olabilir. hatta yüksek ihtimal. neden mi? hayatta tanıdığım en karakterli, en kalbi ,yüreği olan, içi insan sevgisiyle dolu, neşeli, kibirsiz, insanları geldiği yere göre, inandığı şeye göre yargılamayan , her zaman pozitif , yaşam sevinciyle dolu insanlar eşcinseller. o yüzden olasıdır.
not: eşcinsel değilim.
Mevlananın, oğlu Alaaddine söylediği "allah seni mübarek kılsın diye dua eden bir adamın elini öpmüştür baban. Şems ile tensel temasımız sadece bu olmuştur" sorunsalın başlı başına cevabıdır. Ortaya atılan önerme her şeyden önce Şemse büyük saygısızlıktır. Araştırıldığı takdirde şemsin canına kıyan mevlananin oğlu Alaaddinin babasının yüz karası ve mevlanayı bitirmek isteyenler tarafından kullanılan zayıf halka olduğu, şemsin nefsini bütün cinsel arzulardan arındırdığı, evlendiği kimya hatun (mevlananin kızı) ile ilişkilerinin sabahlara kadar süren dini sohbetlerden öteye gitmediği, mevlananin eşi kerra hatun ve diğer oğlu sultan veledin şemse olan saygı ve sevgisi rahatlıkla görülebilecek kafalardaki gereksiz soru işaretleri cevaplarına ulaşacaktır.
sen nasıl bir pınarsın ey şems?
içtikçe susadığım.
sen nasıl bir ateşsin ey şems?
yandıkça serinlediğim.
ve daha nice sözü, "eşcinsellik" olarak baz alan insanlardan hala kalmış olmasına şaşıyorum doğrusu.
bu zat zaten 40 yaşına kadar büyük bir islam alimi idi. 40 yaşından sonra şems ile tanışıp, tasavvufta yüksek bir mertebeye ulaştı.
"parmakla gösterilecek islam alimi" diyoruz bakın. islam eşcinselliği onaylamış mıdır peki? kesinlikle onaylamamıştır, ve haramdır.
o yüzden içinizdeki ibneliği, mevlana gibi bir zatı karıştırarak, örnek göstererek dışa rahatça vurmayın. çünkü külliyen yalandır.
size kaymadığı sürece sizinle ilgisi olmayan sorunsaldır. öldüğüne göre bu ihtimal de söz konusu değildir. o zaman boşboğazlığın gereği yok. dağılın sizin işiniz gücünüz yok mu.
işi gücü olmayan sözlük yazarının deli saçmasıdır. Hakk aşkıyla yanan bir düşünürdür. Oğlunun bir sözü vardır.
'bir katır yükü kitap okumuşsun ama bir sıpa kadar aklın yok ' (bkz: bsg)
mevlana, şems ile bir odaya girip günlerce çıkmamışlardır. günlerce konuşacak, üzerinde düşünecek, fikir yürütecek sayısız argüman bulmuşlardır. bunların yaşandığı dönemde de mevlanayı çekemeyen bazıları bunu ortaya atmışlardır.
yani bizlerde bir arkadaşımızla odaya girsek konuşsak, onları konuşacağı kadar konumuz, fikrimiz, düşüncemiz olsa. bizde eş cinsel sayılacağız.
bu ülkede eş cinsel olmaya ne var zaten. metroseksüel diye bir kelime ortaya atıp sonra "bunların alayı top" diyebiliyoruz.
yakışıklı bir çocuk mu gördük. direk ibne diyoruz.
tarkana demedik mi ? kenan imirzalıoğluna bile eş cinsel dedik. geçen gün engin altan düzyatan'ın eş cinsel olduğunu öğrendim mesela. soyismine bakıp söylediler galiba bunu da.
ee güzel kardeşim. sen ki yolda kolkola girerek gezen bir memleket çocuğusun. hem cinsini bu kadar çok kardeş gibi seviyorsun. sevgilini değil onu tercih edersin. bu açıdan bizlerden daha büyük eş cinsel mi var ? lan ne demeye ona buna eş cinsel diyorsun.
dar bakış açısının doğurduğu olaydır. aşkı sadece cinsellik olarak algılayanların söylemidir.
örnekle açıklayayım;
sadri alışık* ve ayhan ışık'ın * arkadaşlıkları aslında buna en güzel örnektir. o kadar iyi dostlardır ki sadri alışık, ayhan ışık öldükten sonra, tıpkı şems'i kaybetmiş mevlana gibi hayattan soğumuştur... onların gönül bağı vardır ve gönül bağının diğer bir adı da aşkdır...
anlağı belli bir sınırı aşamayanların bilgi sahibi olmadan fikir üretenlerin ortaya attığı bi deli saçmasından ibarettir. mevlanayı anlamak için tasavvufun ne olduğunu biraz araştırmak yetecektir halbuki. mevlananın mesnevide bahsettiği aşkın allah aşkı olduğunu anlamak o kadar da zor olmasa gerek.
bu başlığı açanın küçükken geçirdiği havale,
ergen çağında onu yakalayan menenjit,
ardından topunun kaçtığı inşaatta yaşadıkları
ve içinde bulunduğu bitkisel yaşamın sorunsallığı