zincirlikuyu dan binen yolcularının yarısında ''istediği yere oturabileceği otobüs gelene kadar bekleme'' mantığı vardır. bu da gariban yolcuların boş otobüse zamanında binemeyip kaçırmalarına sebebiyet verir.
binemiyorum
inemiyorum
nefes alamiyorum
kapıları açmıyorlar
bozuluyor yolda kalıyor
geç geliyor
basıp gidiyor
ilk durakta doluyor
yavaş geliyor
trafiğe yararı yok
diyenlere, staj için 500t otobüslerini tavsiye ediyorum.
trafiğe çıkalı daha bir ay henüz olmuş olmasına rağmen geçtiği yollar hızına(!) dayanamayıp yıkılmış, büyüüükşehir belediyesi ise tamir etmek için trafik aksaklıklarını başlatmıştır gözümüz aydın..!
tamam tadilat adı altında yapılacak kazı çalışmalarını bekliyorduk da bu kadar çabuk olması ilginç oldu gerçekten..
inmekte de binmekte de zorluk çekilen ancak hızlı ulaşım açısından otobüse göre çok daha iyi olan, boş geldiğinde insanların adeta köşe kapmaca oynarcasına yer kapmaya çalıştığı, komik ve sinir bozucu manzaralara sahne olan ulaşım aracı.
kendisi artık anadoluyu avrupaya bağlamıştır ve insanların en azından nereye kaç saatte gidebileceğini kestirebilmelerini sağlamıştır.şahsen yanımdaki adamlar dakika tuttu(ben tutmadım). 24dakikada söğütlüçeşme'den zincirlikuyu'ya vardık. eğer köprü öncesi bol trafikli birgünde otobüsle bu yolu tepmeye kalksaydım ve yine yanımda dakika tutan adamlar olsaydı 1buçuk saat dolaylarında dakikalar havalarda uçuşurdu. seçim propagandası olabilir, rant olabilir, cant olabilir her ne olursa olsun ben hergün kıta atlıyorum kardeşim hayırlı olsun, lazımdı böyle bir şey. ayrıca metrobüse siyasi inancınızla binmeyin kötü enerji yaymayın tek isteğim bu aman bi şey olmasın ona.
garaja çekilmiş trilyonluk taşıt. yokuş çıkmakta, hızlanmakta zorlanması, süspansiyon sisteminde sorun olması ve yol tutuşunda bekleneni veremediğinin öne sürülmesiyle 50 otobüsün 35 i seferden kaldırılmış. aklın yolu bir olmasına bir ancak bazı jetonlar geç düşüyor. metrobüsün rahatlığını savunan, kozmopolit şehrimize yaraşır bulan, hizmet ulan bu nasıl eleştirirsin diyen kimselere şaşırtıcı gelecektir. zarara girmişlik, rant elde etmişlik söz konusu değil. yeni çözümler bulur. yeni arayışlara gireriz. trilyonlar garajda yatadursun düz, bayırı olmayan yerlerde turistik amaçlı kullanılabilirmiş. yolcu sayısı aşılmadıkça arızalanmış o halde nereye götürmeli? ha mesela adalar da faytonu kaldırıp metrobüs kullanımına başlayabiliriz.***
(bkz: alışmadık götte don durmaz)
ta ankaradan orada olmaz o iş onun yerine hafif raylı sistem getirilmeli görüsünü öne atmamıza rağmen muhalefet olmakla suçlandığımız fakat sonunda işlemden kaldırılan araçlardır.
iSTANBUL'da metrobüs hattında çalıştırılmak için Hollanda'dan ithal edilen 26 metre uzunluğundaki Phileas marka otobüslerin "çaktırılmadan" seferlerden çekilmekte olduklarını dün Milliyet'te okudum.
ithal edilen 50 otobüsten 35 tanesi şu anda garajda bulunuyor ve belediye yetkilileri bunun "test amaçlı olduğunu" söylüyor.
Oysa bu otobüslerin ilk parti teslimi 2 yıl önce gerçekleştirilmişti.
Her bir için 2,4 milyon lira ödenmiş otobüslerin gerekli testler yapılmadan mı alındığını merak ettiğimi söylemeliyim.
Bu otobüsler alınırken konunun uzmanlarının yaptıkları uyarıları çok iyi hatırlıyorum.
Otobüslerin istanbul'un doğal yapısı için elverişli olmadığı, içinde tıklım tıkış insan taşınamayacağı ile ilgili uyarılardı bunlar.
Belediye yetkilileri her zaman olduğu gibi uzmanlara kulaklarını tıkadılar ve milyonlarca lirayı bu Hollanda şirketine ödediler.
Şimdi bu hatalı seçimin bedelini kim ödeyecek?
Sorunun yanıtını hepimiz iyi biliyoruz: Hiç kimse ödemeyecek! istanbul halkının cebinden çıkan paraları saymaz isek elbette!
Türkiye'deki temel sorunumuz bu zaten.
