bugün

"duydum ki giybetimi yapmissin.
yuzume soylemekten kacmizsin.
benim gibi acizden korkmus, fakat allah'tan korkmamizsin..."
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.

Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

insanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.


insan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.

Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.

Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.

Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.

Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
lezzet kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...

MEVLANA
Okumaktan zarar gelmez, oku,
ama Lanet okuma!

Emek ver, kulak ver, ama hiç bir zaman
Boş verme!

Rakibini geç, sınıfını geç, ama hiç bir zaman
Gülüp geçme!

Günlerini say, servetini say, büyüklerini say ama, hiç bir zaman
Yerinde sayma!

Yaklaş, konuş, tanış, ama
Uzaklaşma!

Hedefe koş, serhada koş, yardıma koş, ama
Ortak koşma!

Paranı ver, gönlünü ver, canını ver, ama
Sırrını verme!

Elini aç, gözünü aç, kalbini aç, ama
Ağzını açma!

Zulmü devir, nefsi devir, ama
Can devirme!

Ev al, araba al, akıl al, ama
Beddua alma!

Eşini sev, işini beğen, aşını beğen, ama
Kendini beğenme!

Davet et, hayret et, affet, tövbe et, ama
ihanet etme!

Satıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol, bulucu ol, ama
Bölücü olma!

Ne yap, ne yapma, itil, atıl, ama
Satılma!

Seslen, uslan, ama
Yaslanma!

Doğrul, devril, ama
Eğilme!
Bak.. Bil ki domuzların önüne inciler serilmez
Mücevherden sarraflar anlar ancak, başkası bilmez.
Ne fark eder ki kör insan için, elmas da bir cam da,
Sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma... *
''ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşısındakilerinin anlayabileceği kadardır.''
"ne kadar bilirsen bil anlattiklarin karsindakinin anlayabildigi kadardir"
Daha da beri, niceye şu yol vuruculuk ?
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
elin yunanıyla konya'da mevlana üzerine ayak üstü konuşulmaktadır.

yunan turiste mevlana'nın o meşhur sözü kısıtlı ingilizceyle anlatılmak istenir,fakat becerilemez.

xaviasvili says:
-hi seyt ''kam kam if yu ar tu bi vhu ar yu egeyn kam,ivribadi mas bi kam.''

yunan turist says:
-hoho iz hi gey?

xabiasvili says:
-doğru konuş itoolit,babandır gey,sizin lüleden yemiş sofistlerle karıştırdın herhalde.
cehennemde ateş yoktur, herkes ateşini bu dünyadan kendisi götürür.
Zerzevatçı bağırır, sarraf bağırmaz.
Eskici bağırır, antikacı bağırmaz.
Söyleyecek sözü, fikri kıymetli olan bağırmaz.
Bağıran düşünemez,
düşünmeyen kavga eder…
Mecnun değilim dost;
lakin çağırırsan çöllere gelirim..
Sana yalan halde gelmem,
toplarım özümü yalın halde gelirim..
Kapıyı çaldığında "kim o ? "dersen;
ben olmam kapında sen olur gelirim..
Sen gel de yeter ki,
yola yük olmam,
yol olur gelirim..

MEVLANA
iranlı şair: aşka uçarsan kanadın yanar.
mevlana: aşka uçmazsan kanat neye yarar?
"aşkı bilen anlatamaz, anlatan bilmez"
Herkes dışını süslerken, sen içini, kalbini süsle.
Herkes başkasının ayıbını araştırırken,
sen kendi ayıplarınla meşgul ol!
boş başak dik durur. en sevdiğim söz. ne kadar buğday doluysa o kadar eğilir. tıpkı insan gibi, ne kadar boş insan varsa hepsinin burnu havada.