babasıyla olan konulara girmiyorum. tengir budun gibi 69.939.934 cümleyle konuyu anlatamam da, isteyen araştırsın hun tarihini. ama adam toprak kaybetmemek için karısını vermiş. tartışmaya açık bir konu. şu zamanda birisi yapsa linç edersiniz.
eğer doğruysa bile dırdırından bıktığı için olmuş olabilir. böylece düşmanı içten yok etmek için mükemmel bir hamle şeklinde düşünmüştür koca reisimiz.
Lan biri çıkıp dese ki tamam hadi karıyı sen aldın, toprağı sen mi aldın ki veriyorsun yavşak bir sürü asker öldü amk dese ne diyecekti Mete? O zamanki racon öyleymiş!
Yanlış bilgidir.
Mete Kağan'ın istenenlerden sonra yanıtı şu olmuştur:
Hükümdarınıza söyleyin! Mete istenen atının üstünde, istenen karısıyla, istenen toprakta sizi bekliyor!
Atam mevcut hatundan usanmış muhtemelen ve bunu fırsat görmüş, olay bundan ibaret.
Bu arada hatunu öldürüp verdiği doğrudur. Sizin tahmin ettiğiniz gibi değil.
Mükemmel bir darbe ile babasını bertaraf ederek, Hun tahtına çıkan Mete Güneybatıdaki komşuları ve soydaşları Tung-hular, Mete’nin babası Teoman’a ait bir günde 500 km koşan atı bir elçi vasıtasıyla istemişler ve Mete bu konuyu istişareye açmış, yanındaki danışmanları atın Türkler için büyük önem arz ettiğini ve kati suretle verilemeyeceğini söylemişlerse de Mete “Ben nasıl komşu bir atı devletten üstün tutabilirim” diyerek atı elçiye teslim etmiştir. Tung-hular Mete’nin kendilerinden çekindiğini düşünüp daha ileri gitmişler ve Mete’den karısını istemişler. Mete bunu istişareye açtığında toplantıda bulunanlar sinirlenip bunlarda ahlak diye bir şey kalmamış hemen Tung-hular üzerine bir sefer düzenlemeli teklifinde bulunanlara Mete “Ben nasıl olur da bir kadını komşu devletten üstün tutabilirim?” Diyerek taarruz yerine karısını elçiyle göndermiştir. Tung-hu hükümdarının istek bitmek bilmiyordu. Bu sefer de iki devlet arasında kullanılmayan çorak bir araziyi istila ederek Mete’ye “Benim ve senin sınırlarında askeri birlikler dışında insan bulunmayan bu toprak parçası, Hunlara çok uzak; ben bu toprak parçasına sahip olmak istiyorum” diyerek burayı Mete’den istemiştir. Mete tekrar danışmanlarını toplayarak istişare etmiş ve bazı bakanların fikri bu boş toprak parçasının verilmesinin devlet için önem arz etmeyeceği yönündeydi. Bunun üzerine sinirlenen Mete “Devletin malı olan bir toprağı nasıl verebiliriz?” diyerek toprağın verilmesini söyleyenlerin hemen başlarını vurdurmuştur. Mete burada kendisine ait olan at ve hatunu vermekte tereddüt etmemiş ama halkın malı olan toprak söz konusu olunca taviz vermektense savaşmayı tercih etmiş ve bu tavır tüm Türk tarihi boyunca Türk devlet anlayışının temelini oluşturmuştur. Burada Mete için önemli olan devletinin ve milletinin geleceğidir. Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı gibi hükümdarın isteği üzerine toplanan bir danışma meclisi vardır. Bu devlet meclisi ilk defa Hunlarda gözükmektedir.
mete han zaten sonradan düşmanlara savaş açarak hepsini kılıçtan geçirmiştir.
uydurulmuş bir hikaye olması kuvvetle muhtemel.
sebebi de, türkler kadınlara erkeklerle eşit önem verirlerdi.
böyle bir durum o açıdan zor bir ihtimal.
ikincisi de devlet malının ne kadar önemli olduğunu göstermek için uydurulmuş bir hikaye olsa da amacına ulaşamayacak bir hikayedir.
eş, her zaman değerli olmuştur, türklerde.
kesin bir kaynak bulunamaz. bulan varsa koysun ortaya.
mete nin bile kim olduğu tam belli değil onu da belirteyim.