Hatalı kararlar vererek halkın parasını çarçur eden kamu görevlileri için böyle bir hesap sorma düzenimiz yok çünkü.
Bürokrasi siyasallaştıkça, o bürokratları koruma altına alan birileri her zaman oluyor.
Hollanda dan gelen 35 adedinin seferden kaldırıldığını öğrendiğimiz araç. Ulaşım normal otobüslerle devam ediyor.Yakında orayı da yaya yolu yaparlarsa şaşırmam. (bkz: yaya 1 üsküdar harem hattı)
15 milyonluk istanbul'a yakışan, geleceği de omuzlayacak adamakıllı toplu taşıma projeleri üretmek yerine, e5'in içine*yüzyılın projesi diye kakılan çok oturgaçlı uydurgaç.
(bkz: allah akıl fikir vere) diyeceğim de vergiler benim cebimden gidiyo anasını satayım.
(bkz: bu mudur yani)
su an itibariyla maskesi düsmüs bir "uzun otobüs". bozuk otobüsleri bir de para vererek alip, kontrollerini hic yaptirmadan- ki adam gibi bir mühendis bu otobüse yapacagi bir analizle otobüsün puanini verebilirdi, demek ki öyle bir islem yapilmamis- sefere koymak sonra da "aaa bozukmus bunlar " demek, 15 milyonluk sehrin ulasim sistemi gibi belki de en önemli sistemini isletme iddiasiyla ortaya cikan iett´ye yakisan bir durum degildir. 50 otobüs almislar -kimbilir kac para vermislerdir?- simdi de 35´i garajdaymis. kardesim garaja koymak icin aldigin otobüsün istanbul´luya ne faydasi var? bir de iki yil calisiyor bu otobüsler, hayir tamam kötü kalitedir sudur budur, al otobüsü, kontrolünü yaptir, pazarlikta kalitesizligini öne sürüp fiyat düsür, türkiye´de at arabasina motor takip yürüten vatandas o otobüs icin de bir "muziplik" düsünür herhalde.
16 mayıs 2009 saat 00.30 civarında, avcılardan içinde en az 300 kişiyle* avcılardan kalkan ama hemen ilerde bir rampaya takılıp ilerleyemeyen, yine de her nasılsa onu da atlatan ve cevizlibağa kadar o şekilde gidebilen taşıt. biraz yükseğe çıkabilen şanslı insanlar nefes de alabilmiştir.
artık tinercilerin de rahatça yolculuk edebildikleri, yolculuk ederken rahatça tinerlerinden yudumlayabildikleri, ulaşım sistemi. sabahın 8'nde ne tinercisi lan dedim birden. 3 tane tinerci bindi otobüse. çoluk çocuk, yaşlı genç hiç takmadan rahat rahat tiner çektiler, hemde otobüsün içinde. durakta göbeği kendinden 3 metre önce giden, elinde telsiz, yavşak yavşak sırıtan amcadan başka kimse yok. otobüsün içinde tinerci kafasına esip birini kesse, lan adamları durdurucak kimse yok. böyle güzel birşey işte metrobüs.
1.istanbul'un diğer ulaşım alternatiflerinin ortadan kaldırılmasını sağlayan alternatif ulaşım örneği.
2.ayrılmış yolda işleyen otobüs.
okuduğum şehir olan afyon'dan oturduğum şehir olan istanbul'a her gittiğimde gördüğüm metrobüs gelişmelerinin beni heycanlandırmasından mıdır bilemem hoşuma giden toplu taşıma sistemi. şimdi bu yazıyı okuyanların "sen de mi brütüs" diyebileceğinden bazı noktalara açıklık getirmek isterim. öncelikle türkiye'de hemen hemen her sistemde eksik noktaların olduğu ve olacağı bir gerçek. bunları bir kenara koyduğumuzda metrobüsün iyi taraflarının fazlaca olduğunu da görmezden gelemeyiz. meridvenleri dar olsa da alternatifi olmasa da tıkış tıkış binmek zorunda olsak da bazen, eskiden daha mı iyiydi sorarım size. tabi yıllardır anlayamadığım asıl nokta şu istanbul ulaşımında. bu kadar yatırım yapılıyor metrobüse de, avcılar'dan yarım saatte bir kalkan deniz otobüsü koyaydınız ya gidebildiği yere kadar gideydi. yokuş derdi yok tıkanma derdi yok. tıkış tıkış da olmaz dı bu kadar. hem metrobüs ve diğer sistemlere altrnatif yaratmış olurduk.
sonra bu iskelelere ulaşımı sağlayan kısa ilçe içi tramvaylar da yapardık. aktarma sorunuda kalmazdı böylece.
tatillerde istanbula uğradığımda minibüsçülere taksicilere sorduğum da hep olumlu cevap alıyorum metrobüs hakkında. tabi diyeceksin ki "olum o taksici metrobüse mi biniyor? trafik rahatladığı için öle konuşuyor." tabi bu da çok yüksek bir olasılık. öyle ki yazımı bitirmeme sebep olabiliyor.