Benim işim Allaha şükür iyi ama her zaman aklımda organik tarım yapmak var. Bir gün nasip olursa arsa alıp elimi eteğimi çekmek istiyorum bu emir altı işlerden. Kendi işimin patronu olmak istiyorum.
yapılan iş için en önemli şeylerden birisi bu. her ne kadar parası iyi olursa olsun sevmeyerek yapılan bir iş bir süre sonra psikolojiyi çok güzel mahvediyor. en güzel şekliyle tecrübe ettim bunu.
severek yaptığın işten seni soğuturlar. çünkü patronajın bir kısmının asıl sorunu ego sudur. kibridir. yaptığın işin doğruluğu dürüstlüğü, devlete millete topluma karşı olan görevin sorumluluğun gereği işinin hakkını vererek kuralı kaidesi neyse ona göre yapman değildir. hizmet adına tüm yaptıkların da değildir. o kendini firavun zanneder. sana da öyle davranır. yeri gelir ezer. yeri gelir zulmeder. yeri gelir hakaret eder. yeri gelir hakkını yer. yeri gelir alay eder. artık hangisi denk gelirse. tek tek hepsini yaşarsın. yaşadık. ondan sonra da mesleği bırakırsın. seni kendine muhtaç zanneder. hiç beklemediği bir anda öyle bi bırakırsın ki, Hollywood senaryosu gibi, cümle aleme kapak olur kapak. maymuna döner apışıp kalır. kukumav kuşu gibi düşünür düşünür çıkamaz işin içinden. ee Allah büyük..
idealist biri olarak üniversiteden mezun olduğum bölümünün işini severek yapmıştım, severek yaptığımı gören eski patronum da beni, severek yaptığım işten soğuttu.
iki gün önce, başka bi' gazetenin imtiyaz sahibi olan ekurisine wp'den, bana mesaj attırmış, "Abridge, şartlar iyileştirilirse X'in (eski patron) yanında yeniden çalışmak ister misin" diye. Mesajın ss'ini alıp, direkt engelledim.
yıllardır gurur duyarak ve severek yaptığım sokak polisliğine, geçirdiğim kaza sonucu organ kaybı ve hareket kısıtlılığı sebebiyle veda ettim ve kalan meslek hayatım boyunca büro memurluğu yapacam kısmetse. tepemde duran klima ve içtiğim taze çaylar bana cehennem azabı gibi geliyor daha şimdiden. allahım sen yardım et.