türklerin üstün savaş ve devlet kurma becerisi yüksek, devlet olmaya çok önem veren bir ulus olduğunu ortaya koymak için böyle hikayelere gerek yok.
türkler askerdir, iyi teşkilatçıdır, akıl çercevesi sınırlarında cesur insanlardır.
akıl çerçevesinde dedik çünkü millete, biz türküz, yenilmeyiz, korkmayız tarzı hastalıklı bir anlayış yerleştirilmeye çalışılıyor.
bu gerçeklerle hareket etmek açısından zararlı bir yaklaşımdır.
türkler, yeri geldiğinde geri çekilmiş, yokolmamak için geçici teslimiyetleri kabul etmiş ama asla devletsiz ve esir yaşamamıştır.
dünya da türkler ve türk devletleri hala var olduğuna göre de demek ki kazandığımız savaşlar kaybettiklerimizden fazla.
düşmankuvvetliyse geri de çekilirsin ama bunu yaşamamk için her zaman silahların, lojistiğin ve eğitimin en üst seviyede olmalıdır.
bunun için çalışmalıyız.
aslolanı da ekleyelim.
aslolan savaş olmadan üstünlük sağlamaktır. bu ekonomiyle olur, siyasetle olur.
türklerin hakim olduğu bir dünya emin olun ki bugünkünden daha adil olur.
bolu oğuz'u magicgetto ne güzel yazmış,salla salla vur duvara..
''yanındaki danışmanları atın türkler için büyük önem arz ettiğini'' bolu çingen'inden alıntı...
yani danışman 750 sene ileriyi görüp hun diyeceğine türk demiş ,vay canına sayın seyirciler böyle palavrada olmaz ki.
bari biraz gerçeğe yakın atında molla desinler.
hayatınız palavra ,atmasyon.
dünde ata---türkçü bursalı gay yazar antalya abdallarının dolmuşuna gelip ,671. elmalı yağlı güreşi diye sallamıştı.
ulan 1300'lerde millet yağı bulsa götüne mi sürerdi,torosların tepesinde ,at yalanı saapıyım inananı..
sonra akp seçmeni cahil,esas cahil bu kemaliz ,ata---türkçü kekolar .
Metehan hunların devamı göktürklerin kurucusu yani oğuzların başıdır. anlatılan hikaye doğru ama eksik. fark şu ki, eşlerinden biri olan hanımı, yani kadını verdiğinde eşi değildir artık. boşamıştır çünkü. düşman şerefine el uzatmış olmasına rağmen o şerefli bir hakan gibi hareket edip kadını boşayıp göndermiştir ki bu taktirde konuyu bilip bilmeden dil uzatan cahil birilerince iddia edildiği üzere bu durum onun onuruna zerrece halel getirmez. mesele budur. işte bunu es geçiyorlar.
neden peki? yukarıda kimi userlerce de detaylı bahsedildiği üzere vatan her şeyden kıymetli. zira çinle savaştan yeni çıkılmış devlet yeni kurulmuş ve zayıf, savaş için henüz erken, askeri kırdırmamak, devleti parçalattırmamak, halkını köle yapmamak adına çok sevdiği eşinden boşanıp feragat etmesini bilecek kadar ulu bir hükümdardır Metehan. öyle olmasaydı hakan olamazdı. devlet yönetmek çocuk oyuncağı değildir. sadece yürek bilek yetmez, akıl ister, en sevdiğinden fedakarlık ister. yavuz sultan selim han boşuna mı aldı onca vezirin kellesini? almasaydı osmanlı 600 sene devam eder miydi? etmezdi. onca Mehmetçik vatanı için anasını babasını kardeşini sevdiğini eşini çoluk çocuğunu işini gücünü terk edip canını vermedi mi? şehid olmadı mı? oldu. fark yok, aynı şey. bak toprağın altında ne yiğitler ne merdaneler var.
