayat kısa, anlamlandırmak için uzun uğraşlar vermek yerine evlenip çoluğa çocuğa karışmak erkenden belki de daha mantıklıdır.
mihriban o günden sonra bir daha selam göndermedi hiç. belki de dördüncü çocuğunu doğururken öldü.
tabiata olan borcunu ödedi ve gitti...