gercek midir ki?...alman yahoo´su hic bahsetmiyor. www.yahoo.de bbc gercek diyor,cnn hic birsey demiyor. su an itibariyla f.a.z. (frankfurter allgemeine) farah fawcett´ten bahsediyor, ama michael´dan bahsetmiyor. ingiliz the sun gazetesi- ingilizlerin dedikodu gazetesi- "reportedly dead" diyor, yani söylentiye göre-anlamina geliyor. bild de bayagi temkinli yaklasmis- bir yandan yaziyorum, bir yandan da basini tariyorum- ap ajansina göre diyor, michael jackson kalp krizinden dolayi ölmüs...
ben onu cok severdim. bizim 18 li yaslarimizin idoluydu. öldüyse, kendimi mezarima bir adim daha yaklasmis hissedecegim. gerci dogrudur, her gecen dakka mezara biraz biraz yaklasiyoruz da,neyse beni bi yana birakalim da, insanligin birbirlerine karsi irk´tir milliyettir yarattigi önyargilara karsi duran bir adamdi.
üstelik müslüman oldugunu söyleyenler bile cikti, ne olursa olsun, particilik falan yapmadan...
hayatımda gizli bir önem teşkil ettiğini anlamamı sağlamıştır. kendimi bildim bileli tanıdığım bir insan olduğundan tıpkı barış manço ve kemal sunalın ölümünde olduğu gibi şaşkınlıkla karışık bir üzüntü duymama sebep oldu. bu insanlar hep yaşayacakmış gibi gelirdi oysa.
şaşırtan olaydır. arkadaşımla bu akşam kendisinin de katılımıyla geyiğin dibine vurmuştuk. kandil kutlamalarına gelecek, yusuf islam'ın şarkılarıyla mübarek edecekti kandilimizi. ancak umreye gitmişti. arapların arasında bembeyaz pamuk gibi parlayıp deşifre olmasa da ezilmese kökten müslümanlar tarafından dediydik. temizin içine doğarmış. ama ben temiz değilim sözlük...
Beyaz bir zencinin
bir popstarın
ve bir efsanenin sonudur... dünya üzerinde malın mülkün boş olduğunun ispatı
acı gerçeğin ta kendisidir.
daha bu gün kandil gecesi muhabetimizde bir arkadaş o daha ölmedimi... demişdi. *
Müslüman mı bilmiyorum ama Allah rahmet eylesin
Mekanı Cennet, günahları af olsun.
herşeyiyle herkese karşı gelmiş bir insandı.
renginden memnun değildi. gençti o zamanlar kendini beyaz gibi hissediyordu ben beyaz olmalıyım diyordu yapılan bir dizi düzeltmeyle de bunu kısmen başardı. hızlı yaşadın jackson çok hızlı yaşadın...
ilk çıktığında* history albümünü alarak ''ulan ne adammış bu be'' diye tepki verdiğimi hatırlıyorum. gerçekten büyük bir adamdı ve gerçekten de popun kralıydı. günümüze baktığımız zaman da yerinin kolay kolay doldurulacağını sanmıyorum. insanlar onu kaşı gözü için değil, yaptığı müzik ve şovlar nedeniyle çok seviyordu. bu da onu diğer yalınayaklardan ayırıyordu. mekanı cennet olsun.
duydum ki cocuklugumu ve ilk gencligimizi dinledigim, deliler gibi karisik kaset doldurup, dergilerden resim kesip albumler yarattigim, hareketlerine manyaklar gibi kafaya takip bu adam tenine noldu diye agladigim, istanbul'a geldiğinde konserine gidemediğime yandığım, you rock my world, remember the time, in the closet sarkilariyla hayaller kurdugum adam gitmis...
anahtarlarım, cüzdanım, cep telefonum yerlerinde mi?" kontrolünü yaparken ceplere yapılan seri hamleleri sayesinde ogrendigim dans figürü ile taşınmaya değer iz olarak kaldı zihinlerimizde...
huzur içinde yat popun kralı.
gece gece dumur eden olaydır. adam bir röportajında 100 yaşıma kadar yaşamayı planlıyorum demişti. android gibi yaşıyordu. oksijen çadırları etc... ben bunun öldüğünü görmem sanırdım...
sübyancıymış, zencilerin yüz karasıymış falan filan. sanane öyleyse de... üzüldüm, şarkılarıyla büyüdüğüm adam öldü diye üzüldüm. film tadındaki kliplerini izlediğim adam öldü diye üzüldüm, bir sanatçıyı kaybettiğimiz için üzüldüm.
önce michael jackson'un ölümüne üzülmek başlığını gördüm. içim titredi, daha neler canım dedim. boğazımdaki o yumruyla istemeyerek aşağıya doğru baktım. michael jackson bıt bıt bıt, kim ne demiş ve o malum başlık : michael jackson'ın ölümü... sadece ilk entry'i okuyabildim. kendimi bildim bileli var olan, öğrendiğim ilk yabancı sanatçı, çocukluğumun, gençliğimin o parlak yıldızı kayıp gitmiş meğer.. hiç aklıma gelmezdi, hiç hem de.. sanki o hep olmalıydı. michael jackson bu! herzaman şarkı söyleyen, moonwalk yapan; ayrıma, sınıflandırmaya, kendi genotipine karşı çıkmış bir insan.. bir akımdı o.. tüm yanlışlarıyla, hatalarıyla, skandallarıyla michael jackson'dı o. onunla beraber sanki canlı kalmak için çırpınan çocukluğumun bir kısmı daha gitti. çocukken sorarlardı en sevdiğin şarkıcı kim diye. michael jackson tabi ki! yabancı ya, hava atıcam ya.. başka kim olabilir ki? kim var bildiğim? dansını, şarkısını, hayatını kim onun kadar kazıdı hafızama? hiç tahmin etmezdim bu kadar üzülebilceğimi. anlamam için ölmesi gerekiyormuş demek ki tıpkı herzaman onu canlı canlı izlemek isteyip başaramadığım gibi... michael jackson'ın ölümüne üzülmek...evet üzülüyorum. michael jackson'ın ölümüne üzülüyorum. michael jackson öldüğü için kahroluyorum... yüreğimdeki çoban yıldızıydı o benim...