--spoiler--
Dolayısıyla Kuran'da yazmayan bir şeyi peygamber söyleyemez ve uygulayamaz.
--spoiler--
bu iddia batıldır. söyler ve uygular. söyledikleri ve uyguladıklarının baştan kur'an ile çeliştiğini varsayan sensin. mantığını yanlış bir varsayımla kuruyorsun. bu mantıkla ayetleri de birbiriyle çeliştirmek mümkün.
rasulullah'ın (s.a.v) kur'an dışında da dinle ilgili beyan ve hüküm getirdiği hem kur'an ile sabit hem de tarihi kayıtlarla (siyer, hadis, megazi vs). ikincisi, zaten peygamber olması hasebiyle Allah'a karşı gelmesi, gelse de düzeltilmemesi mümkün değil. bu da ayetle sabit. buna ihtimal vermek bile baştan sakat bi kafaya işaret ediyor. üçüncüsü de peygamber bi insan. papağan veya robot değil. kur'an dışında bir söz konuşmayacaksa neden gönderildi? neden kur'an mushaf şeklinde insanlığın kafasına fırlatılmadı?
"Peygamber size ne verirse onu alın, o sizi neyden men ederse onu terk edin." (haşr, 7).
bu ayet gayet açık. burda verdiği veya yasakladığı şeyin kur'an'da olması kaydı yok? yine muhkem ayetlerden bir örnek vereceğim.
"Kim peygambere itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur." (Nisa, 80).
kim kur'an'a uyarsa demiyor allah? kim sadece kur'an'a itaat ederse diye ne ayet öncesinde ne sonrasında bir kayıt yok? şimdi senin mantığına göre Allah burda kendisine ortak mı koştu yani?
kendi zihni çelişkilerinizi islam'a yüklemeye kalkmayın.
mezhepler gücü elinde tutanların normal insanları birbirine kırdırma aparatıdır.
600 yıl önce hristiyanlar mezhep diye diye birbirini kesiyordu, akıllandılar. müslümanlar daha akıllanmadı.
mezhepler seçkinlerin milleti birbirine kırdırmasından başka bir halta yaramazlar.
valla ben müslüman olduğumu söylerken sadece mezhep olarak sünni olduğumu düşünüyordum. tüm mezhepler haklı olabilir ama bence ehli sünnet olmak yeterli olmalı. mezhepler sonradan ortaya çıkmış şeyler.
--spoiler--
şimdi senin mantığına göre Allah burda kendisine ortak mı koştu yani?
--spoiler--
Ayeti senin anladığın gibi anlarsan evet ortak koşmuş oluyor. Esasen Allah ve Muhammed aynı kişi bu bilgiyi göz ardı ediyorum bak şu muhabbeti yaparken.
Ayetlerde Muhammed in söylediklerini dinleyin ve ona itaat edin denmesi normal. Çünkü Muhammed Allah'ın sözlerini iletmekle görevli bir aracı. Allah bizzat insanlarla konuşmadığı ve Muhammed'in ağzından konuştuğu için ona itaat edin demek bana itaat edin demektir Allah için. Ayrıca Allah Muhammed ile de konuşmuyor Muhammed ile Cebrail konuşuyor. Bu yüzden Muhammed'in kendi kendisine bir iddiada bulunma şansı yok. Cebrail ile konuşmaları da karşılıklı muhabbet değil Cebrail'in ilettiği mesajlar ayet olarak iniyor ve Kur'an'a koyuluyor.
"Mezhebsizlik, Dinsizliğin Köprüsüdür? cümlesi, yirminci yüzyılda yetişmiş âlimlerden olan, -merhûm- (Düzceli) Muhammed Zâhid el-Kevserî’ ye aittir ve bu hikmetli söz, onun “Makâlât” kitabında yer alan bir makâlesinin başlığıdır.
Zâhid el-Kevserî bu sözüyle mezhebsizliği, dinsizliğe giden bir kapı-köprü olarak telâkki etmiştir.
