Yoruldum be anne çok yoruldum ama
“Azıcık uzanayım” desem
sığamam ki kucağına…
Büyüdüm ya artık
aklım da inanmaz masallarına…
Sen “Bir varmış” demeden…
Yüreğim “Hiç yokmuş” der…
Ah be annem
insan büyüdüğünde,
bütün masallar yalan olurmuş meğer…
bir candan erçetin şarkısı. bilirsiniz.
aynı zamanda nev'in "sen gibi" albümünde böyle bir şarkısı varmış meğer. ben de diğer şarkıları arasında gezerken buna denk geldim. takıldım, dinliyorum sürekli. zor, sen gibi, benmişim, mühürlü kaderim, efkarlıyım gibi popüler şarkıları arasında kaynamış gitmiş ama bu şarkıyı da pek sevdim ben. müziği çok naif. sözleri fazla tesirli.
"hala kuytularımda seni nazlanır şu gönlüm" diyor. ne acıtıcı, ne masum bir ifadedir.
elde olmadan duyulan pişmanlıkların,geçmişi değiştirememenin,geçmişin izlerini silememenin çaresizliğini anlatan anlam dolu sözcük.
meğer bazen neşeli cümlelerde de kullanılır ama bende hep bir hüzün barındırır.
candan erçetin şarkılarından.
hani var ya şu her ruh haline uyabilecek şarkıları.
canın mı sıkkın. vardır mutlaka kenarda köşede de kalmış olsa bi candan erçetin şarkısı.
bu da onlardan.
kimin hangi ruh haline uyar orası dinleyene kalmış.
seneler öncesine götürebilcek kadar derin bir şarkıdır. unutmaya çalıştıklarınızı ortaya çıkarır, öldü dediklerinizi yeniden dogurur. bakarsınız birşey değişmemiş. bakarsınız aynı yerdesiniz. siz üst kademeye geçtiğinizi sansanız da.
eğer dediğimiz bir durumun iki şıkkından seçmediğimizin doğru çıkmasıyla söylediğimizdir..
"meğer öyle değil böyle imiş."
hüsran belirtir çoğunlukla... acı getirir meğer ile başlayan cümleler.
"keske" deriz akabinde içlenerek, demek istediğimiz son söz olsa bile...