Metehan zaman kazandı. zira at, eş, toprak her bir isteme arasında zaman vardır. strateji. en son toprak istediklerinde devlet güçlendi o darbeyi indirdi..
hun tarhanası ile royal yıldızs çok güzel sallarken,pilotmort'ta kızılelma-turan diye saçmalamış.
götünde don yok, dünyayı yönetecek, kahvehane muhabbeti ...
ekşi de bu konu uzunca geçmiş olmasına rağmen hiç bir entry de benim belirttiğim "boşama" meselesi yazılmamış. zira aşağıya alıntılayacağım kaynaklarda da yok muhtemelen. olsaydı yazarlardı. fakat düşünemediğiniz konu şu: biz türklerde evlilik nasıl ki tören ve resmi bir merasimle (toy) yapılıyorsa, boşanma da bir o kadar hukukun içinde var ve uygulanması tıpkı evlilik gibi olagelen hukuki bir süreç. yani hakan metehanın boşanabileceğini, yada bu hikayede belirtildiği üzere devletin Ali menfaatleri için eşini boşayabileceği neden hiç aklınıza gelmiyor? biz Katolik miyiz ki nikahımız ebedi olsun? boşamıştır. gereğini yapmıştır. evet ağır bir bedeldir, ama şerefli bir biçimdedir. herkesin harcı da değildir. delilim hukuk. delilim töre. delilim bozkır yasası. değil Metehan, taa hz ademden (a.s.) beri var olan hukuk. düşün ki Allah insanı yaratsın, ondan sonra da toplum hayatını düzenleyen kurallar (din) koymasın, mümkün değil. ayrıca bu konu destansı bir hikaye yada uydurma değil. tarihsel yazılarda yer alan var olan gerçektir. kaynaklar var. elbetteki konunun tüm detayları belirtilmemiş olabilir. bu meselenin özüne zarar vermez. türkler eşlerini han-ım diyecek kadar değer değerli görürler, lakin iş devlet olunca bırak eşini canını bile vermesini bilirler. buna neden şaşırıyorsunuz ki? dünya baki mi? hayır. herşey fani. ecel gelende, candan da geçilir yardan da. dünyanın içindeki herşey dünya malıdır ve geçicidir, kalıcı değildir.
özet:
---spoiler---
mete der ki,
"barışı muhafaza etmek için kendime ait olan şeyleri feda ettim (karısı ve atı). ama atalarımdan kalan ve millete ait olan vatan toprağını savunmak için hükümdarım. ve bundan asla fedakârlık yapmam."
ekşi / 0 5 ucu olan adam
devlet adamlığının önceliğinin 'ailesi' değil, devleti, toprağı, halkı olduğunu gösteren gerçek öyküdür.
ama kendini kurtarmak için milletine büyük bedel ödetenleri göre göre ekşiciler bile bu öyküye inanamıyor. savaşa kolay kolay girmeyen, girince de dümdüz edebilecek adam, neden bu gavatlığı yaptı ahhaha!' diye yalan olduğunu sanıyor. yaa pınar kardeş ? devlet acı çekmektir, devlet adamlığı adamlıktır gerekirse çocuğunu içi kan ağlasa da boğdurmaktır.
ekşi / tatil kufesi
hikaye değil tarihsel yazınlardaki gerçektir.
kaynaklar:
hunların hayatı - marcel brion vefat 1984
büyük hun devleti - bahaeddin ögel vefat 1989
bozkırın kağanlıkları - ahmet taşağıl
türkçülüğün esasları - ziya gökalp vefat 1924
günümüz bağlamında algılaması zor gelebilir, mete han'ın birden fazla eşi vardı, cariye grubundan da bahsedilebilir.
tarihten, hukuktan, ahlaktan haberi olmayanlara her yer paristir. zaten onlar biz anlatsak da inanmazlar. olsun, her şeyin en doğrusunu bilen yüce Allah doğru söyleyenleri sever. biz doğru bildiğimizi söyledik ve yazdık. üzerimizdeki mesuliyetin hakkını verdik. Allah ve melekleri de şahit olsun. yarın mahşer günü kurulduğunda gözüyle görmediği halde sultana iftira atanlara da metehanın 20 tırnağı yakasında olsun.
o dönemde kadın,eş ,kızkardeş ,anne falan önemli değil ,önemli olan çocuk yapsın, etrafı çevirsin o kadar.
kadın kimle seks yapmış çocuk kimden olmuş o bile önemli değil, kıskançlık namus cinayeti falan görülmüyor. (bu bütün dünya coğrafyası için geçerli )
roma örneği sarayda bile kimin kimi siktiği kimsenin umurunda olmazdı.imparator karısı dahil.
türkler de şu var kadına saygı epey fazla ,anneye hürmet eşe hürmet yüksek.
onun için kafayı takmayın.
bu arada hunlar kavim falan değil başıboş insan sürüsü.