Müctehid yani müstakil bir içtihat edecek ilmi seviyede olmadıktan sonra bir vâzedilen (sünni) mezheb üzre olma gereğini makûl sayıyoruz. Ki bizlerin bir -merhum- (Allâme) Yaşar Nuri Öztürk veya -Allâme- Ali Akın hoca mikyasın da olamadığımız içindir!.
Esasen - itikaden "Mü'minlerin Emiri" fasık - fâcir ve âdil olmasa da hükm etmesine cevaz veren "emevi-abbasi-osmani dinin" yorumlarını redd ediyoruz. (Haricilerin müstakim bir kolu olan) "ibadiyye mezhebinin" adil olmayan emirin azlini ve emirin bir "icma-meşveret" ile seçilmesini esas alan görüşünü kabül ediyoruz.
bir müslüman alim denilen birine ve onun mezhebine tabii olmak zorunda olamaz aklını ipotek etmek zorunda değildir.
ama yine de mantık olarak mezhepsiz müslüman olmaz çünkü mezhep anlayış demektir müslümanın kurandan sünnetten anladığı kendi mezhebi olur. herkesin bir mezhebi vardır.
başka konularda da insanların mezhebi olabilir bazısınınki geniştir mesela.
--spoiler--
Ayeti senin anladığın gibi anlarsan evet ortak koşmuş oluyor. Esasen Allah ve Muhammed aynı kişi bu bilgiyi göz ardı ediyorum bak şu muhabbeti yaparken.
--spoiler--
benim nasıl anladığımı gerçekten anladığına emin misin ki şirkle itham ediyorsun. bir de üstüne -haşa- Allah ve Muhammed aynı kişi diyerek. asıl bu laf ortak koşmadır. neyi kastedersen kastet bu lafız problemli.
Zaten kimse en başından beri Muhammed Aleyhisselam'ın Allah'tan bağımsız, dine kafasına göre hüküm koyduğunu iddia etmiyor ki. Hadislere bu kafayla baştan sakat bir şekilde bakıp değerlendiren sizsiniz örneğin. Ben sana Rasule itaat sadece Kur'an'a uymak değildir, itaat meselesi ayetlerle sınırlı değildir diyorum. Üstüne Rasulullah Allah'ın rasulü olması hasebiyle, Allahın ona verdiği nübüvvet ilmiyle (hikmet diye geçer ayette) dinin kur'an'da geçmeyen prensiplerini bildirebilir, tebliğ edebilir, veya ayetlerde yazanı tafsilatlandırabilir veya genelleştirebilir diyorum. Bunlar da ayetle emredilen Rasule itaate girer. Çünkü hepsi elçilik görevi kapsamı içindedir. Burada zıtlık veya çelişki üreten modern zihin yapısının kendisidir.
Rasulullah'ın ayet sayıklamaktan öteye geçemeyen, ayetlerde bahsedilenlerin dışında hiçbir mevzuda hüküm açıklamayan, basit bir postacı olduğu tahayyülü bizatihi Kur'an'ın kendisiyle çelişiyor. Çünkü peygambere itaati ayetlerle ile sınırlayan sizsiniz, Kur'an'ın kendisi değil. Anlamadığınız nokta tam olarak burası. Ayrıca Cebrail aleyhisselam sadece ayetleri iletmek için gelmiyor Rasulullah'a. Bunu bile Delilsiz bir şekilde sınırlıyorsunuz çünkü mezhepsizlik yapabilmek için Kur'an dışındaki kaynakları saf dışı bırakmanız gerek. Sonra da ayetleri literal okumayla, bağlam dışı kılıp sakız gibi oraya buraya çekerek mezhepsizliğinize kalkan edebileceğinizi zannediyorsunuz. Sadece Kur'an'ın kendisinden bile mezhepsizlik çıkmaz. Boşuna kasmayın.